DARK SOULS™: REMASTERED İncelemeler

Oyunun kendisinde bir sorun yok ama kontrolleri beni çok zorladı

Öncelikle Elden ringi fullemiş, dark souls 2 yi 8 saat katlanmış ve dark souls 3 'e yeni başlayacak biri olarak yorumu yazıyorum. Tavsiye: Eğer oyunu ilk kez oynayacaksan kesinlikle tam çözüm videosu izleyerek oyna. Oyundaki harita dizaynı birbiriyle bağlantılı olduğu rahat etmen açısından önemli. Tavsiye Kanal => EMİN ÇITAK OYNANIŞ: Oyunun kısaca amacı bir bonfiredan ( Ateş yaktığın yer son save noktası) diğer bonfirera can potlarını bitirmeden ulaşabilip bossa o haritadaki bossa ulaşmak. Ds1'i (Dark souls 1 Remastered yazmakla uğraşmıyacam :D) Elden ring oynadıktan sonra oynayacaksanız alışmanız 1-2 saat alabilir. Çünkü oyunun roll yani yuvarlanması baya kütük alışman zaman alabilir. Diğer yandan souls kasabildiğin yan içerik düşmanları oyunun erken aşamalarında seni tilt edebilir. Bİr kombolarına yakalandığın zaman bide 2-3 kişilerse geçmiş olsun orada öldün . Oyunun ilerliyen kısımlarında bunlardan çok etkilenmeyeceksin ama gene de tilt olabilirsin. Oyunun silah çeşitliği ve büyü çeşitliliğini ilk oyun olmasına rağmen yeterli ve iyi buluyorum. Boss zorluğu açısından zor bir oyun kesinlikle değil. Beni hiç bir boss zorlamadı fakat oyunun 1-2 bossu düşük levelliysen zor gelebilir. Bunlardan farklı olarak diğer oyunlardan farklı bir mekanik olarak zırhları yükseltebiliyorsun. Bu yükseltme sayesinde zırhını falan artırabiliyor ve diğer ağır zırhlarla aynı stata gelebiliyorsun. Oyunda harita dizaynı karanlık olsada gene de güzel bence . Ayrıca gideceğin bütün yerler birbiriyle bağlantılı olduğundan oyunun belli bir noktasına kadar bonefirelar arası ışınlanmayı kullanamıyorsun. Fakat gene amele gibi yürümüş olsan da seni rahatsız edecek derecede değil. Bu haritanın birbiriyle bağlantılı olmasını örnekle açıklamak gerekirse;bir yerdeki bossu öldürüp farklı bir yeri açabiliyorsun, 20000 bin soulsa bir eşya açıp açabiliyorsun... Özetlemek gerekirse: Oyun mekanik olarak hantal olsada alışabiliyorsun. Bosslar zor değil fakat bossla bonfire arası mesafe uzun olduğundan bossa gidiş yolu baya meşakatli. Harita dizaynı olarak kendine has bir oyun. Silah çeşitlliği, Npc görev, çeşitliği gibi şeylerden bence yeterli. Kesinlikle tavsiye ederim PUANLAMA: 9.2 Boss zorluğu: 6.5 Harita dizaynı: 9 Silah çeşitliliği: 8.5 Yan mobların zorluğu: 9.5 Amelelik: 10 Sistem gereksinimi: =>Tost makinesi => Normal bir pc ✓✓✓✓✓ (oyun burada) => Ortalama bir pc => Yüksek gereksinimli bir pc => Mega bir pc => Uzay makinesi bir pc

sens fortressın aanasını avradını chaos +1 zweihander ile okşayayım.

Bana göre kesinlikle en iyi souls oyunudur, ben psden 200 saat oynadım ve platinledim şimdi arkadaşımla oynamak için pcden tekrar aldım. Bu oyun kesinlikle bir Absolute Cinemadır

Zihinsel varlığım hakkında büyük endişelerle başladım ama aksine çok keyifli ve rahatlatıcı geldi. Hikaye anlamında da oynanış anlamında da tek eleştirim shrinelar arasında seyahat seçeneği olmaması ulaşımı bazı noktalarda çekilmez kılmış. (köpekleri ve fareleri tasarlayan lavuğu bulun)

Güzel vakit geçirtti ne kadar oyunun başında lake e gidip curse yiyip dönene kadar acı çekip bırakmayı defalarca düşünsem de ben bu oyunu 100 de 100 fullicektim ve öyle de oldu birkaç tane boss güzeldi onun dışında çoğu kolay ya da boştu. Ds2 ye o kadar laf ediyorlar bu oyun anor londodan sonra sıçıp batırıyor. Bok gibi bölgeler, başta güzel zevkli oluyor kısa yollar açmakta sonra yürümek işkence oluyor lord vessel olsa bile yürüme simülasyonuna dönüyor ama mutlu ayrıldım başarım fullemekten. Ds2 daha çok acılar çektirmişti fullerken. He bir de oyun poise unuz yoksa götünüzden kan alıyor ve birine kitlenince 4 boyutlu takla atılabiliyor. Maymunlar ds2 nin hitboxuna laf atar ki ds2 de 8 boyutlu takla atabiliyorsun düşmana kitliyken ve adp 20 olsa tüm oyunu rahat rahat geçiriyorsunuz. Bu oyunda sağa doğru çapraz şekilde takla atıyorum düşmana doğru takla atıyor karakter. Kamera sapıtıyor kitlenince bir defa bile kitlenmedim oyun bitene kadar bok gibi kamera kontrolü. Hiç eee bu oyun eski diye de ağlamayın sözde REMASTERED :) Son olarakta Dlc eğ ti bir manus zorlayıcı deniyor o da sözde çok basit kaçtı belki belli bir beklentiyle bossa girdiğim için olabilir ve hayır hiçbir yerden izlemedim ya da rehber bakmadım oyun için bi oyunu bitirdiğimde başarım fullemek için yapılacak npc görevlerine baktım.

