State of Decay İncelemeler

Sanırım 2010 yılında Mass Effect 2 ile geçirdiğim onca saatten sonra ilk defa bir oyunu böylesine oynadım Bir nevi sonsuz oyun yapısı var final görevini yapmadığınız sürece oyuna devam edebilirsiniz yapısı gereği sürekli yan görev veriyor, normal oynanış konusunda da bu yan görevler epey meşgul ediyor. Breakdown Dlc'si ise daha çok oyunun en başta yayınlanan versiyonu olmalıymış gibi çok derin olmasa da daha oturmuş bir yapıya sahip, Açılabilir karakterler ve başarımlar kullanıcıyı oyunda tutmak adına daha başarılı olmuş Optimizasyon maalesef kötü, Çok güçlü değil gerçi 650m ile oynadım oyunu ucu ucuna yetti 25 - 35fps 1080p low - medium adına, Grafikler bu kadar performans gerektirecek düzeyde değiller ayrıca bu konuda çok temel eksikler var alan derinliğinin yoksunluğu gibi. Gamma konusunda da enterasan bir tercih yapılmış her göze hitap etmeyebilir. Oyun basit bir yapıda ve sizden sürekli erzak bulmanızı ve konuşlandığınız alanı geliştirmenizi bekliyor siz bunları yaparken de karakterlerinizin yetenekleri gelişiyor. Çok klasik ama oyuna iyi yedirilmiş fena derecede bağımlılık yapabiliyor. Genel anlamda önerebileceğim bir oyun.

Gerçekten güzel. Hem sandbox tipi survival arayanlar için ideal hemde dövüş mekanikleri çok güzel. Ancak bazı mantık hataları var. Mesela ben oyunu 2 kez bitirmeme rağmen hiçbir şekilde diğer ''komşularımızla'' sorun yaşamadım. Üstelik onları yensek bile buzdolaplarında pek birşey yok. Ama bu hatalar tabiki görmezden gelinebilir. Kendinizi bir kaptırırsanız gayet sürükleyici bir oyun. (benden tavsiye: sgt. eric'in görevlerini en son yapın :D )

Zombi mi? İnandığım türden olaylar değil.. Ama oyun o kadar güzel tasarlanmış ki, büyük bir keyif aldım oynarken.. Görüntü kalitesi çok zayıf ve alışılmışın dışında.. Ama grafikler sıkıntı değil derseniz oynamaya değer.. Güzel bir özelliği daha var oyunun, siz oyunda değilken bile zaman normal haliyle işlemeye devam ediyor.. Evinizi iyi seçin ve seçtiğiniz evi güçlendirin.. Haa unutmadan Kahraman olmaya çalışmayın :)) Evinizde bulunan ve arkadaşınız olan tüm karakterleri kontrol edebiliyorsunuz, hatta görevlere giderken yanınızda bir kaç arkadaşınızı da götürmenizi şiddetle tavsiye ederim :))

State Of Decay, gerçekten farklı ve Zombie oyunlarına değişik bir tad getiren bir oyun. Bir çok kişi oyunun grafikleri ve oynanışı konusunda veryansın etse de, acemiliklerine verin. Sonuçta bir oyunda 10-20 saat harcamadan direk yorum yapmak çok mantıksızca bir davranış olsa gerek. Oyunun hikayesi, indirilebilir içeriklerdeki detayları güzel düşünülmüş. Atmosfer ise gerçekten tatmin edici. The Walking Dead gibi bir mantığı olduğunu görsenizde, ondan ayrılan yönleri çok. Sonuçta oyunda dünyanın sonu olmadığını görüyorsunuz, yani zombiler sadece şehri basmış oldukları için, The Walking Dead'teki gibi dünyanın sonu gelmiş değil. Bu anlamda gerçekten grafiksel olarak, eşya detayı olarak, kurgu olarak bir çok aynı tür zombi oyununun önüne geçmiş diyebilirim. Tek eksiği gerçekten "Multiplay" olmayışı. Birileri şu Microsoft Studios'a ve Undead Labs'e söylese de oyunun bir "Multiplay" versiyonunu çıkartsalar. Bence 100 üzerinden rahat 90-95 alır. Metacritic Notu gerçekçi verilmemiş. Konsoldan da port olayı yalan. Adamlar her türlü kumanda ve klavye desteğini vermişler sorunsuzca. Bu konuda da şikayet edenler, kesin yetmeyen sistemleri ile oyunu oynamaya çalışıp da, bu anlamda oyuna değil de kendi sistemlerine bakmayanlardır. Benim sistemimde 4/4 lük çalışıyor. Hiç bir şekilde de oyunda hata ya da güncelleme sorunu almadım. Yoksa farklı dünyalarda mı yaşıyoruz ?

