
15
Oyun İçi
7 966 😀
1 066 😒
85,74%
Değerlendirme
$19.99
Slender: The Arrival İncelemeler
Slender Man her zamankinden daha korkunç bir şekilde geri dönüyor. Tek başınasın. Sana yardım edecek kimse yok. Çığlığını duyacak kimse yok. 10. Yıl Dönümü Güncellemesi için son teknoloji görsellerle dehşeti yeniden yaşa ve hayatta kalma dehşetini en iyi şekilde deneyimle.
Uygulama Kimliği | 252330 |
Uygulama Türü | GAME |
Geliştiriciler | Blue Isle Studios |
Yayıncılar | Blue Isle Publishing |
Kategoriler | Tek oyunculu, Steam Başarımları, Steam Cloud, Kısmi Kontrolcü Desteği, Steam Lider Tabloları, Steam Takas Kartları, İstatistikler |
Türler | Bağımsız Yapımcı, Aksiyon, Macera |
Çıkış Tarihi | 28 Oct, 2013 |
Platformlar | Windows, Mac |
Desteklenen Diller | French, Italian, German, Spanish - Spain, Simplified Chinese, Japanese, Russian, English, Portuguese - Portugal |

9 032 Toplam Yorumlar
7 966 Olumlu Yorumlar
1 066 Olumsuz Yorumlar
Çok Pozitif Puan
Slender: The Arrival toplamda 9 032 inceleme aldı. Bunların 7 966 tanesi olumlu, 1 066 tanesi ise olumsuz olup, genel puan olarak "Çok Pozitif" elde edilmiştir.
İnceleme Grafiği
Yukarıdaki grafik, Slender: The Arrival için yapılan geri bildirimlerin zaman içindeki eğilimini göstermektedir. Oyuncu yorumlarındaki dinamik değişiklikleri ve yeni güncellemelerin etkisini analiz etmeye yardımcı olur.
Son Steam İncelemeleri
Bu bölüm, oyunun en son 10 Steam incelemesini gösterir ve oyuncuların deneyimlerine ve görüşlerine genel bir bakış sağlar. Her inceleme özeti, toplam oynama süresini ve olumlu-olumsuz geri bildirim sayılarını içerir, böylece topluluk geri bildirimlerini net bir şekilde görebilirsiniz.
Oynama Süresi:
199 dakikalar
çok iyi lol çok iyi lol çok iyi lol tık tık tıktık
👍 : 0 |
😃 : 1
Negatif
Oynama Süresi:
366 dakikalar
uzun adam var işte vergi vermen gerek yoksa sana pandik atıyor
👍 : 2 |
😃 : 1
Pozitif
Oynama Süresi:
171 dakikalar
[h1] Slender: The Arrival [/h1]
Slender: The Arrival, bağımsız yapım stüdyosu Blue Isle Studios’un öncülüğünde, orijinal Slender: The Eight Pages fenomeninin evrim geçirmiş ve geliştirilmiş hâli olarak oyuncularla buluşan, birinci şahıs bakış açısıyla oynanan psikolojik korku oyunudur. Kısıtlı bütçesine ve bağımsız yapısına rağmen, atmosfer ve gerilim yaratma konusunda büyük stüdyolara taş çıkartabilecek kadar iddialı bir deneyim sunmaktadır.
Oyun, izole bir ormanlık bölgede, kayıp bir arkadaşın izini sürmeye çalışan bir karakterin gözünden oynanır. Görsel ve işitsel atmosferin birleşimiyle yaratılan yoğun gerilim, oyuncuyu yalnızlık ve çaresizlik duygusuyla kuşatır. Slender Man efsanesinden beslenen oyun, modern korku türünün dijital ortamda nasıl etkili bir şekilde yeniden canlandırılabileceğine dair önemli bir örnek teşkil eder.
Ana karakter Lauren’dır, fakat anlatı ilerledikçe farklı karakterlerin perspektifine de geçilir. Bu anlatım yöntemi, hikâyeye katmanlı bir yapı kazandırarak korkunun farklı yönlerini oyuncuya sunar.
