Tales of Zestiria İncelemeler

Konuyu anlatım hızı ve anlatma tarzı klasik bir Türk dizisi kadar yavaş ve sıkıcı, düşündürmeyen, gram sürprizi olmayan olan sürprizleri de bu ne aminiyüm dedirten karakterleriyle başarısız, dünyası güzel ama detaysız bir oyun. Nasıl olursa olsun her türlü JRPGyi oynayan bir insan değilseniz almanızı önermem. 8-12 yaş Japon çocukları oynasın diye yapılmış bir oyun gibi hissettiriyor. Hikaye 5/10 Grafikler 8/10 Optimizasyon 6/10 (30fpsyi geçmiyor) Müzikler 8/10 (Oyunda bulunduğunuz yerin atmosferini iyi yansıtıyor) Oynanış 8/10 (20 dakika kesintisiz kyaa yapmak keyifliymiş) Ses 4/10 (Karakterlerin sesi savaşlar sırasında sürekli birbirine karışıp gürültü yapıyor) GENEL 5.5/10

Uzun soluklu ve hikayesine odaklanmanızı gerektiren bir seri. Nedense karakterlere hemen ısındım ve hikaye klişe gibi görünse de kendine has bir tarzı ve dünyası var. Anime seven biriyseniz hiç durmayın :)

Çok basit bir JRPG ,oynanış bakımından çok sıradan - yetersiz evet ama karakterler çok eğlenceli ben sırf onun için halen oynuyorum,hikayesi gerçekten güzel ben beğendim(Ah bir de o opening yok mu harika birşey aq).Bence indirimde bi şans verilmeli.

Tales of berseriadan sonra oynamak iyi olmadı .Animesinide izledim bitirdim bu hiç iyi olmadı oyunu oynayasım gelmiyor velvet gibi efsane bir karakterden sonra bu karakterler bu oyun sarmadı üzgünüm. bana göre çöp

Tales serisine yeni başladım oyun mekaniksel açıdan tatmin edici. Genel anlamda oyun yapısını sevsem de görev takip sistemini sevmedim. Bazen görevlerin yerlerini bulmakta zorlandım. Parti üyelerinden yardım alsak da görev yerini bulamamak beni yordu. Genel olarak oyunu olumlu olarak değerlendirdim, JRPG severlerin kalbini kazanabilecek türden. Seriye devam edeceğim

Ben bu oyunu gayet beğenmiştim, insanlar neden bunu yerden yere vuruyor bilmiyorum. Evet, birçok Tales of ve anime klişeleri var ama hiçbiri oyunu kapatıp bir daha asla açmamama sebep olmadı. Bir seri çokça oyun ürettiği zaman fanları gurmeleşiyor ve yeni şeyler deneyebilmek çok daha zorlaşıyor. Yeni oyunlar eski oyunların gölgesi altında kalabiliyor. Bence Zestiria’da da böyle bir durum söz konusu. JRPGleri kıyısndan bile seviyorsanız tavsiye ediyorum.

Arkadaşlar gerekli detayları güzel bir biçimde açıklamışlar. Bana göre + ve - yönlerini yazacağım bir inceleme olacak. + Hikaye normal jrpglere göre daha fazla karanlık barındırıyor. Bu da hikayeye ağırlık katmış ve daha da merak etmenizi sağlıyor. Hikaye doyurucu idi. + Çizgi film şeklindeki sinematikler az da olsa kaliteliydi. Oyun içindeki yeteneklerin görsel şemaları da beklemediğim kadar iyiydi. + Seslendirmeler (JP dub) ve karakterler arası diyalogların bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. Grup içi şakalaşmalar etkileşimler Final Fantasy 15 deki kadar derin ve detaylı olmasa da aynı hissi biraz da olsa verebildi. + Açık dünyanın ve mekanların birbirinden farklı olması güzeldi. Aynı yerlerde tekrar dolaşıyormuş hissini vermedi. - Grafikler beklediğim kadar iyi değildi daha iyi olabilirdi. Hele ki yüz animasyonları... Hikaye ilerliyor, olaylar oluyor karakterlerimizin yüzlerini gösteriyorlar ama nerede ne yaptıklarını anlamıyorsunuz. Sadece ses tonlarından o anki duygu durumlarını anlıyorsunuz. Ağlasa fark edilmiyor, gülseler zaten oyun başından beri yüz aynı nerede güldüğünü anlamıyorsun. - 30 FPS belası yine karşımızda. Boyle hareketli oyunlara nasıl 60 fps yapıp getiremiyorlar pc ye anlamıyorum. Allahtan ben mod buldum da onla çoğu yeri 60 fps oynayarak bitirebildim. 30 fps olarak oynamaya çalışacaksanız allah sabır versin diyorum. Bazı oyunlarda 30-60 fps farkını anlamazsın oynarsın da bunda öyle bir şey yok. 1 kez 60 fps oynanış videosu izleyin anlarsınız. - Oyunda itemlere yeni bir sistem getirilmeye çalışılmış. Her itemin (silah, giysi, takı) kendine ait element (fiziksel, hava, ateş, su, toprak) özellikleri var. Üstünüzdeki set bu özelliklerden birini diğer itemlerle aynı sıra düzleminde taşıyorsa sizin tüm özelliklerinizi fazladan arttırıyor. Başlarda heyecan verici olan ve ona göre oynamaya başlayan ben, oyun ilerledikçe yine eski stil hangisi fazla vuruyorsa onu giy mantığına dönmek zorunda kaldım çünkü oyunun kendisi öyle olmasını istiyor. Siz de paşa paşa yapıyorsunuz. - Her jrpg oyunun altın kuralı. Yan görevleri bitirmeden hikaye ilerleyemez durumu. Hiçbir zaman sevmedim sevmeyeceğim de. Zaten o kadar sevseydim o görevleri yapardım ama bana zorlama şeklinde yaptırmaları ayrıca gıcık ediyor beni. Hele bi' de haritada yoksa o görev dünyayı dolaşıp ücra bi yerde ise geçmiş olsun youtube yolu gözüktü demektir. - Oyun içinde hangi süper zeka kutuları sınıflandırmaya sokmuş çok merak ediyorum. Bide hikaye ilerledikçe açılabiliyor. Ben zindana giriyorum 10 kutu var ama ben hikayede ileride olmadığım için altın kutuları açamıyorum gümüş ile bronzu açabiliyorum. Böyle saçmalık olur mu ya. Oyun ortalama 35-40 saat arası oynama süresi sunuyor size. JRPG hastası oyuncu iseniz indirimsiz almak hakkını verir ama indirim döneminde büyük indirim aldığı için indirimde alın. Puan tablom ise; 50 < Oynanmaya değmez 51 - 59 = Çok Kötü 60 - 69 = Kötü 70 - 79 = İdare Eder 80 - 89 = İyi 90 - 95 = Çok iyi 96 - 99 = Mükemmel 100 = Yok öyle bir oyun. PUAN = 72