Gördüğüm en iyi açık dünya zombi oyunlarından biri çok daha iyi olabilirmiş özelikle co-op ya da mp le ama tek kişilikte gayet güzel bu tarz yapım sevenler kaçırmasın derim.

şimdii, tanım olarak zombili, üçüncü kişi bakış açısından oynanan (gta stili de denir) bir oyundur kendileri. e zombi olunca, ister istemez aksiyon oluyor. önce xbox'lara sonra pc'ye çıkmış, firmanın yanlış politikası yüzünden bir çok genç oyunu kurma ile oyunu kaldırma arasında 10-15 dakika harcamıştır. hatta ne yalan söyleyeyim, bir dönem ben de kurmuş, ilk görevi yapıp kaldırmıştım kendisini. geçenlerde denk geldim, oynayayım dedim. bir kaç gündür de oynuyorum. oyun ilk başta biraz karmaşık geliyor, zaten pat diye aksiyona atıyor abiler bizi, ufak ufak tutorial tadında görevlerle iyice ısınıyoruz. görevler demişken ufaktan rehbere de giriş yapayım ben bu arada. oyunu ilk açtığınızda en az üç zed (oyunda zombilere zed deniyor, saygı duyarak bu geleneği sürdüreceğim yazı boyunca) arkadaşınız ed'i (kelime oyunu sezdim) tepeliyor. siz de elinizdeki tahta parçasıyla ağız burun giriyorsunuz. tabi bu o kadar kolay bir şey değil. burada (ve genel yakın dövüşte) dikkat etmeniz gereken şey: stamina, hp, mesafe, yakın dövüş silahınızın tipi ve son olarak bitirici vuruşlar . . ufak ufak değinirsek; >stamina: habire bam-güm vurmayalım, spam-click olmasın kafasıyla yapılmış iyi bir uygulama, her vuruş, hatta yaptığınız her şey staminanızdan azar azar veya çokar çokar (iğrencim) yiyor. stamina'nız bitince genelde snack'le staminayı tekrardan dolduruyorsunuz veya bir süre nefes alıp beklemeniz lazım. hangisini yaparsanız yapın bu eylemler sırasında açık hedef olduğunuzdan sürekli saldırı yapmak akıl karı değil. (ufak değindim hakkaten) >hp: buna açıklama yapmaya gerek duymuyorum. hp lan. hp yani. dikkat edin tabi. bi' ısırıklık canınız varken horde'a (zed halay grubu) dalmayın. >mesafe: çok yaklaşmalarına izin verirseniz birden etrafınıza üşüşüveriyorlar, orta mesafeden emin vuruşlar yapın, hamleniz mutlaka birini hatta mümkünse bir kaçını vursun. hatta ve hatta bir süre peşinizden koşturup tek sıraya sokun, sonra saldırın. en az riski almış olursunuz. >yakın dövüş silahı: şöyle ki, bir beyzbol sopası ile bir ingiliz anahtarı aynı karakteristiğe sahip değildir. beyzbol sopası daha hızlıyken, ingiliz anahtarı daha öldürücü vuruşlar yapar, beyzbol sopasına göre daha dayanıklıdır. yani aynı kategorideki silahlarda bile ciddi bir kıyas durumu mevcut. oynama stilinize illa biri uyacaktır. >bitirici vuruşlar: zed'ler belirli hasar aldıktan sonra dizlerinin üzerine çöküyorsa, veya tamamen yere düştülerse "z" tuşu ile (ne kadar ironik değil mi) bitirici vuruş yapabilirsiniz. zed'lerin olayı kafalarına hasar almadıkça yaşamaları. yani adamın iki kolunu iki bacağını da koparsanız bile kafasına hasar almadıkça yaşayabiliyor. yani ben beğendim :D ,iyi oyunlar .

