Port Royale 3 İncelemeler

ticaret korsanlık yöneticilik hepsi bu oyunda

verry good trading and piracy game. city building must be improved though

2.sidaha güzel oyun. bu oyun olmamış. ticaret konvoylarına neyi hangi fiyattan alıp satacağınıza karar veremiyorsunuz. warehouse ile satın almada üretilen malları toplu satın alıyor. birini alp diğerini almama gibi bi durum yok. yenilik diye koydukları şeyler saçma sapan. bunu alacağınıza 2.sini oynayın

Ekonomik strateji oyunlarından severek oynadığım bir oyun. Fakat kesinlikle dlc' leriyle birlikte satın almanızı öneririm. Çünkü oyuna ayrı bir boyut katıyor çok daha zevkli hale getiriyor.

Efsane bir oyun. Ticari kafa, matematik gerekiyor. Bi de ingilizce. 4.sünü bekliyoruz.

Karayip Korsanları serisinin ilk filmini izlediğim günden beri Karayipler temasına hayranım, kuzenlerim sayesinde Port Royale serisi de o günlerden bugüne vazgeçilmez oyun serilerimden birisi oldu. Karayipler, denizcilik, ticaret ve korsanlık birleşiyor, ortaya Port Royale serisi çıkıyor, Port Royale 3 işte bu serinin son ve en başarılı versiyonu. Kontrolleri ve oynaması gayet basit, ticaret sistemi karmaşık değil ve anlaşılır, deniz savaşları da tam dozunda bir zorluğa sahip. Güzel birkaç ticaret konvoyu kurduktan sonra para basmaya başlıyorsunuz, geliştikçe kendi şehrinizi elde etmeniz, denizlerin en güçlü savaş filolarına sahip olmanız mümkün. Oyunun grafikleri ve sesleri oyun her ne kadar eski olsa dahi bir strateji oyununa göre gayet güzel ve tatmin edici. Türk oyuncuların pek tercih ettiği bir oyun olmasa dahi eğer bu incelememi okuyorsanız bu oyunu oynamanızı tavsiye ederim, gayet eğlenceli ve sürükleyici.

Biraz eski bir oyun, duymuştum aslında ama daha yeni oynadım ve beğendim. Oyunun oynanışı zevkli, ticaret stratejisi kurmak, korsan avına çıkmak veya korsan olup gemi yağmalamak cazip geliyorsa alabilirsiniz.

ticaret oyunu bir yerden aldığınız ürünü bir başka yerde satarak kar elde ediyorsunuz denizlerde gezen korsanlar sizden mal çalmaya çalışıyor. Sizde onlara saldırıp gemilerini ele geçirip kelle avcılığı yapabiliyorsunuz. Hikaye görevlerini takip ettiğinizde sıkılmadan 4-5 saat oynanabiliyor oyuna kısa süreli eğlence diyebiliriz. Bir noktadan sonra elinde bir çok gemi oluyor ve otomatiğe bağladıktan sonra olay sadece özel ödüller veya görevler için ticaret ve korsan avı haline dönüyor. Kısa süreli eğlence için alınabilir. Multiplayer seçeneğide var ama denemedim.

Strateji sever birisi için mutlaka oynana listesinde olması gerekir. Aslında ek paketlerle birlikte daha da eğlenceli vakitler geçireceğinizi düşündüğüm oyunumuzda trader (tüccar) ve pirate (korsan) modları var. Öyle büyük bir gemi savaşı beklemeyin ama zamanının gemilerini düşününce yine de ustaca üzerinde düşünülmüş özellikleri olan gemiler var. Eğer tüccar modunda ilerlemek isterseniz herhangi bir şehirde saygınlık kazanıp oranın başkanlığını ele geçirip yönetiminde söz hakkı olabiliyorsunuz. Her şehrin 5 adet ürettiği ürün var ve siz bu ürünleri gemilerinizle birlikte başka şehilrere satıyorsunuz. Evet otomatik olarak da her gemi filosuna emir verebiliyorsunuz şu şehirden şunu al şu şehre şunu sat gibi ama zaten amaç da bunu düşünebilmek ve ticari zekayı geliştirebilmek değil mi? Siz deyin 5 ben diyeyim 7 senedir Port Royale oynuyorum ama bu sene steam'i keşfettikten sonra anladım ki ek paketlerle bu oyun muhteşem. Artıları +++++++ +Yakınçağ Latin Amerikasında gemilerinizin olmasını bilmek güzel. +Ticari zekanızı kullanmanız lazım (çok zor değil) +Strateji size bağlı çünkü belli başlı sıkıntılar var oyunda. Kasırga, kıtlık,yangın gibi sıkıntılar da düşünülmüş ki bunları fırsata dönüştürmeyi bilirseniz o şehirde daha kolay saygınlık elde edersiniz. +Gerçek dünya ülkelerini ele aldığı için başarılı bir yapım olarak görüyorum. Hatta iki ülke arasındaki savaş zamanında (gerçek savaş değil sadece ülkerin savaşta olduğunu biliyoruz) doğru taktiklerle paranıza para katabilirsiniz. +Oyunu anlamayanlar kolay yada hiçbir değeri yok dese de 2 ye göre 3. oyunda şehri güzelleştirmek için ayrıca size maddeler de veiyor. Gemi savaşları 2'ye göre biraz zorlaşmış çünkü gerçeğe uygun manevra kabiliyeti getirilmiş gemilere. Artı yönleri bana göre çok çünkü günde sadece 5 dakikam bile kalsa oyun için ilk açtığım oyundur kendileri yıllarca. Eksileri ------------------ -Yıllarca oynadığım oyun olduğu için eksi yönlerini pek göremiyor olabilirim ama kendime göre belli başlı eksileri var şu anda aklıma gelen. Mesela harita kısmındayken bir fırtına gelirken o şehir ile ticaret yapmak çok zor çünkü kasıyor resmen. - Ben bulamadım belki suç bendedir ama diğer oyunlarda belli bir aşamadan sonra diğer kıtalara geminizi gönderip oralarla da ticaret yapabiliyordunuz bu sürümde göremedim. -Offline oyunları çok seviyor olsam da online mode ile kısa senaryolu bir şeyler yapılabilir sırf o tarz sevenler için.

