Conarium İncelemeler

Bir oyunun yerli yapım olması beğenmek zorunda olduğum veya eleştirmemem gerektiği anlamına gelmiyor öncelikle bunu belirteyim. Oyuna olumlu bakabileceğim yönleri o kadar az ki bu sebeple incelemem çoğunlukla olumsuz olacak. Öncelikle optimizasyon çok kötü Rdr 2 kastırmayan sistemim conariumda zorlandı çok enteresan. Bu kadar sistem zorlayan bir oyunsa grafikler güzeldir herhalde diyebilirsiniz ama grafikler kötü, kaplamalar vs hiç hoşuma gitmedi. Bir diğer problem oyunda harita olmaması, bu durum çok canımı sıktı ama nispeten küçük bir alanda olduğumuz için idare ettim de keşke harita olsaymış. Oynayışı kütük gibi ama Walking Simulator türüne çok benzediği için bu durumu es geçebilirim. Hikayesi ve hikaye anlatımı bu oyunun en zayıf olduğu tarafı. Hikaye ara sahnelerin yanında etrafta bulunabilen notlarla desteklenmiş fakat tüm notları okumama rağmen hikayeyi tam olarak anlamış değilim. Oyunun başlangıcı çok soru işaretleriyle başlıyor ve o soru işaretleri hep kalıyor asla giderilemiyor. Biz neredeyiz napıyoruz? Oyun bitene kadar tam olarak ne yaptığımızı anlayamadan oynadım, oyun bitti ve eeee noldu şimdi abi? Oyun korkunç olmaya çalışmış olamamış, gizemli olmak istemiş olamamış keşif oyunu olmak istemiş o da olamamış, o çirkin mağaralarda ne olduğunu inan hiç merak etmedim. Seslendirmer ve müziği beğendim gerilimi iyi veriyor. Tarihi kabartmalar ve bulmacalar da hoşuma gitti ama işte oyunun iyi oldu şeyler bu kadar maalesef. Geliştirici ekibin hatalarından ders çıkarıp çok daha iyi oyunlar geliştirmesini diliyorum. 4/10

Conarium, H.P. Lovecraft’ın “Deliliğin dağlarında” isimli kitabından esinlenilerek Türk oyun stüdyosu Zoetrope Interactive tarafından yapılan bir korku-macera oyunu. Oyunda Güney Kutbunda bulunan bir araştırma üssünde görevli Frank Gilman’ı yönetiyoruz. Oyuna karakterimizin ne olduğunu bilmediği bir cihazla aynı odada uyanmasıyla başlıyoruz. Odadan çıkıp üste dolaşmaya başladığımızda herkesin bir yerlere kaybolduğunu anlıyoruz ve üste nelerin döndüğünü araştırmaya koyuluyoruz. Ancak bu araştırmamız bizi hiç ummadığımız gizemlere, yıldızlardan gelen kadim varlıklara ve kaybolmuş medeniyetler hakkında gizli kalmış bilgilere götürüyor. Conarium’un türü her ne kadar korku olsa da aslında oyun sizi klasik korku oyunları gibi jump scare vs ile korkutmayı amaçlamak yerine bilinmezliğin ortasına atarak anlatmak istediği hikayeyi anlatmaya çalışıyor. Doğal olarak da bilinmezin ortasında kalan biz korku duymaya başlıyoruz. Tıpkı Lovecraft’ın dediği gibi; “İnsanlığın en eski ve en güçlü duygusu korkudur, ve en eski ve en güçlü korku ise bilinmeyene duyulan korkudur.” Oyun boyunca oradan buradan topladığımız notlarla ve mektuplarla hikayeyi anlamaya çalışıyoruz. Oyunda ilerlemek için bazı yerlerde bulmacaları çözmemiz gerekiyor ancak bu bulmacalar öyle beyin yakan cinsten bulmacalar değil. Basit, etrafta dolaşırken bulduğumuz ipuçlarını kullanarak çözebileceğimiz bulmacalar. Oyun kısa bir oynanış süresine sahip. Ben bazen bulmacalarda takılıp, etrafta dolaşarak veya çözmeye çalışırken zaman kaybetmeme rağmen 4 saat gibi bir sürede oyunu tamamladım. Oyunun iki farklı sonu var. İki sonda hikayeyi kesin bir sona bağlamak yerine yine kafalarda soru işaretleri bırakan cinsten. Teknik detaylara gelecek olursak oyun grafik motoru olarak unreal 4 grafik motorunu kullanıyor. Görsel anlamda ne çok iyi ne de çok kötü. Gözlerinizi yormadan oynayabileceğiniz seviyede. Benim genellikle unreal motorunun kötü kullanıldığı oyunlarda midem bulanır ve oyuna devam edemem. Ancak bu oyunda böyle bir durumla karşılaşmadım. Oyunun sesleri ise gayet başarılı ve sizi diken üstünde tutmayı ve ürpertmeyi iyi başarıyor. Conarium bence gayet güzel bir oyun. Cthulhu mitosu’nu ve Lovecraft eserlerini seviyorsanız kaçırmamanızı tavsiye ederim. İndirim zamanlarında alınabilir.

