The Town of Light İncelemeler

[b] The Town of Light [/b] Muhteşem bir hikaye anlatımı , hikaye gerçekten rahatsız edici , oyunun gerçek olaylara dayanması daha da rahatsız edici. Grafikler ve ortam gayet yeterli. Ben çok beğendim. Hikaye baştan sona kadar merak uyandırıyor. LKA şirketi Martha Is Dead oyunundan önce bu oyunu yapmış. Adamlar harbiden hasta ruhlu demek ki :d Martha Is Dead kadar etki bırakmadı bende ( büyük ihtimalle kısa olduğu için) ama kesinlikle tavsiye ederim. Şunu da demem de fayda var ; Herkese göre bir oyun değil.

Almadan önce aklınızda olsun oyun CPU'yu aşırı derecede kullanıyor. Normalde oyunlarda 64 dereceyi geçmeyen işlemcim 72 derecenin üstüne çıktı. Ekran kartı da 77'yi gördü. Afterburner'la takip yapmasam ve fanlarda tozlanma filan olsa belki de işlemciyi elime alacaktım. Enteresan olan ise oyunda ne işlemciyi zorlayacak yapay zeka gibi bir unsur var, ne de ekran kartını zorlayacak kalitede bir grafik. Daha ilk bölümü bile geçmedim. İade etmeyi düşünüyorum.

Gerçek bir hikayeye dayalı, bence korku değil gizem türünde çok başarılı bir oyun. Oynarken üzülmemek empati yapmamak elde değil. Bir insanın psikolojisine nasıl hasar verilir, oynayın görün. Bu oyunun ardından da Martha is Dead' e koşun.

KESİNLİKE OKU DOSTUM Oyunun kötü yönleri - Berbat senkronizasyon GTX1650Ti bile ısındıran yüksek fps vermeyen bir oyun -Tüm görsel şölen oyunun sadece başında gördüğünüz orman arazi - Berbat mekanikleri var -Ayalar bölümü inanılmaz yetersiz kontrol sekmesinde sadece mouse hassasiyeti var -Aşırı gereksiz uzatma çabaları -Toplasan 1.5 Saatlik oyun -Korku unsuru yok -Gerilim yok -Bunu kim korku oyunu diye üretmiş -Çevre ile etkileşim yok denecek kadar az -Kardeşim dizi mi bu? Chapter sistemi var. Şimdide artı yönleri +Hikaye gerçek +Ucuz

*** Gerçek bir hikayeden alınma, hatta mekanların bile birebir gerçek olduğu, 1900'lü yıllarda akıl hastanesine kapatılmış genç bir kızı oynadığımız oyun. Öncelikle söylemem gerekiyor ki, realiteye uygun bir korku oyunu. Yani karşılaşacağınız şey uçuk kaçık değil bizzat gerçek ve hayatta tecrübe edilebilecek-karşılaşılabilecek bir olay, bunu hissettiğiinizde zaten ürperiyorsunuz. En etkileyici yanı ise, deliliği bizzat yaşatması. Oyunu oynarken asla dışarıdan bakan birisi olamıyorsunuz çünkü ana karakterle beraber siz de aynı bilişsel hatalara kapılıyorsunuz... Hikaye (5/5) Hikayesi gerçekten sağlam. Etkileyici ve derinden hissettiriyor. Bireysel olarak karakterin hayatının ve kişiliğinin yanında, 1900'lü yılların psikyatrisindeki sınırlılığı ve Avrupa'nın akıl hastalığına olan bakışını bile harika işlemiş. Ses ve Müzik (4/5) Müzikleri çok güzel ve sesler iyi kullanılmış; yeri geldiğinde ana karakterin kafasının içindeki sesleri duyuyorsunuz, başka bir zamanda ise karakterin beynine verilen elektroşok tedavisi acısını kulaklarınızdan çıkararak size bunu hissettiriyor. Grafikler (3/5) Grafikler daha iyi olabilirmiş tabiki de çünkü yılına göre çok azıcık daha aşağıda ama karakterin duyularının hassaslaşmasıyla gelen ışık yoğunluğu ve karanlıktaki görünüm gibi detaylar güzel olmuş. Oynanış (3/5) Oynanış fena değil; daha fazla etkileşim olabilirmiş ve koşma tuşunun olmaması dezavantaj ama yine de çok rahat ve kullanışlı. Atmosfer (4/5) Atmosferi gerçekten güzel insana yoğunluklu olarak acı sonra da korku duygusunu şüpheyle harmanlatıp yaşatabiliyor (4/5). GENEL (8/10) Ben şahsen korku oyunlarını seven, hikayede derinlik arayan ve realiteye uygun-hayatın içinden bir oyun isteyen herkese öneririm. Aksiyon, jump-scare ve fantastik bir şey arayanlara, ayrıca sabrı sınırlı olan kişilere önermem. İlerledikçe daha güzel oluyor bu konuda uyarmam gerekiyor, başlangıcındaki oyunculuğa laf edenler var. Ben de laf etmiştim ama sonuna kadar ilerleyin gerçekten gittikçe daha güzel oluyor. Korku tarzı oyunlar hep favorim olmuştur ve bu oyun bana farklı bir tecrübe yaşattı.