Bir halttan cakmayan oyun tasarımcılarıyla tekrar baş başayız, Port Royale 2'de bir mantığı olan deniz savaşları gelişmesi gereken oyunda yerin dibine batırılmış ne hikmetse. 3 cesit top güllemiz var. Bunlardan standart olanı gemi gövdesine hasar veriyor, zincirli olanı yelkenlere, sonuncu ise parca tesirli olduğundan gemideki tayfalara. Aslında tayfa değil bunlar gemideki askeri personel diyelim. Cünkü geminin kendisiyle gelip ancak gemiyi suyun dibine gönderdiginizde öldüğünü varsayabileceğimiz hayaletimsi tayfalar var. Oyun burada gercekten kopmaya baslayıp futuristik bir yapı kazanıyor zaten. Geminin gövdesine hasar veren güllelerin standart ve sonsuz olması size ancak bir şey ifade edebilir, "Oyuna diğerlerini süs olsun diye koyduk ". Direkt karsıdaki gemiyi batırmaya yönelik olduğu icin savas sonunda gemiye el koyamayabilirsiniz ama pek dert edilecek bir şey değil. Yakından ve ortaladığınız 10-15 salvoda rakip gemi batacaktır. Diğerlerini kullanmanız demek rakibin sizin gemilerinizi batırmasından baska bir işe yaramaz. Zaten oyunun sacma yapısını sadece bir gemi yöneterek de anlayabilirsiniz. Siz rakibin bir gemisiyle ortamdan uzaklasıp 2v2 yapmalarını saglayın yapay zekaya sahip gemilerin. Sonunda 1v3 olarak dönüs vermemesi imkansız. Yani sizden istenen 3 gemiyi de kontrol etmeniz savas sırasında, bunun ne derece mantıksız oldugunu da diğer gülleleri anlatınca anlamanız gerekiyor. Yelkenlere zarar verip rakip geminin hızını düşüreni ele alalım mesela. Ya oyunun hesaplarındaki bir sacmalıktan ya da yapımcıların salak olduklarını kanıtlama gereksiniminden aradaki fark cok acılmadan (sizinki 100 adamınki 20 gibi) hıza etkisi yok yelken istatistiğinin (120'ye 90'lık bir durumda takipci AI gemisi gemiyi döndürüp salvo salıp takibe devam edip tekrar aynı şeyi yapabiliyor, Sonucta sadece siz 30'luk yelken farkı ile bu işi yapabilmeliyken geminizin battığını görüyorsunuz). Yani gemi gövdesine vurabileceğiniz hasarı yelkenlere vurmanız oyunda bir işe yaramıyor, ise yaradıgı tek nokta sizin geminizin gövdesinin rakip tarafından delik desik edilmesi. Parca tesirli olanlar ise yine karsılıklı salvolara bir etki saglamıyor. Cünkü dümdüz bir hatta 2 gemiden biri batana kadar vurusmadıgınız müddetce topların dolma süresinin gözle görülür bir etkisi yok. Yani yaklasıp 1 salvo salarım karsılık gelmeden uzaklasırım gibi bir şeye müsaade etmiyor oyun. Ancak yelkenlerini delik deşik ettiğiniz, mürettebatını harcadığınız bir gemiye karsı bu eylemi yapabiliyorsunuz; bunu da bordolamak yerine tercih etmezsiniz. Sonuca gelirsek deniz savaşlarını otomatik yapmak en hayırlısı. Cünkü oyun sonuc hesabını toplam güc üzerinden yapıyor; ya kaybedip bütün gemilerinize elveda dersiniz ya da 3 tane 5 canı kalmıs gemi ile savası kazanırsınız. 2 geminizin hasar görmediği ama 3.'nün battığı bir senaryo bu senaryodan mantıksal olarak kötü. Yani oyunun dediği bir başka şey "Biz deniz savaslarını da süs olsun diye koyduk". "Trade" muhabbetine gelirsek ticaret rotası oluşturup düzgün bir şekilde işletmek mümkün değil. Ticaret rotası olusturup saldığınız geminin arkasından kendiniz de bir gemi yöneterek gidin. O alış-satıs yaptıktan sonra limandan ayrılırken siz de alış-satış yapın. Öndeki gemiden daha fazla kar elde ediyorsunuz. Oyunun dediği 3. şey "Biz otomatik ticaret rotalarını da süs