No70: Eye of Basir İncelemeler

Kimse kusura bakmasın bu oyunu önermiyorum. Öyle reklamı yapıldığı kadar iyi bir oyun değil. Üstelik 1.5 ile 3 saat arası oynama süresi var ve bu sürenin sadece 30 dakikakası adam akıllı. Geri kalan saatler çok sıkıcı ve korku unsuru olmayan yerler. Hele o 2.bölüm yokmu bahçede geçen. Bu kadar sıkıcı bir bölüm dizaynı olamaz. Neyse ben bu oyunun çıkmasını çok beklemiştim ve internette olan reklamlardan dolayıda çok hype yaşamıştım fakat şunu gördümki bu oyun alınmaz arkadaş :( Bu arada oyunu aile paylaşımı üzerinden oynadım.

Artılar: -------------- - Ses, müzik, grafik, atmosfer çok başarılı ve uyumlu. - Oynanış rahat. Bulunan kodeksler ile senaryoyu kolayca anlıyorsunuz. - Oyunla kolayca bütünleşiyorsunuz. Bulmacalar ve oynanış uyumlu olunca oyunun bitmesini istemiyorsunuz. - Fiyatı uygun. - Yapımcısı Türk :) Eksiler: -------------- - Ayarlar menüsü detaylı değil. Gama ayarı yok. Bazı sahnelerde görüş sıfıra yakın. - Işıklandırmada ufak tefek hatalar var. Objeler üzerindeki ışıklar titrediği için sanki etkileşimli nesne hissi uyandırıyor. Bazı sahnelerde bir anda ortaya çıkan bu ışıklar dikkatinizi dağıtıp oraya odaklanmanızı sağlıyor sonra hüsrana uğruyorsunuz :) - Yıllardır kullanılmayan mekanlarda yanan lambalar, mumlar, açık televizyonlar senaryoyla bağdaşmamış. - 70 nolu evin kapısını açmak için yapılan görevler tek düze ve aynı yerleri 5 kez dolaşmak bir düre sonra sıkıcı olabiliyor. - İpucu seçeneği olsaydı iyi olurdu. Sonuç olarak oynamanızı tavsiye ederim. Kaliteli bir yapım olmuş. Kesinlikle ve kesinlikle devam oyunu gelmeli. Böyle kaliteli yapımların artması ve desteklenmesi gerekli. Tüm yapımcıları tebrik ediyorum. Ödediğim para helal olsun.

5-6 Ay gibi kısa bir sürede yapılmış ve fiyatı 9,9TL'den 4,9TL'ye düşmüş olsaydı bu incelemeyi yazmaz bana yaşattığı 2 saatlik tecrübeden dolayı mutlu olur ama kimseyede etkilendiğimi belirtmezdim. Aklıma gelenler dahilinde oyunda eleştirdiğim yönler: 1- Alpha,Beta Testerlarınız geçmişlerinde hiç mi oyun tecrubesine sahip değiller de bölüm tasarımında gidilebilicekmiş gibi yerlerde engel olmadığı halde görünmez engele takılıyoruz? Gidilemeyecek her yere taş, kaya, yıkık ağaç, çit vb. konur. Atmosfer, manzaraysa dert o zaman boyu kısa tutulur engelin ama yinede henüz gitmeden orayı geçemeyeceğimiz hissi verilir bir şekilde. Birçok noktada vardı bu iticilik. 2- Senaryoda beklentim çok daha bizim eski nesillerden gelen, genel inançlarımıza göre korku öğelerinin olmasıydı (3 harfliler vb.) ama ne yazıkki jump scare bile korkutamadı. Ce ee ile gerilim olmaz. 3- Tamam sesler idare eder güzeldi ama sürekli uzun süreli tekrar etmesi germek yerine rahatsız ediciydi. (Bir ses efektinin ordan oraya dikkatimizi ölçen basit bulmaca öğelerini ararken dakikalarca aynı kalması.) ASMR videosu gibi itici seslendirme en azından sadece ilk kısımda vardı merceği bulduğumuz, sonrasında olmamasına şükrettim. 4- Birebir aynı oyunun grafik motoru Unreal Engine yerine Unity olsaymış, tablette veya cep telefonunda mobil oyun gibi olurmuş. Görsellik herşey değildir hissiyat önemli. 5-Optimizasyon, ileri git geri gel olayının dahi fazlaca tekrar etmesi (Sanki yapım esnasında amaan o kadar kastık yaptık abi haritayı biraz daha değerlendirelim denmiş gibi.) vb. sorunlardan zaten yeterince bahsedilmiş. Daha saymak istesem varda ilk aklıma gelenler ile sınırlandırdım. Umarım yapıcı eleştirilerden ders çıkarılabilir. Başka oyunlardan örnek vermek istemedim ama o oyunlarda çok az kişilik ekiplerle yapılmasına rağmen çok daha etkiliyici yapılabiliyor. Eminim yapım aşamasında birçok oyuncunun görüşü alınıyordur ya da kendileri zaten yeterince tecrübelilerdir. Türk yapımı olmasa ve emeğe saygım olmasa çok daha kötü yorumlar yapabilirdim. Üzgünüm keşke yapım aşamasında gerçekten oyun geçmişi olan sayko eski nesil insanlardan fedailer bulup görüşleri alınsaymış.

