SONG OF HORROR COMPLETE EDITION İncelemeler

Herkese merhaba, Eğer oyunu izlemek isterseniz. Türkçe yama ile oynuyoruz. https://www.youtube.com/watch?v=laNd17Xsoso

Yürü yürü bitmiyor, üstüne karakteri gamepadle bile yönledirmek çok yorucu.

Literally world's one of the best and rarest horror games without jumpscares

Oynayabileceğiniz en iyi korku - bulmaca oyunu. Hem hikayesi olsun hem oynanışı olsun 2 zevki bir arada yaşatıyor. Oyunun en güzel özelliği ne kadar ölürseniz ölün çıkardığı jumpscare ya da diğer korku şeyleri her zaman rastgele bir şekilde geliyor. Düşünmeden alınır.

Oyunumuz kimsenin olmadığı bir odada, bir masa üzeride kapağı açık şekilde bırakılmış bir müzik kutusunun içerisinden siyah dumanlarla birlikte yine siyah ahtapot kollarına benzer uzuvların çıkmasını görmemiz ve hemen ardından odaya panik içerisinde giren birinin, müzik kutusunun kapağını kapatmasıyla başlıyor. Sonrasında ana karakterimiz olan Daniel Noyer'ın kendi dairesine girdiğini görüyoruz ve kontroller bize geçiyor. Kısa bir turlamanın ardından telefon çalıyor ve açtığımızda arayan kişinin Etienne Bertrand, yani bağlı bulunduğumuz yayın evinin patronu olduğunu anlıyoruz. Bize verdiği bilgi, ünlü yazar Sebastian Husher'ın el yazmasının salı günü masasında olması gerektiği (konuştukları gün cuma) ancak kendisine hiç bir şekilde ulaşıklamadıkları yönünde oluyor. Kendisinin işi olduğu ve Sebastian Huser'ın evinin, Daniel'a daha yakın olduğu gerekçesiyle gidip kontrol etmemizi istiyor. Daniel ise bunu hiç istemiyor olsa da kabul ediyor ve Etienne Bertrand'ın verdiği adrese doğru yola çıkıyor. Yazarın evine vardığımızda kapının aralık olduğunu görmemizin ardından içeri giriyor ve seslenmeye başlıyoruz; kimse cevap vermiyor ancak evin içinde yayılan bir melodi Daniel'ın ilgisini çekiyor. Sesin geldiği yeri takip ediyor ve eve ait olmadığını düşündüğümüz bir kapıyla karşılaşıyoruz. Kapıdan girdiğimiz anda ise oyun tam anlamıyla başlıyor. Grafiksel tarafında, atmosferiyle oldukça sağlam ancak bazı modellemeleriyle biraz daha düşük seviyede olan bir yapım bizi karşılıyor. Karakterlerin ve paranormal varlıklar oldukça göze hoş görünse de, yüzleri çok basit olarak modellenmiş diyebilirim. Karakterin gözleri boş bakıyor, konuştuklarındaysa ağızları senkronize bir şekilde hareket etmiyor. Yaratık modellemelerindeki suratlar ise, şahsen görünmedikleri sürece korku hissini daha yüksekte tutuyor diye düşünüyorum. Bir başka eksi olarak sayabileceğim durumsa, kullanılan nesnelerin kullanılış anında bir animasyonunun bulunmaması. Yine de oynadığınız süre boyunca grafik anlamında her açıdan tatmin edecek bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Yapım genel anlamıyla Resident Evil'ın ilk oyunlarının ve Silent Hill'in kamera açılarına benzeyen bir oynanış kamerasına sahip. Tam manasıyla Resident Evil kontrollerine sahip olmasa da, bilmeyenler için alışmanın zaman alacağı bir yapısı olduğunu belirtmeliyim. Özellikle oyunda çok fazla tıklanabilir nokta olduğu için simetri konusunda sıkıntı yaşamanız oldukça olası bir durum. Oynanış tarafındaysa bir hayli başarılı mekanikler bulunduruyor. Öncelikle belirtmeliyim ki oyun boyunca bir çok karakteri yönetiyoruz ve karakterimiz oyun içinde