oyunu tavsiye ediyorum dedim çünkü cidden çok güzel bir hikayesi var. Güzelden kastım etkileyici, yoksa çok hüzünlü. Oyunun kendisi aslında bir korku oyunu bile değil. Korkutmuyor bile doğru düzgün. Ancak hikayesi etkiledi beni. Benden hikayesi ile geçer not altı, ki sonunu değiştiremeseniz de gidişatı değiştirebiliyor ve sona farklı farklı yollarla ulaşabiliyorsunuz, bu da bir artı sayılır. Hikayesi cidden dokunuyor insana, son derece etkileyici ve üzücü bir hikaye. Eski bir akıl hastanesine zamanında orada yatmış birisi olarak gidiyorsunuz ve çevreyi gezdikçe anılarınız canlanıyor yavaş yavaş ve size ne olduğunu, hatıralarınızın ne kadarının gerçek ne kadarının hayal olduğunu anlamaya başlıyorsunuz ve tamamını anlayabilmek için Renee ile yola devam ediyorsunuz. Burada bir sıkıntı oyun hikayeyi çok güzel bulmuş ancak sahneler arası bağlantıları kuramamışlar. Bu yüzden bazen ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Yardım için h tuşuna basabiliyorsunuz sanırım bazı sahnelerde ancak çoğunda yine kendiniz bulmak zorundasınız gideceğiniz yeri ve depar tuşu olmadığı için biraz can sıkıcı olabiliyor. Bazen oyun da doğrudan "şuraya git demiyor" Oyunun sonu ise sanırım hep aynı, her ne kadar gidişat değişse de oyunun sonu değişmiyor. Ancak oyunda ilerledikçe tam anlamıyla yitip giden, acı içinde geçen ve hatta hayatıelinden alınmış bir insanın hayatına tanıklık ediyorsunuz. Renee'nin yaşadığı yalnızlığı, çaresizliği, kimsesizliği hissediyorsunuz. Umarım geçekten hiç kimse bu kadar kötü bir hayatı yaşamak zorunda kalmamıştır diyorsunuz içinizden. Gerçekten acı bir hikaye.

Atmosferi iyi yakalamışlar. Gerçek olayları işlediklerini iddia ediyorlar, grafikleri dönemi için yeterli. Hikaye işleyişi ise oyunun en kuvvetli olduğu parçası bence. Oyunun daha başlarında sizi öyle bir duruma sokuyor ki "a?? ben ne yapıyorum bre burada böyle??" diyebilirsiniz. Hadiselere oynadığınız karakterle birlikte uyandığınız için karakteri içselleştiriyorsunuz, hatta kendiniz oluyorsunuz. Sesler ve müzikler ise çok kötü. Neyse ki seslendirmeler müzikler ve sesler gibi olmamış.