Bu oyundan çok ümitliydim. Benim açımdan son dönemin en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Oyun o kadar kısa ki yarım saatte bitmesin diye oyunda koşma denen birşey yok ve bunun üzerine bölüm tasarımları o kadar bıkkınlık verici düzeyde ki bir yerden sonra "yeter ama " demekten kendinizi alamıyorsunuz. Bulmaca adına hiç birşey yok. Oyun scriptler üzerine kurulu. Basir'in hikaye dışında hiç bir kullanımı yok. Ben ilk basir adlı merceğin olacağını duyduğumda "THE ROOM" tarzında bir oyun olacağını düşünmüştüm. Basiri kullanılabilir bir aletmiş gibi vermek yerine sadece hikayenin bir parçası olarak anlatsalardı bu kadar hayal kırıklığı yaratmayabilirdi. Hikayenin temeli iyi fakat hikaye anlatımı, geçişleri ve finaliyle güzel bir hikaye nasıl berbat edilebilirin örneği olmuş. Seslendirme konusuna gelirsekte ben başarılı bulmadım. Çoğu zaman müzikler konuşmaları bastırmış orda bir ayar bozukluğu var. Sonuca gelirsek bir oyun sever olarak oynanacak gibi değil umarım yapımcılar bu oyundan ve eleştirlerden bir ders çıkartır ve çıkacak yeni oyunu daha titizlikle yapar.

Oyun indikten kısa bir süre sonra oyunu açtım,fakat ogünkü oyun kotam gözlerim için dolmuştu.Oyunun menü müziği eşliğinde pencerede sigaramı içerken müzik tınısı ritmi hoşuma gitti.fakat sonra ses kesildi.Sadece monitörümün ışıttığı Karanlık odamda oyuna geri döneyim dedim fakat ses harbiden yok.ounu kapattım pc sistem sesindede ses yok.lan dedim ne oluyor :D mouse u oynarken pat diye kenardaki telefonum yere düştü,onu alıyım dedim bu sefer bi alttaki raftaki gamepad im düştü :D lan dedim ne oluyor bi oyun oynucaz ne bu haller :D hani olurya korku filmi çekerken o sette 2-3 kişi ölür film bi türlü tamamlanmaz.türlü türlü kazalar olur :D aklıma o geldi...Neyse reset attıktan sonra sesler düzeldi tekarar açtım oyunu ..Oyunun sufli loş bir ortamda geçmesi ve oyunun karekteri itibariyle araştırmaya yönelik olması hasebiyle bi aşağı bi yukarı indim çıktım.Açıkçası ciddi manada böyle bi araştırma inceleme oyununu ilk defa oynuyordum.Haliyle pek nereye bakacağımı bilmeden kayda değer bişey bulamadan gözlerimdeki bitmişlikle beraber çıktım.. 29.06.17 akşam saat 23:00 sıralarında tekrar açtım ve oynuyorum.Abi sesler ambians,arka taraftaki fısıltılı sesler,ara ara tavanda ayak sesleri ...parçaları teker teker bulmaya başladım ve bu yorumu merceği bulana kadar içimde anca tuttum,yazacam artık dedim ve yazmaya başladım :D aga geri döndüm daha önce geçtiğim koridorda olmayan nesneleri görünce irkildim,dediğim gibi bu tür oyunlarda sesler çok büyük etken...aynadaki şifreler vs güzel olmuş..Ortam klostorofobik biraz,loş,geriltici,irkiltici,ürpertici oynatıyor kendini...Bu arada merceği buldum odada kaldım resmin yanında 6 