ölürse tekrar kontrol edilebilir olmuyor; tam anlamıyla ölüyor. Oyun 5 bölümden oluşuyor ve her bölümün başında seçilebilir 1-4 arasında karakterle bulunuyor. Hepsiyle ya da ana karakterle öldüğünüzdeyse bölüme baştan başlamanız gerekiyor. Elbette bu durumdan hoşlanmıyorsanız, bunun olmasını engelleyen bir zorluk seviyesinin de bulunduğunu belirtmeliyim. Oyunun oldukça karanlık bir teması bulunuyor ve her karakterin kendine has bir aydınlatma kaynağı bulunuyor; bazıları mum, bazıları fener ve bazıları çakmak sayesinde görüş sağlıyor. Tabii bu ışık kaynakları, alınabilir ya da taşınamayan nesneleri görmenizi de sağlıyor. Ayrıca karakterin kişisel eşyaları da bulunuyor ve bunlar da oynanış olarak küçük kolaylıklar sağlıyor. En ilgi çeken mekaniklerden biri de kapıları dinleyebiliyor olmamızdır sanırım. Bunu yaparak kapının arkasında bir varlık olup olmadığını anlayabiliyoruz. Eğer paranormal bir varlık varsa o kapıdan girmek, ölmek anlamına geliyor. Elbette 'ölüm' sadece bu şekilde karşımıza çıkmıyor. Bazen bulunduğumuz ortam karanlık tarafından ele geçirilmeye ve değişmeye başlıyor. Bu durumda bulduğumuz en yakın saklanma noktasına (masa altı, dolap gibi) girmemiz gerekiyor. Sonrasındaysa kalp atışlarımızı düzenlememiz için kısa bir zamanlama oyunu oynamamız gerekiyor. Bunun dışında elimizde bulunan küçük bir aynadan ışık yansıtarak yok ettiğimiz, ses çıkarmadan gitmesini beklediğimiz ya da bir kapıdan girmelerini engellemek zorunda olduğumuz ruhlarla da karşılaşabiliyoruz ve tabii gereğini yapmazsak oynadığımız karakteri kaybediyoruz. Ancak daha da başarılı bir ölüm mekaniği de bu oyunda karşımıza çıkıyor. İlerlediğimiz süre içinde bir çok kez karşılaşabileceğimiz, ne olduğunu her zaman göremediğimiz nesneler olabiliyor ve bunları almaya çalıştığınızda karakter 'almalı mıyım?', 'çekmeli miyim?' gibi sorular soruyor. Eğer siz de onaylarsanız, bu yanıt bir çok kez ölümünüzle sonuçlanabilecek ve geri dönüşü olmayan bir eylem olabiliyor. Her paranormal durum 'saldırı' anlamı taşımıyor. Bazen fısıltılar duyabiliyorsunuz, bir varlık tarafından izlenebiliyor ya da yüksek bir sesin ardından etrafta size doğru gelen el izleri görebiliyorsunuz. Hem bu durumlar hem de öldürme amaçlı saldırılar herhangi bir zamanda karşınıza çıkabileceği için her zaman diken üstünde oynuyorsunuz ve bu durum da oyunun rutinliğini oldukça kırıyor. Gelelim oyundaki bulmacalara. Gayet yeterli bir sayıda bulmaca bulunan yapımda aynı zamanda bulmaca seviyesi de oldukça zor. Bir çoğunda dakikalarınızı hatta belki de saatlerinizi harcayacağınızı garanti edebilirim. Ayrıca yapısı gereği bazı durumlarla karşılaşmadan önce bazı nesneleri alamadığınız için, dolaştığınız yerleri tekrar tekrar da dolaşmanız da gerektiğinden, kaybolma riskiniz de oldukça yüksek. Ne yazık ki oyunda Türkçe dil desteği bulunmuyor; ancak internet üzerinde Türkçe yamasını bulmanız mümkün. Farklı sonları ve farklı gidiş yolları olmadığı için tekrar oynanabilirliği düşük olsa da, her bölümde ortalama 4-6 saat arası zaman harcayacağınız, tatmin edici hikayesi, grafikselliği ve oynanışıyla Song of Horror fiyatını hak ediyor diyebilirim. Elbette indirim zamanını çok daha uygun bir fiyata düştüğünü de belirtmekte fayda var.