Herkese Merhaba Dostlar , #Steam yaz indirimleri başlamadan sizlere oldukça başarılı bir oyunu tanıtacağım. Kendisinin adı State of Decay . Steam üzerinden şuan benim oynadığım versiyonu satılmamakta ancak söylenenlere göre ufak grafik değişikliği ve bazı buglar haricinde pek değişiklik olmamış. Şuan birinci yıl versiyonu adında bir paketle satılmakta ve fiyatı 49 TL . ( Tüm DLC’ler içinde . ) Sistem Gereksinimlerini Paylaşayım Öncelikle : => MINIMUM: OS: XP SP3 Processor: Core 2 Duo 2.4GHz (E6600) / Athlon X64 3400 Memory: 2 GB RAM Graphics: Radeon HD 2600 XT / GeForce 9600 GSO / Intel HD 3000 DirectX: Version 9.0c Hard Drive: 3 GB available space => RECOMMENDED: OS: Windows 7 Processor: Intel Core i5 series or equivalent Memory: 2 GB RAM Graphics: Radeon HD 4750 / GeForce GT 240 / Intel HD 4000 DirectX: Version 9.0c Hard Drive: 3 GB available space Son zamanlarda çok karşımıza çıkan Açık dünya , hayatta kalma oyunu ama bunu diğer oyunlardan ayıran şey bunun arkasında Undead Labs var. Oyun içinde hayatta kalmaya çalışırken başka insanlara da yardım ediyorsunuz. Evinizi savunuyorsunuz. Yardıma ihtiyacı olanları evin koşullarına göre eve çağırıyorsunuz. Ve oyunun en çok beni çeken kısmı biri ölünce tekrar canlanmıyor , evdeki başka birini kontrol etmeye başlıyorsunuz. Bence hoş bir detay olmuş. Evlere gidip eşya arıyorsunuz , eğer çantanız dolarsa arabanın bagajına gidip eşyaları yerleştirebiliyorsunuz , araba demişken oyunun en kötü yanı sürüş dinamikleri diyebilirim. Vasatın altında olduğunu söyleyebilirim bu durum son çıkan sürüm için de geçerli. Yakın dövüş silahlarının kullandıkça eskimesi ve kullanılmaz hale gelmesi de hoş bir detay diyebilirim. İndirimlerde düşünmenizi öneririm. Bir sonraki incelemede görüşmek üzere hoşçakalın.