yazıyor kitaplıkta 6 nolu kitabı buldum kapı açılmıyor :D başka bişi var demekki :D Abi bu oyun tüylerimi ürpertip diken diken yaptımı!!?? yaptı. Ben ona bakarım.. Emeği geçen herkeze teşekürler.Güzel iş çıkartmışsınız.Eksikler yok değil ama ben 10 üzerinden 7 veriyorum abi.. indirimlide indirimsizde paranızın hakkını verir.. -menü arayüzü daha ciddi olabilirdi -radyoyu istediğimiz zaman açabilseydik ve en az 2-3 parça çalsaydı beya -görüntü ayarları 2-3 çözünürlük değilde 5-6 seçenekli olsaydı -oyun görüntü ayarları herbölüm oynarken yada girip çıktıktan sonra eski halini alıyor -1920*1080 oynarken mouse imleci ortaya çıkıp oyun ekranından bağımsız hareket ediyor -1 ve 2. bölümleri 30 fps altına düşmezken 3.BÖLÜMÜ sırf bitirebilmek adına 1ve 3 fps arasında büyük bir sabırla oynayarak bitirdim. aklıma gelenler bunlar daha sonra düzeltemeler yapabilirim... NOT : Kesinlikle karanlıkta tek başınıza oynamayın... :D

Bundan seneler önce ( 3-4 sene bile olabilir ) bir forum sitesinde başlık açılmıştı. Greenlightta olan oyunumuza oy verir misiniz tarzında, heyecanlanıp hemen girdim baktım Türk yapımı bir oyun. Karakterler, hikaye, olaylar her şey Türkçe. Greenlightta hemen yeşil ışık verdim , yeşil ışık verdiğim ilk ve son oyundur da kendisi çıkmasını 4 gözle bekliyordum. Hatta abartılı bulabilirsiniz belki, steami çıkma saatine yakın yenileyip duruyordum çıktı mı acaba diye :D Lafı uzatmadan oyuna değineyim. Unreal engine 4 oyun motoruyla yapılmış, türünün benzer özelliklerini taşıyan bir oyun. Oyun içinde çeşitli bulmacaları çözmek ve bunlarla hikayenin ilerlemesi muazzam olmuş. Atmosferi sizi germeye fazlasıyla yetiyor ve içine kolaylıkla alıyor. Şimdilik yaklaşık yarım saat oynama fırsatı buldum, beklediğim onca zamana değdiğini görmek beni çok mutlu etti. Almayı düşünen varsa sırf destek için bile alınabilir ki memnun kalacağınızdan da eminim :) Oyun içi oynanışını yüklediğim bir videom var youtube hesabımda dilerseniz oradan da fikir sahibi olabilirsiniz. Linki aşağıya koyuyorum. https://www.youtube.com/watch?v=GwnAuqG8tL8&t=20s

Bir iki yerdeki modası geçmiş jump scare unsura gerilim ögesi denebilirse eğer ehh işte, bir nebze geriyor. Elektrik direklerinin bir ara kazığa geçirilmiş bedenler şeklinde görünmesi gibi güzel sahneler var ama yetersiz. Hikayesi ilgi çekici olsa da oyunun sonu hiçbir yere bağlanmıyor. Neydi şimdi bu ¯\_(ツ)_/¯ diye ekrana bakakaldım. 3-5 saat oynanış süresi olacak denirken en fazla 2 saatlik oynanış sunması ve Ruslara 10 liraya satılırken Türkiye pazarında 21 liraya satılması da tuzu biberi. Oyunun en güzel tanımını yine kendileri yapmışlar: Yürüme simülatörü. Güzel ancak eksik bir hikayeye sahip yürüme simülatörü de 21 lirayı hak etmiyor, kusura bakmayın.