Oyunun en önemli özelliği "değişik" olması. Bu değişikliğin yanında da eski tip oynanışı ile gerçekten eğlenceli bir oyun. Oynamanızı öneririm.

Bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. Oyunu tavsiye edildiği gibi joypad ve kulaklıkla oynayın. Rastgele ortaya çıkan paranormal olaylar çok iyi düşünülmüş. Gerçi bazen oyunun saçmalamasına sebep oluyor ama birşeyler olacağını beklemek dahi ayrı gerilim.

Zevkler ve renkler tartışılmaz ama bk gibi oyun

Ünlü yazar Sebastian P. Husher ortadan kaybolur bunun üzerine editörümüz bizi arayarak bu durumu araştırmamızı ister. Eve vardığımız da Kapının açık olduğunu farkeden karakterimizle çevre ile direk etkileşime girerek etrafı incelemeye başlıyoruz.Husher ve ailesi yoktur ve kayıplara karışmıştır.ip uçları ararken yemek odasında kapının üzerinde bulduğumuz bir not olayın gidişhattını değiştirmeye yetiyor...P.Husher mektubun da bir müzik kutusundan bahsediyor ve tam o sırada bildiniz..! müzik sesi...kulağımıza gelir, sesin kaynağı daha önce evin içinde görmediğimiz bir kapının ardından gelmektedir.Kapıyı açar ve içeri gireriz ve ardımızdan kapı kapanır hayaller sanrılar derken ışık kaynağımızın tükenmesi ile bizde karanlığa karışarak varoluşa teslim oluyoruz.(Varoluş Senin oyun tarzına göre hareket eden ve seni beklenmedik yöntemlerle avlayan bu uhrevi varlık) Her bölümde 2si ana olmak üzere 4 karakter seçeneği toplamda 13 karakter Bazı karakterler hikayenin belirli kısımları hakkında daha fazla veya az bilgiye sahiptir, bazıları ise doğaüstü olaylara karşı daha etkili olabilmektedir ve Her karakter kendine özgün bakış açısına sahip her birinin ışık kaynağı envanterinde taşıdığı eşyası farklı olduğu gibi etrafını gözlemlerken yorumlar katması eşyalara farklı bir gözle bakmamıza neden olmaktadır. Aldığımız kararlar olayları şekillendirecektir.bazı karakterler size bunu apaçık belli ediyor. Resident Evil-Silent Hill-Alone in the Dark-ObsCure tarzında bir oyun Song Of Horror sanki stephan king romanlarından fırlamış hikaye yapısı yalnızlık..kasvet...geceleğin hele bide ses sistemi ile oynarsanız kalbiniz dayanmayabilir oyun da zaten diken üstündesiniz Kapı ardından ne çıkar belli değil bunu da kapı dinleme olayı var ses kasma işi efsane ayak sesleri fısıltılar duydunuz mu topuklayın yada masa altı o da olmadı dolaba saklanmalısınız yoksa Karşılaşmak istemeyeceğiniz türden varlıklar sizi öldürebilir. Yapay zeka akıllara zarar sizi izliyor bazen aynada yansımasıyla bazen odaların dekoru değişiyor ama bir şekilde hissediyorsunuz...bununla beraber her zaman bu olaylar saldırı niteliği taşımıyor böle iki arada bi derede bırakıyor oyun sizi..bulmacaları kararında ve kafa patlatılmış belli mini oyunlar da mevcut oyunda kalp atışlarınızı ve nefesinizi kontrol etmeniz önemli.Ana karakteriniz yada hepsi ölürse oyun biter Net...bununolmasını istemezsiniz her şeye en baştan başlarsınız gerçi oda zorluk ararından değişiyor bilginize.SONG OF HORROR COMPLETE EDITION sanırım türünün tek örneği ve neden karışık yorumlar almış anlamış değilim bana göre parasını hak ediyor indirimde de alımasını tavsiye ederim.Okuduğunuz için teşekkürler keyifli oyunlar dilerim.