Eğer gerilim türünden hoşlanıyorsanız oyun mutlaka hoşunuza gidecektir. Ama Lovecraft seviyorsanız oyuna mutlaka bayılacaksınız. Oyun temel olarak Lovecraft'ın "Deliliğin Dağlarında" öyküsenden ilham almış olsa da, üstadın başka öykülerinden de bolca esinlenildiği açık. Hatta tuhaf kurgunun başka üstadlarına da göndermeler var veyahut bana öyle geliyor. Yer yer sanki Sınırdaki Ev ve Sarı Kral tadı da aldım oyundan. Mekan tasarımları çok başarılı. Gerçekten büyük emek verilmiş, üzerinde çalışılmış detaylar var. Oyun bir iki yer dışında "jumpscare" içermiyor. Bu bence büyük bir başarı. "Hüloooğ" diye üzerinize atlayıp korkutan yaratıklar yerine hikayenin ve atmosferin ağırlıyla geriliyorsunuz ki bu gerçekten daha kalıcı bir etki bırakıyor. Belki daha fazla bulmacaya yer verilebilirdi, ama mevcut bulmacaların zorluğu tam dozunda. Uzun zamandır ilk kez bir oyun oynarken kağıda not almak zorunda kaldım ki bu bence olumlu bir özellik. Yerli yapımcıların son zamanlarda böyle güzel işler çıkartıyor olması gerçekten gurur verici. Türünde muadilleriyle yarışabilecek bir oyun, özellikle esinlendiği temayı bu kadar güzel kullanmış olması harika.

Genel olarak keyif aldım, tavsiye ederim. * Yazarlık, görseller ve seslendirme çok başarılı. Türkçe seslendirme olsaydı tadından yenmezdi, ama ne kadar maliyetli olduğunu az çok biliyorum. * Oyunun başları ve ortası gayet keyifliydi. Sonlara doğru sıkıldım, fazla uzun geldi ve bazı bulmacaların mantığını anlayamadım. * Denizaltı bölümü çok zevkliydi. * Korku hissettiğimi söyleyemem, sadece merak hissettim. Lovecraft külliyatında hatırladığım kadarıyla bu inşa edilen yapıları görmek insanları delirtiyordu, burada onu göremedim, ama zaten bu hissiyatın bir bilgisayar oyununda verilebileceğinden emin değilim.

Ülkemizde maalesef Csgo,gta 5 gibi oyunlara verilen değerler şu tür oyunlara verilse şu an daha farklı şeyler konuşur olurduk.Genellikle o türleri oynayan kitle bu tür oyunları görünce "Bu ne amk oyunda amacın ne" veya "Aksiyon yok mu" gibi tepkiler verdiğinden insanda pek oyun zevki bırakmıyor.Ama neyseki sakin birisi olarak bu oyunla ilgili eleştirime geçiceğim. Öncelikle oyunun Türklerden çıkma olduğunu söyleyelim ki bizlerden birilerinin de oyun yapabildiğini görsünler.Bir oyunun sadece aksiyondan ibaret olmadığını anlattığı hikayesi ve başarılı grafikleriyle de bunu başarabildiğini gösteren yapımlardan birisi Conarium.Genel olarak yürüyüp,araştırıp ayrıca etraftan bulduğumuz notlarla birlikte ilerlediğimiz bir Bulmaca tarzlı Bilim Kurgu-Gerilim oyunu kendisi.Son anına kadar heyecanla "Şimdi nolcak" diye tepkiler verebilirsiniz.Ve yine ayynı şekilde son ana kadar kafanızda türlü türlü sorular olacak ve ilerledikçe bu soruların cevaplarını bulacaksınız.Hikayesinin işleyişi,grafikleri,müzikleri vs.son derece hoşuma gitti.Oyunu hızlı oynarsanız 3 saatte eğer araştırarak ilerlerseniz 6-7 saatte bitirirsiniz ve 31 tl'lik bir oyun için bence gayet makul bir fiyat.Neyse efenim ilginizi çekerse araştırın,bakının bence seversiniz.