No70: Eye of Basir, piyasaya çıkmadan önce dünya kadar reklamı yapılmış, yere göğe sığdırılamaz olmuştu. Haliyle biz Türk oyunseverler de onu heyecanla bekler hale gelmiştik. Derken o an geldi ve oyun mağazadaki yerini aldı. Çoğu Türk oyuncu, hem kendi oyun sektörlerine bir katkıda bulunmak hem de oyunun söylenildiği kadar iyi olup olmadığını test etmek için birinci elden denemeye karar verdiler. Yavaş yavaş kullanıcı incelemeleri kendisini göstermeye başlıyordu ve yorumlar hiç de reklamlarda olduğu gibi cezbedici değildi. Ben de o dönemlerde fiyatını çok uygun bulmadığımdan biraz daha beklemeye karar verdim. Gel zaman git zaman, fiyatı az da olsa düşünce 11 küsür liraya bu oyunu alıverdim. Oyunseverlerin söyledikleri kadar kötü olamazdı, buna hala inanamıyordum. Yükledikten sonra bir çırpıda bitirdim. Bitirdim bitirmesine ama söylenecek bir o kadar da lafım var. [u]Bana bir masal anlat baba![/u] Önce oyunun hikayesine değinmek istiyorum. No70: Eye of Basir, Erhan adında araştırma ve keşif yapmaktan haz alan ünlü bir arkeologu konu alıyor. Erhan hayatı boyunca pek çok ilginç şeyle karşılaşan birisi. Yani hayatında olacak hiçbir şey onu daha fazla şaşırtamaz diye düşünüyor. Derken bir gün uyandığında, yanı başında bir kağıt buluyor ve evin kapılarının mühürlü olduğunu görüyor. Bu duruma inanamayan karakterimiz, işin derinine inmeye başladıkça bütün olan bitene Basir adında bir merceğin sebep olduğunu fark ediyor. Kararlı, girişken yapısıyla dikkat çeken Erhan araştırmacı ruhunu da bu özellikleriyle bir araya getirerek bu merceğin sırrını çözmek için yola koyuluyor. Bu macera esnasında bizler de ona yoldaş oluyor, yaşadıklarına bir bir tanıklık ediyoruz. Hikaye aslına bakarsanız oldukça iyi düşünülmüş ama en sonunda çok büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyor, bunu da söylemeden edemeyeceğim. Sanki senaryoyu yazan arkadaşın bir süre sonra canı sıkılmış da, yaz bir şeyler gitsin işte uzatmanın manası yok şeklinde bir düşünce içerisine girmiş gibi hissediyorsunuz. [u]Hikaye haricinde ne gibi tecrübelerin oldu?[/u] Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor. No70: Eye of Basir, hikaye ve araştırma odaklı, birinci şahıs tarafından oynanan, gerilim ve bulmaca öğeleri barındıran bir yürüme simülatörü. Oyunda toplamda 3 bölüm mevcut ve oynarken bölümleri bitirmeyi unutmayın. Neden mi? Çünkü oyunda kayıt sistemi denen bir şey yok. Evet, öyle şey olur mu dediğinizi duyar gibi oluyorum ama maalesef olmayınca olmuyor işte. Oyun boyunca etrafta notlar bulacaksınız ve bunları okuduğunuzda gerçeğe bir adım daha yaklaşmış olacaksınız. Karşımıza çıkan bulmacalarla önümüzdeki engelleri aşmamız ve bu sırra vakıf olmamız isteniyor. Bulmacaların zorlukları gayet iyi ancak bazen elinizdeki nesnelerle ne yapacağınızı kestiremediğiniz durumlar da olmuyor değil. Dolayısıyla bazı yerlerde ordan oraya dönüp durabiliyor ve İbrahim Tatlıses'in ben nerde yanlış yaptım şarkısını dilinize dolayabiliyorsunuz. [u]Peki korkutuyor mu hacı? Ödünün bokuna karıştığı durumlar oldu mu?