Herkese merhaba. Yine bir korku oyunuyla karşınızdayım. Bu seferki KÜTÜR KÜTÜR bir korku oyunu! Bu oyun için söyleyebileceğim tek şey, son 10 yılın en iyi korku oyunu olduğudur. 3rd person oynanış ve farklı oda ve koridorlarda kamera açılarının değişmesi bana eski tarz güzel oyunların tadını verdi. Alone in the Dark ve Silent Hill oynayarak büyümüş ve hala da oynamakta olan biri olarak diyebilirim ki, Amnesia ile popülerleşen 1st person korku oyunlarının arasında adeta bir mücevher gibi parlıyor. Oyunda, hayatı boktan olan Daniel'ın, çalıştığı yayınevinin bestseller yazarından deadline'ı geçmiş olan kitabın kopyasını almak için evine gitmesiyle başlıyor. Evde bir müzik duyuyor ve müziğin peşinden gidince kendini boyut dışı bir yerde buluyor. Sonra da olaylar gelişiyor. Hikaye için çok bir şey anlatmak istemiyorum, ama gerçekten güzel anlatılan ve açık bırakılmayan bir hikayesi olduğunu söyleyebilirim. Oyun episodik bir oyun, ve her bölümde 4 karakter kullanabiliyorsunuz. Karakterler birbirlerine olmasa da bölüme ve oynadığınız mekana bir şekilde bağlı. Her birinin çevredeki eşyalarla etkileşiminin farklı sonuçları oluyor. İnançlı karakter tanrısına yalvarırken, ortamı bilen karakter eşya hakkında bilgi verebiliyor. Bu da her karakterin farklı bir güzellik olmasını sağlıyor. Bazı oyunlardaki gibi güç dengesizliği yok. Oyunun korku unsuru iki evrede kendini gösteriyor. 1. Struggle Event: Oyunda karakterlerin boğuştuğu korku unsuru. Eğer boğuşmayı kazanamazsanız karakteriniz karanlık tarafından yutuluyor ve diğer bir karaktere geçiyorsunuz. Eğer 4 karakteriniz de ölürse bölümü baştan oynamanız gerekiyor. Ölen karakterin son girdiği odaya giderek, ondan kalan eşyaları alabiliyorsunuz. 2. Random Event: Random Event, oyunun EN İYİ özelliklerinden biri. Bir odaya girdiğinizde küçük düzeyde bir şeyler olabiliyor. Sıklıkla aşırı soğuma, etrafın titreşmesi, ışıkların gidip gelmesi gibi şeyler olurken, zaman zaman da tahmin edemeyeceğiniz creepy olaylara maruz kalabiliyorsunuz. Keşfettiğim kadarıyla bazı eventler için spesifik bir karakterle spesifik bir şeyler yapmak gerekebiliyor. Oyunun müziklerinin yarısından çoğu Atrium Carceri müzikleri. Atrium Carceri 10 yılı aşkındır karanlık ambiyans müzikleri yapıyor ve hafif müzik tonları bu oyun için son derece uygun olmuş. Silent Hill'deki gibi duygusal müzikleri yok, ama onun yerine bol bol trajedi var. Korku oyunu seven herkesin bu oyunu oynamasını ve ne kadar mükemmel bir iş yaptıklarının takdirini sunmasını bekliyorum.