Son Boss Gwyn'i yenmenin verdiği o mutluluk hissi müthiş. Sakin, chill bir oyun arıyorsanız bu oyun tam sizlik öneririm.

bokum tadında bi oyun mal gibi ölürsün başa dönersin bi olmaz yani bu 30 dolar ver mal gibi git öl 2 saate oyunu öğrenmeyi bırak iade etme şansın bile olmaz girer 30 dolar

Dark Souls 1, oynadığım 3. Soulsborne oyunu ve eski olmasına rağmen gerçekten beğenerek oynadığım bir oyun. Karanlık bir evrende, nereye gideceğimizi bilemediğimiz yollarda, levellerini ve güçlerini denemeden bilemediğimiz düşmanlarla savaşarak ilerlediğimiz bir oyundur kendisi. Söylediklerim belki kulağa “Böyle oyun mu olur?” dedirtiyor olabilir ama bu oyunun güzelliği de tam olarak burada. Günümüz oyunları gibi mini haritada her şeyi size gösterip sizi keşif zevkinden mahrum bırakmaktansa, sizi bir bilinmeyene atıp her şeyi kendinizin keşfetmenizi istiyor. Ama “Hayır, ben gideceğim yolu bilmek istiyorum.” dersen, internetten yardım alarak ilerleyebilirsin tabii ki de. Dark Souls 1’in wiki sayfasına girdiğinizde "Game Progress Route" başlığı altında oyunda nasıl ilerleyeceğinizi gösteren talimatlar var. Oyuna tekrardan gelecek olursak, oyun eski olduğu için mekanikleri biraz küt gelebilir. Ama eski ve güzel oyunların bir özelliği vardır ki biraz oynadıktan sonra o kütlük ve eskilik gözünüze batmıyor ve oyun akıp gidiyor. Oyunun ana mekaniklerinden biri olan bonfire olayı bu oyunda gerçekten zorlayıcı ve rahatsız edici. Bonfire dediğimiz şey oyunda bir nevi kayıt sistemi ama şöyle bir kayıt sistemi: Öldüğün zaman nerede öldüysen öl, fark etmeksizin en son hangi bonfireda dinlendiysen orada tekrar doğuyorsun ve yine bu bonfirelarda level atlayıp gerekli işlemlerini yapıyorsun. Bu oyunda bu bonfireları çok az serpiştirdiklerinden, öldüğün zaman eski yerine koşup kaybolan soulslarını almak tam bir ızdırap. Oyunun hikâyesine gelecek olursak, karanlıktan aydınlığa açılan güzel bir hikâyeyi ele alıyoruz aslında. Bu yolda ilerlerken yardım ettiğimiz insanlar ve bize yardım edecek insanlarla tanışıyoruz. Tabii bu yardım meselesi, bizim o kişilere olan tavırlarımıza göre değişiyor. Aslında oyunun hikâyesinde yaptığımız seçimlerin sonuçları var ve bu yan karakterlerin gerçekten güzel işlenmiş hikâyeleri mevcut. Soulsborne oyunlarında hikâyeyi düzenli bir şekilde takip etmek istiyorsanız, oyundaki itemlerin hikâyelerini okumanız gerekebilir. Oyun, hikâyeyi size direkt olarak vermek yerine bu şekilde bir yol izliyor. Benim şahsi fikrim, oyunu bitirdikten sonra internetten bir kaynaktan lore’unu öğrenmek; sonra oyunu bir de hikâyesini bilerek bir daha bitirmektir. Her karakterin ayrı hikâyesi mevcut oyunda — tabii bulabilirsen. Sonuç olarak “Eski oyun oynamak istemiyorum.” dediğim zamanlarda bile bana kendini oynatabilen nadir bir oyundur kendisi. Eskiliği evet, sizi zorlayacaktır ama oynamanızı tavsiye ettiğim bir oyundur. Soulsborne oyunlarına giriş yapmak istiyorsanız, giriş yapacağınız oyun bu olmamalı. Elden Ring bunun için çok daha iyi bir tercih olacaktır.

Adını yeni bir türe vermesi ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Tabii bazen saç baş yolduruyor ama 2011 için müthiş bir iş. Tarihin en iyi oyun serisidir. Babadır, tartışılmaz PRAISE THE SUN