Beğenmedim. Anlattığı şeyler beni açmadı. Sıradan olan, daha iyi olmalı dediğim birçok yere de sahip. Diyaloglar eğlenceli, karakterler -bir nebze- derin diye alıp oynanmaz. Ayrıca tüm bu eksilerinin yanı sıra performans sıkıntıları ile de uğraşacaksınız.

[i]"Uzun zaman önce, Mitler Devri'nde, karanlık dünyayı yutmuştu. Sonra bir önder çıkageldi ve diyarı ışığa kavuşturdu. Ne zaman bir diyar felaketle karşılaşsa, insanlar onun efsanesini dile getirerek kurtulaşları için dua ederlerdi. Bu devirlerde bir önder ortaya çıkarak karanlığı defederdi. Lakin barış sağlanır sağlanmaz önder kaybolurdu. Nereye gittiklerini hiçkimse bilmezdi. Bir süre sonra önderlerin anıları efsane olup unutuldu. Şimdi, karanlık bir kez daha diyarı tehtit ediyor..."[/i] http://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=675391563 İnsan gözünün göremediği "Seraph"lar ile beraber küçük bir seraph köyünde büyüyen Sorey, çok eskiden tüm insanların seraphları görebildiğini söyleyen halk efsanesine inanmaktadır ve bu gizemi çözerek dünyayı, insanlar ve seraphların birlikte yaşayabileceği hale getirmek istemektedir. Bunun için araştırmalar yapan Sorey, seraph arkadaşı Mikleo ile eski tapınakları inceleyerek notlar alır. Bir gün yine bir tapınağı araştırlarken Alisha adlı bir genç kıza rastlarlar. Kızı tapınaktaki tehlikeden kurtarıp köylerine getirdikten sonra Alisha'nın hayatının tehlikede olduğunu öğrenirler ve onu korumak için şehre gitmeye karar vermeleriyle Zestiria Masalları başlar. Hikayenin gerisini oynayarak öğrenmelisiniz. JRPGlerin en büyük özelliği hikayeleridir. Bu hikayelerinde bize eşlik eden karakterleri ve müzikleriyle bizleri uçsuz bucaksız diyarlara götürürler. Onlarla üzülür, onlarla sevinirsiniz. Bir masal düşünün, uyumadan önce bize okunan bir masal ve bizde rüyamızda o masaldaki ana karakteriz. Türkçe olmadığı için oynamak istemeyenleriniz, hikayeyi anlayamam diyenleriniz olabilir ancak; JRPGlerin diğer bir güzel yanı ağır ingilizce istemezler. Görselliğe değinecek olursak açıkçası bu tür oyunlarda grafik benim için son plandadır ama merak edenler için söylemek gerekirse Tales of Zestiria yeterli düzeyde. Yaşayan bir çevre olduğunu hissediyorsunuz. Son olarak sizleri oyunun açılışıyla başbaşa bırakıyorum. https://www.youtube.com/watch?v=SfQkGqno85Q