[/u] No70: Eye of Basir'i oynarken oyun boyunca beni gerdiğini ifade edebilirim. Hatta birkaç yerde zıplattılar da ama bunlar bana yeterli gelmedi, tıpkı bulmacaların az sayıda olması gibi. Hani dilenciye az para verirsiniz ya, sadaka mı veriyon lan sen bana? der gibi bir bakış fırlatır. Bizi de o moda sokuyor yapımcılar. [u]Bildiğin yürüme simülatörü, hem de sıkıcı olanından...[/u] Zamanında Gone Home gibi oyunları oynamış ve yürüme simülatörü olmasına rağmen bir hayli keyif almıştım. No70'te ise şöyle bir sıkıntı var: Mesela bir olayın nerde çözüleceğini kestirebiliyor ve oraya gidiyorsunuz. Gittiğinizde oyun sizi ufak bir sinematikle karşılıyor ve gelecekte ne yapmanız, nereye gitmeniz hakkında ipucu veriyor. Bir de bakıyorsunuz ki geldiğiniz yere yeniden gitmeniz gerekiyormuş. Ben o kadar yolu bunun için mi geldim olm diye söylenmeye başlıyorsunuz. Tabii dert bir olsa neyse diyeceğim. Bir de buna karakterin hantal hantal yürümesi eklenince insanı ister istemez zıvanadan çıkartabiliyor. Adam sanki bir şeyleri çözmeye değil de, gezmeye gelmiş. [u]Grafikler ve sesler... Göz ve kulak zevkimize hitap edebiliyor mu bari?[/u] Hani yiğidi öldür hakkını yeme derler, No70 de grafikler konusunda gayet başarılı gözüküyor. Arkaplanda çalan müzikler başlarda kulağa hoş gelse de bir süre sonra tekrar etmeye başlayınca can sıkıcı bir hal alabiliyor. Ne de olsa her şey tadında güzeldir. [u]Gol mü değil mi hoca? Sen bana bunu söyle...[/u] Sonuç olarak No70: Eye of Basir beklentileri karşılamaktan uzak bir oyun olarak karşımızdaki yerini alıyor. Bu yabancıların ellerinden çıkan bir oyun olsa tavsiye etmeyeceğim oyunlardan biri haline gelecekti ancak Türklerin ellerinden çıkması ve emek harcanması sebebiyle onu daha fazla topa tutmak da istemiyorum. Keşke yapımcılar reklamlara harcadığı onca parayı, oyunun geliştirme sürecinde kullansaydı, çok daha iyi bir oyunla karşımıza çıkarlardı. Umalım da yeni oyunlarında eksikliklerinden ders çıkarsınlar. Türk oyun sektörüne katkıda bulunmak istiyorum şeklinde bir yaklaşımda bulunmak isterseniz tavsiyem: oyun iyi bir indirime girdiğinde ya da bir paket (bundle) içerisindeyken deneyin derim. Daha kazançlı çıkarsınız. [5/10]

Çok büyük bir merakla bekledik bu oyunu... Ne grafiklerine nede teknik ufak tefek hatalarına laf etmeyeceğim çünkü bu oyunu beklerken grafikleri güzel diye beklemedim şahsen. Garip bir duygusallık acayip bir melankoli sezdim. Dedim ki derin hikayesi olacak(herhalde!). Hiç bir türlü sevmediğim ve sevemeyeceğim jumpscare diye adlandırılan aniden ortaya çıkan bir görüntü veya ses efektleri ile oyuncuyu korkutmaya çalışma çabaları... çabaları diyorum çünkü neden anlamsızca korkutma çabası içine girdiğinizi anlayamadım. Duvardan çıkan saçma sapan eller, yavaş yavaş açılan kapının içinden çıkan balonlar felan... Neden? Gerçekten bu sahneleri tasarlayan kişiler ''evet bu oldu'' diye karar veren arkadaşlar ya 2017 senesine kadar piyasaya çıkan oyunların haddi hesabı yok. Geçiyorum bak yüksek bütçeli oyunları demiycem Silent Hill felan... Dear Esther oyununu bilirsiniz bilmiyorsanız da tavsiye ederim ayrıca... tamamen atmosferik hiçbir eşya ile etkileşimi olmayan sadece yürüdüğümüz ve şahane müzikleri ve güzel manzarası eşliğinde anlatılan hikayeyi dinliyorduk. Ne abuk subuk sesler