State of Decay normal Zombie-Survival tarzında oyunlardan kendini ayırmayı başaran bir oyun. Trumbull Vadisi içerisinde geçen oyunda amacınız ordunun sizi kurtarmasını beklemek. ( [spoiler] Tabii sonrasında ordunun vadiyi terkedip sizi orada kapalı tuttuğunu anladığınız zaman kendiniz kaçma yolları arayacaksınız, orası başka. [/spoiler] ) Bu noktada kendini diğer oyunlardan ayıran bazı özellikleri görüyoruz. İlk başta tek bir karakteri oynamıyorsunuz. İstediğiniz karakteri oynuyorsunuz. Şöyle ki şehirlerde bulduğunuz survivorlar ile bir grup oluşturuyorsunuz ve bir base oluşturuyorsunuz. Bu base'in içinde minik bir bakım yeri, kütüphane, yatak odaları gibi kendi seçtiğiniz çeşitli yerler oluyor ve bunları geliştirmeye çalışıyorsunuz. Atölye gibi yerlerde her survivor'un kendi özelliğine göre geçtiği yerler oluyor. Mesela Mekanik Atölyesi'nde Alet uzmanı olan birisini kullanıyorsunuz ve o kişi sizin arabalarınızı gece boyunca tamir ediyor. Arabalar demişken; evet arabalar oyunda bulunmakta. Şehirler arası arayışınızı kolaylaştırmak amacıyla. Tek grup oluşturan siz değilsiniz. Çevrenizde komşularınız olacak onlarla aranızı iyi tutmaya dikkat edin. Böylece ün kazanırsınız ve günlük gelirinizi katlar. Zombie/Survival ve Strateji türünde tadına doyulmaz bir oyun kendisi. Ancak şunu belirteyim bu oyunu alalı yaklaşık 2 yıl oluyor. Ancak yeni bitirdim. Çünkü uzun süre saran bir oyun değil bir süre sonra aynı şeyleri yapmaya başlıyorsunuz. Oyun güzel ancak bir süre sonra sıkıyor. 10/8

Oyunun isimlerini karıştırmama neticesinde Dead Rising almam gerekirken bunu almışım. E Ömer, sen en son çıkan oyunları 7,75e verirler mi sanıyorsun. Öyle bir karışıklıkla geldi işte :D. Oyuna başlarken biraz gerilmiştim. Hakkında hiçbirşey bilmediğim bir oyunu almıştım. Pek tahmin ettiğim gibi olmadı. Biraz oynadıktan sonra hayalimdeki türler arasında olduğunu anladım. Yalnız Türkçe yaması olmayınca çoğu yeri kaçırıyorum. Bir nedenden ötürü zombiler var (başını kaçırdım) ve biz öncelikle kendimizi kurtarıyoruz. Daha sonra belirli kamplarda farklı npc ler ile kaynak arayışına başlıyoruz. Oyun boyunca civarımızdaki tüm araçları kullanabiliyoruz ve çeşitli zombileri ezebiliyoruz. En sevdiğim kısımlardan birisi de bu zaten. İlerleyen zamanlarda kümelenmiş gruplara sık rastlıyoruz. Bunları o araba ile haşat etmenin verdiği his çok güzel. Amma velakin arabalar da hurdaya ayrılabiliyor, devrilip patlayabiliyor. Devrilmiş bir arabadan hemen uzaklaşın. Arabalarla ilgili bir şey daha söyleyeceğim. Her arabaya farklı bir güç hakim. Mesela bir pikap daha hantal iken bir mustang neredeyse uçuyor. Uçuyoru biraz daha açayım. Bazı noktalarda sanki gta vice city oynar gibi hissettiğim oldu. Yine de bu kısımdan memnunum. Silahlar ve ekipmanlara gelecek olursak çok çeşitli objelerimiz olduğunu söyleyebilirim. Uzun mesafe etkili tüfekler veya bir beyzbol sopası da kullanabiliriz. Bunların belirli ömürleri var ve yakın mesafe silahları genelde çabuk eskiyor ve bir süre sonra parçalanıyor. Tamiri mümkün mü? Henüz bilmiyorum ama olmasını isterim. Yaratıklar konusunda da çeşit ilerleyen zamanlarda artıyor. İlk başta tekil gezenler geceleri gruplaşıyorlar. Bunlar haricinde bazı mini bos diyebileceğimiz ileri enfekte olanlarıyla karşılaşıyoruz. Onlara çok dikkat etmek lazım. Oynanış olarak bir karakterler oynarken yanınıza diğer npclerden birini alabiliyorsunuz. Karakteriniz yorulduğunda yapmanız gereken başka bir karakteri kontrol etmek. Bu sayede sizin karakteriniz hemen uyumaya gidiyor. Bunu yapmazsanız maksimum staminanızda yükseltemeyeceğiniz düşüşler oluyor. Bu da sevdiğim özelliklerden birisi. Syborg insan değilsiniz yani :D. Sanırım bu inceleme oyun hakkında fikri olmayanlara yardımcı olur. Eğer yine de aklınıza takılanlar olursa bana sorabilirsiniz. İmkanım olduğu muddetçe yardımcı olmaya çalışırım.