Şimdi, Slender: The Arrival’a dair detaylı incelemeye geçebiliriz.
[b] Grafikler ve Görseller: [/b]
Slender: The Arrival, karanlık ve izole atmosferiyle oyuncuyu yalnızlık duygusuna boğan görsel tarzıyla öne çıkıyor. Oyun boyunca dar orman patikaları, terkedilmiş evler ve sisle kaplı alanlar arasında dolaşırken, her gölgenin ardında bir tehdit varmış hissine kapılıyorsunuz. Bu da oyunun temel korku öğesini görsel anlamda başarılı bir şekilde yansıtmasını sağlıyor.
Minimalist tasarımı, yüksek çözünürlüklü detaylardan ziyade, sade ama etkili görsel tercihlere dayanıyor. Özellikle ışık ve karanlık dengesi, oyuncunun yön duygusunu kaybetmesini sağlayarak gerilimi sürekli yüksek tutuyor. Fener ışığının çevreyle kurduğu ilişki, kimi zaman güven duygusu yaratırken, kimi zaman da korkuyu daha da görünür kılıyor.
Bu atmosferin inşa edilmesinde kullanılan renk paleti de oldukça başarılı. Gri, mavi ve koyu yeşil tonları ile hem doğallık korunmuş hem de rahatsız edici bir hava yakalanmış. Slender Man’in belirdiği anlarda ekranın kararması ya da bozulan görüntü efektleri, görsel anlatımı pekiştirerek oyuncuya doğrudan tehdit hissi veriyor.
Oyunun 10. yıl dönümüne özel çıkan yeni sürümünde grafikler Unreal Engine 5 ile güncellendi. Bu sayede ışıklandırmalar, gölgeler ve çevresel detaylar daha gerçekçi hale geldi. Artık ormanda kaybolmak, sadece psikolojik değil, görsel olarak da çok daha ürkütücü.
[b] Ses ve Müzik: [/b]
Korku oyunlarında atmosferi yaratan şey çoğu zaman grafik değil, sestir. Slender: The Arrival bu işi oldukça iyi çözüyor. Oyunun atmosferi büyük oranda ses tasarımına yaslanıyor. Etraftan gelen belli belirsiz uğultular, çatırtılar ve nefes sesleriyle ortamın gerginliği sürekli tırmanıyor. Müzik çoğu zaman sessizliğe teslim edilmiş, ama bu eksiklik değil; aksine, bu sessizlik sayesinde gelen en ufak ses bile oyuncuyu yerinden zıplatıyor.
Slender Man'in yaklaştığı anlarda sesin bozulmaya başlaması, ekranla birlikte kulakları da ele geçiriyor. Özellikle kaliteli bir kulaklıkla oynuyorsanız, ses tasarımı gerçekten tüyleri diken diken ediyor. Oyuncuya “kaç” hissini sadece görsel olarak değil, sesin yönüyle ve yoğunluğuyla da veriyor. Bu da oyunun tansiyonunu her an yukarıda tutuyor.
İşin güzel yanı şu: Oyunun yıl dönümü güncellemesiyle birlikte bazı ses efektleri yenilenmiş, surround destek geliştirilmiş. Bu da atmosferin derinliğini ciddi anlamda artırmış. Artık sadece gözünüzle değil, kulağınızla da hayatta kalmaya çalışıyorsunuz.
[b] Hikaye ve Karakterler: [/b]
Slender: The Arrival, kaybolan bir arkadaşın izini sürerken karanlık bir ormanda kendini bulan Lauren’ın hikâyesini anlatıyor. Oyuna adım attığın andan itibaren, etrafa saçılmış notlar, semboller ve sessizlik, atmosferin boğuculuğunu hissettiriyor. Başta sadece Slender Man’in varlığı gerilimi diri tutarken, ilerleyen bölümlerde işler daha da tuhaflaşıyor.