ne saçma sapan kalitesiz korkutma efektleri hiçbir şey yoktu. Sade ve lezzetli farklı bir deneyimdi. No:70 ile ilgimi çeken tek şey tema müziği olmuştur herhalde başka bir şey değil. Ayrıca yapımcıları önceden bir çok yalan bilgi verdi. Biz atmosferik korku deneyimi sunmak istiyoruz öle kalitesiz ucuz hareketlerle korkutmak istemiyoruz demişlerdi. Ne dedilerse tam tersini yapmışlar. Ayrıca hikayeyi sözlü olarak anlatan anlatıcının sesinin kötülüğünden zaten hikayeye odaklanamıyorsunuz zaten hikaye adına da birşey yok. Hangi zaman aralığında geçtiğini anlamıyorsunuz. O kadar özensiz geçiyor ki herşey umursamıyorsunuz bile bir süre sonra. Zaten toplasan 1 buçuk saat sürmüyor oyun bu kadar kısa bir sürede bile hiçbir şey veremiyor oyuncuya. Sürekli bir mercekten bahsediyor ve sonunda buluyoruz bu meşhur merceği ama nedense hiçbir işe yaramıyor. Daha anlamlı kurgular yaratıp o merceği kullanmak için hikayeye dahil edebilirlermiş mesela. Merceği kaldır cansız mankene bak ''öğğhh'' diye ses çıkarıp kafasını çevirsin bizde korkalım gibisinden aptalca diyebileceğimiz şeyler var oyunda ya ayıp valla! Birde böyle şeyler yapmayacaktınız hani... Eleştirmezsem içimde kalır diyebileceğim bir nokta daha var eski bir müzisyen olarak. Ben müzikleri tasarlayan arkadaşın yerinde olsam önemli sayılabilecek ve hikayede yeni detayların ortaya çıktığı her sahne için farklı besteler hazırlardım. Tamam bir tane yapmışsın çok güzel olmuş ama tekrar edince ucuz bir hava katmış. Başıbozuk grubunuda ilk zamanlarından beri tanırım ve ne güzel bir hava katmış 'yak ışıkları' şarkısı ama hikaye namına birşey yok maalesef bu sebeple o şarkının oyuna bir katkısı olmamış ama grubun reklamını yapmıştır. Son olarak, keşke gizli kapılar, mercekler, görünmeyen şeyler gibi saçma şeyler üzerinde bu kadar durmasaydınız daha iyi olurmuş. Saçma diyorum çünkü hikaye olmamış arkadaş hiçbir şey yok içinde, insan azcık etkilenmezmi birşeylerden! Ayrıca demosunu tüm millete oynattınız videolar yayınlayıp reklam yaptınız ama o demolarda bulunan hiçbir sahne oyunda yoktu bu da ayrı bir hayal kırıklığı oldu. Başarılı diyebileceğimiz tek şey reklam çalışmalarınız oldu ama oyununuz fiyasko. Umarım daha iyilerini yaparsınız. ** GÜNCELLEME ** -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Şimdi ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa siz bizi salak yerine mi koyuyorsunuz?! * Siz bu oyun için 15 saatlik oynama süresi vaad etmediniz mi? (oyunu zorlarsanız 1 saatte bitiyor ne iş?) * Sürekli bir yerlere konuk olup oyunu oynadığınız demodaki yerler neden bizim oynadığımız oyun içinde yok!? Hem de hiçbirini göremedik. Oyun süresi toplasan 1 saati geçmiyor utanmadan ücretsiz yeni bölümler gelecek yazmışlar. İyi ekstra para isteseydiniz bari. O demolardaki oyunun yakınında uzağından geçmiyor. He derseniz ki arkadaş bi sabırlı ol hikaye bitmedi devamı gelecek ama hiç devamı gelecek gibi birşey yok ortada! Kızgınım size ya gerçekten kızgınım. Keşke götlük yapıp oyunu hemen bitirince iade etseydim ama vicdanım el vermedi. ------------------------------------------- GÜNCELLEME 09.07.2017 ------------------------------------------- iade ettim.