[h1]Kesinlikle Oynamalısınız!![/h1] Hayatta kalma, zombi oyunlarını çok tercih eden biri değilim fakat bu oyun fazlasıyla hoşuma gitti. İndirme sırasında, boyutunun az olması beni negatif yönde etkilese de oynamaya başladığım andan itibaren bu düşüncem değişti. Grafikler beklediğimden daha iyi. Gece gündüz geçişleri, Güneş yansımaları, ay ışığı efekleri güzel. Ben oyunu oyun kolu ile oynamayı tercih ettim, tuş kombinasyonları rahat. Klavye+mouse kullanmadım. Ana oyunun haritası yeteri kadar büyük, bir senaryonuz ve yan görevleriniz var. En sevdiğim özelliklerinden biri de oynadığınız karakter öldüğü zaman geri dönüşü yok. Grubunuzdaki bir başka kişiyi kontrol etmeye devam ediyorsunuz. Karakterler yoruluyor, yaralanıyor; ara ara onları dinlendirip başka kişilerle oynamaya devam etmeniz gerekiyor. Evinizi siz seçebiliyorsunuz, değiştirebiliyorsunuz. Farklı tür zombiler var, arada baba olanları da karşınıza çıkıyor. Haritada, çevrenizde komşularınız var. Yan görevler sayesinde komşularınızla yakınlaşarak onları da grubunuza alabiliyorsunuz. Çevrede bulunan yapıları arayarak, yan görevler ile ticaret yaparak ya da yemek gibi malzemeleri evinizde yetiştirerek malzeme stoğunuzu oluşturuyorsunuz. Evinizde ihtiyaç duyulan Yemek, Kurşun, İlaç, Yapı Malzemesi, Yakıt olmak üzere 5 farklı malzeme grubu var. Hepsinin kullanım alanı farklı. Karakterlerde yetenek geliştirme özelliği var. Rastgele atanmış farklı yetenekler karakter seçiminde size kolaylık sağlıyor. Yetenek seviyesini arttırdıkça ekstra özellikler (silah ustalığı gibi) karakterinizi oynayış tarzınıza göre özelleştirmede yardımcı oluyor. Ana senaryo kısa sayılır o yüzden yan görevlerde vakit harcamayı tercih edebilirsiniz. [b]Breakdown[/b] ek paketi yine aynı harita üzerinde oynamanıza imkan veriyor. 5 farklı zorluk seviyesinde ilerliyorsunuz. 1 seviyeden başlayarak devam ediyorsunuz, seviye atlamak için yapmanız gerekenleri yapıyor, haritadaki dğer insanları kurtarıyorsunuz ve istediğiniz zaman bir sonraki zorluk seviyesine geçiyorsunuz. [b]Lifeline[/b] ek paketi ise size yeni bir harita ve yeni bir senaryo seçeneği sunuyor. Karakterlerle ilgili aynı geliştirmeler ve artı birkaç ek özellik mevcut. Breakdown'ı olmasa da Lifeline paketini oynamanızı da kesinlikle tavsiye ederim. Araç kullanımları zevkli, yolda giderken araç kapısını açarak zombi tokatlamak favorim mesela. :D Ya da zombi sürülerinin arasına dalmak. Araçlar da zamanla hasar alıyor evinizde tamir bölümünü yaptıysanız tamir edebiliyorsunuz. Oyun güzel oynayın oynattırın :D