TR dil destekli muazzam bir korku gerilim oyunu. Lovecraft öğelerinin çok iyi kullanılmasından tutun dünyasının hem germesi hem de sizi içine çekmesiyle Conarium bir yerli yapım olarak farklı ama güzel bir oyun. Oynanış anlamında bir yürüme simülatöründen farksız ama atmosfer olarak pek çok yerde geriyor ve meraklandırıyor. İndirimlerde göz atılmadan geçilmemeli.

Öncelikle baştan söyleyeyim , kitaptan uyarlama olduğu için oyun yavaş ilerliyor alacakların dikkatine. Okunacak , araştırılacak yüzlerce şey var ve tahminimce oyunu bitirince kitabı okumuş kadar olacağız. Bu kadar yazılı metin varken Türkçe desteklemeseydi baya kötü olurdu fakat en güzel özelliği oyunun Türkçe olması. Şimdi antartikada 4 bilim adamıyız ve belli ki bizim bazı zihinsel-psikolojik problemlerimiz var yaptığımız araştırmanın yan etkisinden ötürü. Oyundaki atmosfer inanılmaz , gerilimi sonuna kadar yaşatıyor. Henüz yerimden zıplayacak şekilde korkmadım ama dediğim gibi gerilim bir saniye bir eksik olmuyor. Etrafı keşfetmekten ziyade , oyundaki karakterin hayal dünyasını ve beynini keşfediyoruz gibi hissettim ben. Teknik açıdan şu ana kadar hiç bir problem yaşamadım. Oyunun oynanışını merak edenler ; https://www.youtube.com/watch?v=yQRoctwjBqw&t=25s linkinden 1080p-60FPS kalitesinden Face-Cam'li izleyebilirler. Bu ve birden çok oyun videosu için Ali Emre Çınar YouTube kanalına bakabilirsiniz.

Helal olsun diyorum gerçekten başarmışsınız.Tebrikler. Ah bir de Türkçe dublaj olsaydı... Bir sonraki oyununuzda Türkçe dublajı dört gözle bekliyor olacağım. Hikaye anlatımı gerçekten hoşuma gitti. Özellikle Dr. Faust'un son bölümdeki o hali... O konuşması... Adama üzüldüm ya. Uzay-Zaman da yaptıkları sınır ötesi yolculuk mahvetmiş. Oyun hikayesiyle kendine çekiyo insanı. Yine de kafamda net olmayan sorular var. Onları da forumlardan çözmeye çalışacağım. İki farklı sona sahip oyun. Tavsiye ederim.

Öncelikle kitabı okuyup akabinde oyunu oynadım. Benim diyen yabancı yapımdan daha iyi yansıtmışlar Lovecraft atmosferini tebrik ediyorum. Türk yapımı olduğu için biraz da kanaat notundan yüksek veriyorum ama Amnesia, Penumbra gibi oyunları çok seven biri olarak çok başarılı buldum. Bir bulmacada bug mı yoksa ben mi bulamadım çözümünü diye emin olamadığım bir yer oldu. Onun dışında akıcı ve sorunsuz, fiyatını fazlasıyla hak eden bir oyun yapmışlar. Kardeşlerimizi tebrik ediyor ve yeni oyunlarını sabırsızlıkla bekliyorum. Eski oyunlarını da oynamayı düşünüyorum ama aşırı zor olduğuna dair yorumlar okuyup biraz tırstım açıkcası. Neyse alalım da kafayı sıyıralım biraz bari en kötü destek olmuş oluruz yapımcı arkadaşlarımıza.

Normalde oyunları indirimdeyken alırım. Bu oyunun yerli yapım olduğunu ve Lovecraft atmosferini görünce hemen aldım. Oyunu 1 saat oynadıktan sonra gözlerim yaşardı çünkü bu kadar özgün ve yaratıcı bir yerli yapımla daha önceden karşılaşmadım. Mitler, şamanizm, antik sırlar, ileri düzeyde gelişmiş medeniyetler, başka boyutlara açılan kapılar, yüksek bilinç halleri deneyimleme vb. konular ilginizi çekiyorsa bu oyunu deneyebilirsiniz. Edit: Oyunu az önce bitirdim. İnanılmaz bir deneyimdi. Dr. Faust'un edebi üsluptaki konuşmaları, kadim teknolojilerin çekiciliği, 5 duyumuzun ötesinde farklı algı biçimlerinin olması, bilim insanını hakikate doğru çeken merak duygusu vs. herşey çok çok iyiydi. Oyunda genel olarak 2-3 kişinin emeği olduğu için çok özlü, yoğun bir oyun olmuş. Oyunu yapanlar kendi ruhlarından çok fazla şey katmışlar. Oyunu oynamaktan çok oyunu yaşadım diyebilirim.