Benim için PC ye bir J RPG nin gelmesi onu almam için yeterli sebep. Tek istediğim optimizasyonun adam akıllı olması ve yorumlarda fazla olumsuz şeylerin yazılmamış olması. Yoksa 100 olumlu 70 olumsuz (karışık diye geçiyor steamda) umursamam. Sonuçta J RPG benim en sevdiğim tür. J RPG demişken ondan da kısaca bahsedeyim. J RPG Japon Role Playing Game in kısaltması. Kısacası Japon RPG si. Genelde anime tarzı grafiklere sahip, çoğunlukla sıra tabanlı veya taktiksel (stratejik) dövüş sistemi kullanılan oyunlardır. Pata küte hebele hübele dalabileceğiniz çok fazla J RPG bulunmaz. J RPG lerin batılı RPG lerden bir diğer farkı ise batılı RPG ler kadar ağır ingilzice içermemeleridir. Şöyle açıklayayım; batılı bir RPG de cümlelerin yüzde 60-65 ini anlıyorsanız bu oran J RPG de 85-90 lara çıkar. Anlaması daha kolaydır yani. J RPG lerin bir numaralı, en önemli ve değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez kuralını söyleyip esas oyunun incelemesine geçeyim; JRPG DE GRAFİK ARANMAZ. Tales of Zestiria nın steama geleceğini üstelik de önsipariş olarak Symphonia yı vereceğini duyunca acaip sevindim ve çıkışına bir hafta kala önsiparişle oyunu aldım. O bir hafta geçmek bilmedi. En sonunda dün oyuna başlayabildim. Oyunun gayet güzel olduğunu netteki yorumlardan görmüştüm. Bu şaşılacak bir şey değil. Sonuçta J RPG nin en önemli serilerinden biri olan Tales serisinden bahsediyoruz. Tek korkum optimizasyon da sıkıntı çıkmasıydı. Neyse ki öyle bi sorunla hiç karşılaşmadım. Oyun resmen akıyor. Her şey max da 29-30 fps alıyorum. Zaten oyun 30 fps ye sabit oalrak geliyor. Grafiklerden bahsedecek olursam; burda J RPG lerin bir numaralı kuralı devreye giriyor. Grafik takıntınız varsa, her oyunda deyim yerindeyse crysis, battlefield grafiği arıyorsanız hiç bulaşmayın başka bi deyişle. Grafik takıntınız yoksa muhteşem bir oyun sizi bekliyor. Benim gibi anime-manga seven biriyseniz grafikler daha çok hoşunuza gidecektir. Oyunun konusu basitçe şöyle; bizim elemanlar oyunun başında eski bir yerleşim yerine gidiyorlar. Ancient Ruins olarak geçer bu tür yerler oyunlarda genelde. Buradayken yerde yatan bir kıza denk geliyorlar ve kızı kurtarıp köylerine götürüyorlar. Ama enteresan bişey öğreniyoruz burada. Kız ... gerisini söylemiyorum oynayıp görün, bilenlerde yoruma yazmasın çünkü gerçekten ağır spoilerlık bişey. Herneyse; köydekiler kızı bir an önce göndermemizi istiyorlar. Biz de öyle yapıyoruz, ardından köyün yetkilisi tuhaf bişey hissediyor. Gidip bakıyoruz tilkiye benzer tuhaf bir yaratık köyden birini happudu-huppudu yiyor. O yaratıkla ufak bir savaş yapıyoruz sonra bizim elemanın içine şüphe düşüyor ve gece kalkıp yola koyuluyor. Müziklerden bahsedecek olursam; bir Final Fantasy kalitesi yok. Ama müzikler gerçekten güzel. Oyunun ruhuna uygun müzikler yapmayı başarmışlar. Puan vermeyi pek sevmem ama 10 üzerinden en kötü 8-8.5 alır benden müzikler. Gerçi kıyasladığım şey de çok saçma. Müzik konusunda belki de en iyi oyundur Final Fantasy serisi. J RPG lerdeki en önemli kurallardan bir tanesi de mutlaka gamepadle oynanması gerekliliğidir. Daha doğrusu gamepad le oynamak, klavye-mouse ikilisine göre oynamaktan daha kolaydır J RPG leri. Neyse ki Zestiria da böyle bir sorun yok. Klavye ile de çok rahat ve akıcı oynanıyor. Benim tavsiyem her zaman olduğu gibi gamepadle oynamanız. Tabi burda kullandığınız gamepad de önemli; 15-20 liralık gamepadle oynamaktansa klavye ile oynamanız daha iyi olur. Ucuz gamepadlere de laf ettik böylece. "Siz de gamepad misiniz len?" İncelemenin özeti şu; Bugüne hiç J RPG oynamadınız ama anime-manga seviyorsunuz bu oyunu alın oynayın. J RPG seviyorsanız hiç durmayın bile. Hiç J RPG oynamadınız, anime-mangalarla da aranız yok ama grafiği pek umursayan biri değilsiniz, yeter ki oyun güzel olsun diyorsunuz. Alın, oynayın. Ben her oyunda crysis grafiği ararım, grafik önemli diyosanız o düşüncenizi değiştirin sonra Zestiria yı oynayın. Keloğlanın "ille de keçiiii" diye tutturması gibi "ille de grafiik" diye tutturanlardansanız hiç bulaşmayın.