kelimenin tam anlamıyla KÖTÜ BİR OYUN, gerçekten para verip oynadığım en kötü oyun olabilir, birincisi sıkıcı, iki saatlik bir oyun ama sıkılıp başka şeyler açtığım için beş-altı saatte anca bitirebildim. Oyun yapımcıları kesinlikle iyi değil, normalde bir oyunu planlarken oyuncuyu yönlendirmeniz ne yapması gerektiğini çok da çaktırmadan belirtmeniz gerekir fakat bu oyun ya seni H tuşuna basarak git şunu yap diye yönlendiriyor ya da hiç yönlendirmiyor. Sesler müzikler çooook kötü gerçekten rahatsızık vermeye çalıştıkları düşünülebilir ama bi sınırı vardır tatlı bi acı verirsin, uzuuun bir koridorda yürüyorum kadın çığlık sesi aşırı tiz ve sürekli aynı ses tekrar ediyor, bilerek de yavaş yürütmüşler o kısımlarda bitmiyor asssla bitmiyor bir sürü yerde sesi kapattım, korku oyunu oynamayı seven biriyim bulmaca tarzı oyunlara da bayılırım ama bu oyun tam anlamıyla iki türün de yüz karası. Bazı yerler var kadın sonsuza kadar metin okuyor ve o okurken hiçbir şey yapamıyorsunuz durup dinleyeceksiniz. kesinlikle zaman para ve tahammül kaybı. bu oyunlarda iyi olmam rağmen çoğu yeri baka yerden bakmadan geçemedim çünkü oyun size NE YAPMANIZ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİYOR. Hikayelerine bel bağlamışlar belli ki ama o da kurtarmamış çoğu şey havada kalıyor bomboş şeyler anlatıyor. Ayrıca Türkçe dil seçeneği olmaması çok büyük eksiklik çünkü zaten kısa bi oyun ve çevirisi çok kolay, oyunu oynarken o kadar sinirlendim ki kötü şeyler aklıma gelmiyor bile artık. oynamayın oynattırmayın.

Eğer ki bir okul projesi olarak veya hafta sonu 48 saatte bitmesi gereken oyun geliştirme yarışmalarından birinde yapıldıysa lafım yok. Ancak oturup gerçekten böyle bir oyun yapalım ve insanlar çok sevsin diyerek geliştirildiyse vah ki ne vah! Yani oyunda yer alan akıl hastası karakter ile empati kuralım diyerek yapılmış sanırsın, oyunu bitireceğim diye en onun kadar ızdırap çektim. Oyun sonunda yer alan "Oynadığınız için teşekkür ederiz" yazısını ilk defa bu kadar ciddiye aldım diyebilirim, gerçekten oyunun sonuna gelebilmek için harcadığım sabır bir teşekkürü hak ediyordu, geliştiricilere bu nezaketlerinden dolayı takdirlerimi sunuyorum. Oyunun tek iyi yanı kısa sürmesiydi. Bunun için de ben teşekkür ediyorum. Oyun akıl hastanesinde geçiyor ancak ne korku barındırıyor, ne gizem. Daha çok dram var diyebiliriz. Yaşanan olaylar gerçek diye sanırım üzülmemiz istenmiş fakat oyun o kadar sıkıcı ve her yürüdüğümüzde çıkan tak tak ayak sesleri o kadar rahatsız ediciydi ki hiç bir duyguyu geçiremedi bana. Almazsanız hayatınıza 4,5 saat eklemiş olursunuz.

Bu oyunda çok kötü anılarım var. Bir tane Monster Laptobum vardı. GTX1050Ti ekran kartına sahipti. Bu oyunu tam tamına 45 dk oynadım ve ekran yandı. Bilgisayarı yaptırıp sattım. Şimdi RTX2060S aldım. Bu bilgisayarla oynadım. Bilgisayarımı yaktığı için optimizasyonu rezalet bir oyun. Bu oyunu oynarken 2060 bile 78 dereceleri gördü. 12TL ye aldığım oyun bana 3000TL lik zarara uğrattı. Teşekkür ederim. Yapımcılarının hepsine selam söylüyorum.