Özellikle bir noktada karşıma çıkan, kapüşonlu ve insansı yaratık, beni cidden hazırlıksız yakaladı. Slender Man’in bilinen evreninde böyle bir figürle hiç karşılaşmamıştım. Bu varlık hem insansı, hem tehditkâr; korkunun tonunu değiştiriyor resmen.
Hikâye doğrudan anlatılmıyor, parçaları oyuncunun toplaması gerekiyor. Bu da merakı canlı tutarken, atmosferi daha gizemli kılıyor. Ancak ne yazık ki, bu etkileyici kurgu çok kısa sürüyor. Oyun daha derinleştirilebilirdi; potansiyeli varken çabucak bitmesi, hikâyenin ağırlığını zayıflatıyor.
[b] Oynanış ve Optimizasyon: [/b]
Slender: The Arrival’ın oynanışı oldukça sade. Oyuncuyu korkutmak için atmosfer ve jumpscare’lara güvenen bir yapısı var; fakat bu sade yapı zamanla tekdüze hissettirmeye başlıyor. Görevler genellikle benzer: belirli sayıda not ya da nesne topla, ardından kaç veya saklan. İlk başlarda bu yapı gerilimi diri tutsa da, oyun ilerledikçe “başka bir şey var mı?” diye sormaya başlıyorsun.
Ne yazık ki oynanış elementleri açısından çok fazla çeşitlilik sunmuyor. Birkaç etkileşim dışında, oyun seni yalnızca yürütüyor ve kaçmaya zorluyor. Düşmanlarla doğrudan çatışma yok, bulmacalar neredeyse hiç yok. Oysa oyunun sunduğu evren daha derin bir oynanışı kaldırabilecek potansiyelde. Örneğin; basit çevre bulmacaları, daha gelişmiş takip mekanikleri veya düşman davranışlarına dair çeşitlilik eklenebilirmiş.
Optimizasyon tarafında ise büyük sorunlar yaşanmıyor. Oyunun teknik altyapısı, özellikle güncellenmiş sürümde, akıcı çalışıyor. Görsel iyileştirmelerle birlikte kasma veya takılma gibi problemlerle karşılaşmak nadir. Ancak teknik istikrar, içerik eksikliğini kapatamıyor.
Kısacası, Slender: The Arrival atmosferik bir korku deneyimi sunuyor ancak oynanış açısından sığ kalıyor. Daha fazla etkileşim, çeşitlilik ve oynanış mekaniğiyle çok daha unutulmaz bir yapım olabilirdi.
[b] Sonuç: [/b]
Slender: The Arrival, korku türü için önemli bir figür haline gelen Slenderman’ı oyun dünyasına taşıyan en bilinen yapımlardan biri. Atmosferik yapısı, karanlık tasarımı ve sürekli takip edilme hissi oyuncuyu diken üstünde tutmayı başarıyor. Özellikle bazı sahnelerde karşımıza çıkan kapüşonlu yaratık gibi beklenmedik figürler, oyuncunun aklını kurcalayan detaylar arasında yer alıyor. Slenderman evreninde böyle bir karaktere daha önce rastlamamış olmak da bu sürprizi daha etkili kılıyor.
Ancak ne yazık ki, bu atmosferin içinde saklı potansiyel tam anlamıyla değerlendirilememiş. Hikâye çok kısa ve çabucak sona eriyor. Derinleştirilebilecek bir evren, daha fazla olay örgüsü ve karakter gelişimiyle daha güçlü bir yapıya dönüşebilirdi. Oynanış ise minimal düzeyde; görevler birbirine benziyor ve çeşitlilik açısından zayıf kalıyor. Daha fazla oynanış mekaniği eklense, oyuncuyu daha uzun süre meşgul edebilecek bir deneyim ortaya çıkabilirdi.
Sonuç olarak, Slender: The Arrival korku dolu bir atmosfer yaşamak isteyenler için kısa ama yoğun bir deneyim sunuyor. Ancak derinlik ve çeşitlilik arayan oyuncular için bir noktadan sonra yetersiz gelebilir.
[b] Puanım: 5.1 / 10 [/b]
👍 : 1 |
😃 : 0
Pozitif