Runaway, A Road Adventure İncelemeler

.

Birşeyler vaad eden senaryosu ve grafikleri güzel fakat bulmaca ve eşya toplama üzerine sıkıcı bir oyun.Windows 10 da hiç sorunsuz oynadım.

Eğlenceli bir macera oyunu. Bundan sonra çıkan oyunlarındaki gibi yardım sekmesi olmadığı için biraz bulmacaları çözerken zorlanabilirsiniz. Ama hikayesi ve karakterleri çok renkli. Bazı kısımlarında dinleyebildiğimiz müzikleri de işin tadı tuzu oluyor. Verilen parayı hakettiği kesin, tabii ki bunlar benim görüşlerim. Siz de demosunu oynayıp bana hak verebilirsiniz. :)

Point and click türündeki macera oyunlarını çok severim ve bugüne dek bu türde çıkan neredeyse tüm oyunları oynamışımdır. Gelgelelim Runaway şimdiye dek karşılaştıklarım arasında en, en, en kötülerinden biri. Çünkü bulmacaları mantıksızlık seviyesinde zor ve anlamsız. Neyi niçin yaptığınızı bile tam olarak bilmiyorsunuz. Daha da kötüsü almanız gerektiğini bildiğiniz bir nesneyi hemen alamıyorsunuz. Neden? Çünkü baş karakterimiz "henüz" vaktinin gelmediğini, ona ihtiyacının "olmadığını" düşünüyor. Oyun boyunca onu yapamam, bunu yapamam, bu çok saçma dediği şeyleri on dakika sonra "Aslında hiç fena fikir değil," deyip yapması çok sinir bozucu. Tek bir bulmacayı çözebilmek için arka arkaya 5-6 farklı engel koyuyor oyun önümüze. Dolayısıyla da bir İngiliz anahtarını almak gibi basit bir eylem bile tam bir işkenceye dönüşüyor. Önce duvardaki alet setine bakıyoruz, "Güzel bir takım," diyor baş karakter ama hiçbirini almıyor çünkü onlara "ihtiyacının olmadığını" düşünüyor. Daha sonra bir İngiliz anahtarı lazım oluyor tabii mankafaya. Tekrar o ekrana dönüyoruz, baş karakterimiz bu sefer "Hey, bu işime yarayabilir!" diyor. Ama yine almıyor anahtarı. "Önce sahibine sormam lazım," diyor. Adam "Tamam, alabilirsin," diye izin veriyor bize. Tekrar aletlere bakıyoruz ve istediğimiz boyutta anahtarın yerinde olmadığını görüyoruz. Sahibine tekrar sorduğumuzda, "Evet, orada yok. Çünkü cebimde," deyip anahtarı bize fırlatıyor. Ama karakterimiz tutamıyor ve alet balkondan aşağı, sokağa düşüyor. Bununla kalsa iyi, aşağı indiğimizde anahtarın pis bir su birikintisine düştüğünü görüyoruz ve onu oradan çıkarmak için oyun bizden "balkondan aşağı saksı atmamızı" bekliyor........ Neden? Çünkü beyimiz elini o suya sokmak istemiyor... İngiliz anahtarını alınca sorunlarınızın çözüldüğünü sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bu sadece daha beter bir işkence-bulmacanın başlangıcı çünkü. Buna baş karakterin sıkıcı, yan karakterlerin ilginçlikten uzak, konunun da son derece klişe olması eklenince en sabırlı oyuncuyu bile çıldırtacak kadar sinir bozucu bir oyun çıkıyor. Ayrıca bazı bulmacalar tam çözüme bakmadan çözülemeyecek kadar zor, saçma ve mantıksız. Türü benim kadar çok sevenlere bile tavsiye etmiyorum. 4/10 [quote]Daha fazla incelememe göz atmak isterseniz Steam Küratör sayfamı ziyaret edebilirsiniz: [b][url=https://store.steampowered.com/curator/39265984/]Pikselatör[/url][/b][/quote]