Son yapılan 2 aylık bir ertelemeden sonra nihayet No70: Eye of Basir çıkışını gerçekleştirdi. Biraz oynadıktan sonra dedim ki "Bu oyun 2 ay önce kim bilir nasıldı?". Keşke tekrar ertelenseydi. Biraz üzülürdük ama ardından yaşayacağımız deneyim güzelleşirdi. Böyle bir hayal kırıklığı yaşamazdık. Sıklıkla FPS düşüşleri yaşıyoruz. Optimizasyon sorunları hat safhada. Sistem mistem yok bam bam bam! Ayrıca oynanış süresi çok kısa. Ücretsiz olup 4-5 saat süren oyunlar var. Fiyatını kesinlikle haketmiyor. Yerli yapım deyip destek çıkılırsa hem bize hem onlara zarar olur. Herkes hatasını farketmeli ki bir daha aynısı olmasın. Lütfen bana ayarlar var demeyin. Oyunda ayarlar mevcut değil. Ayarları koymayı unutmuşlar (!). Oyunda bir süre ilerledikten sonra "Acaba gözümden kaçan bir sekme mi vardı?" diye düşünüp ayarlara geri döndüm. Ancak çözünürlük yüzünden ayarlara değil çıkışa tıklanmış sayıldı. Bana bi "çıkmak istediğinden emin misin" bile demedi. Hadi aynı yerleri tekrar yürüyelim (!). Özensiz yapılmış, üzerinde durulmayan yığınla şey var. Radyodan 2 metre uzaklaşınca hiç müzik sesi gelmemesi ve etrafta bulduğumuz kağıtlarda yazan yazıların, kağıttan dışarı taşması gibi. Ölçeklendirme iyi değil. Bulunduğumuz ortamdaki eşyaların, aynada devasa gözükmesi örnek olarak gösterilebilir. Özensizlikten çevre modellemeleri de nasibini almış. Modellemeler arasındaki beyaz boşluklar göze hiç hoş gelmiyor. "Böyle şeyler dert mi?" demeyin. Böyle şeyler resmen atmosfere tüy dikiyor. Ben oyunu oynarken adeta 1-2 liraya satılan korku oyunları tadında bir atmosfer hissettim. Jumpscare sahnelerinde kontrolün elimizden alınıp sinematiğe geçmesi hiç iyi olmamış. Geliştirici ekipten birisi röportajında, "Jumpscare sahnelerinde korkmayan oyuncular, hayaletin üzerine koşarlarsa ne olur?" diye dert edindiklerini söylemişti. Tamam kabul ama böyle de olmamış ki. Mesela F.E.A.R.'da Alma'nın üzerine koşun bakalım neler oluyor. Ayrıca old school bulmacalar denildi. Flash oyun sitelerindeki arabadan kaçış bulmacaları ile karşılaştık. Metrelerce yürüdükten sonra eşya bulup bir uçtan bir uca taşımak bulmaca değil. Şöyle biraz etrafı araştırayım diyorsunuz, dokunabileceğin yerler parıl parıl duruyor. Açabileceğin kapılarda işaret çıkıyor. Yapmayın yahu yapmayın korku oyunu bu. Keşke klostrofobik ortamdan çıkmasaydık. Çünkü geniş mekanlara çıktığımızda aslında hala tek düze ilerliyoruz. Tıpkı bir rail-shooter oyunu olan Rambo: The Video Game gibi. Önüne çıkanları vur karakter ilerlesin. No70: Eye of Basir'de ise eşyaları bulup ilerliyoruz. Hatta bazen ilerlediğimiz yerleri geri bile dönüyoruz. Çünkü oynanış süresinin artması gerek ki o bile artamamış. Oyunu aylarca büyük bir heyecanla bekleyip sonunda böyle bir şeyle karşılaşmak hiç hoş olmadı. Halbuki atmosferden, oynanıştan o kadar güzel beklentilerim vardı ki hepsi boşa çıktı. Yukarıda açıkladıklarımın bir kısmı güncellemeler ile çözülebilir ancak fazla bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Ne yazık ki başarısız bir oyun oldu. Geliştirici ekip adına bir sonraki projelerinde başarılar diliyorum. Hani bazı ateşler vardır, rüzgarı görünce sönüp gider. Bazı ateşler ise rüzgarı görünce daha da körüklenir. Umarım rüzgara yenik düşmezsiniz.