olsun diye koyduk". Normal ticarette ise "üretildiği yerden al, kullanıldığı yere teslim et" mantığı serinin 2. oyununun bir cm ötesine gecmemis durumda. Port Royale şarap üretiyor o zaman şekeri 90 altından alacaktır, cevredeki 5-6 sehir seker üreticisi o zaman buralardan 60 altına seker almak cok rahat olacaktır. Cünkü oyun tarafından dikilen binalar da yapılan ticaret de fiyatları etkileyecek düzeyde değil. Burada oyunun dediği şey "Biz ticaret sisteminin sizden bagımsız oldugu fikrini de süs olsun diye koyduk". Uzadıkca uzuyor ancak son kısmı da olması gereken üzerine konuşarak gecireyim. 1-Trade sistemi oyuncuya kolaylık ve zorluk getirecek şekilde kurgulanmalı. Oyunun yaptığı ticaret sizi zor durumda bırakabilmeli; mesela Fransız sehirlerinden biri yiyecek istedi kıtlığı ortadan kaldırmak icin, yiyecek üreten şehirleri tek tek dolasmanıza ragmen bulamayacaksınız ama bir tavernada fahiş fiyat ceken bir tüccar istenen miktarı karsılayacak, para kazanmak icin aldıgınız görevi zararla kapatacaksınız. Cünkü almak zorunda kalacaksınız, görevi yapmak Fransızlara +5 o sehre +10 ün kazanmanızı sağlayacaksa görevi teslim etmemek -15 yedirecek. Başka bir durumda da en yakın şehirde bulacaksınız hızlı teslimat yüzünden sehir ününüze bakmadan bina dikme lisansı verecek. 2-Otomatik ticaret rotaları 3-5 cesitten birini secmek yerine tam olarak kurgulanabilmeli. Yani sekeri 60'dan ucuzsa al, mısırı 90 üstüne sat geri kalan icin de sehrin ihtiyac fazlası 2 yesil cizgi ve üstüyse 1 yesil cizgiye kadar al gibi. Bu oyuncuyu afk kalmaya tesvik edeceginden gemi kaptanlarının seviyeleri etkili olmalı mesela. Yani düsük seviye bir kaptan 1 ürün icin bu şekilde emir alabilirken ömrü ticaretle gecmis bir kaptan 5 ürün icin alabilmeli (oyun ilerledikce ugrasılması gereken filo, bina sayısı da artacaktır; oyun hızını düşürmek yerine yeterli miktarda otomasyon daha mantıklı). Savaslara giren kaptanların da bu tarz bir etkisi olmalı doğal olarak; yani yeni yetme kaptan tecrübeli bir korsanla kapısırken filo gücleri eşitse ne ezilmeli ne de her konuda eşit olmalı. 3-Yelken-gövde-tayfa muhabbeti düzgün kurgulanmalı; tayfa sayısı azaldıkca ya geminin hızında ya da kullanılan top sayısında azalma olmalı. Hayalet takılan tayfa olmamalı, geminin seyir hızı manevra hızı top kullanımı... icin gereken tayfayı tam olarak bilmeli ve saglamalı kullanıcı. Yani 200 kişilik tayfanın 20'si normal hız 30'u manevra 60'ı toplar icinse tayfa sayısı 110 altına düştüğünde oyuncu feragat edeceği şeyi secebilmeli. Bu tarz bir eylem icin dogal olarak güllelerin de düzgün kurgulanması gerekiyor; gülleler gittikce azalan oranda hasar vermeli ilgilendikleri sayıya. Yani 100'lük yelkene 10 hasar veren gülle 50 kalmıs yelkene (50'si harcandı, yani isabet sansı düştü) 5 vermeli. Sonsuz bir savasa girmemek icin de hasar aralığı kurgulanır 10 yerine 5-15 arası 5 yerine 0-10 arası 1 yerine 0-5 arası gibi. Port Royale 4 belki gelir ama aynı mantıkla devam edemez. Oyunun süsleri dısında Mario'dan farkı yok; "Şuraya git şu kadar altın kazan; belki prensesle bile evlenirsin". Aradan gecen 30 yılda yapay zeka gibi bir konuda ilerleyemişken oyun sektörünün geliştiğini söylememek gerekiyor. Kutu gibi yüzlerce evler yapıp mimarinin geliştiği söylenmez, daha fazla mantıksal döngü de yapay zeka varlıgını göstermez. Mario'da 2 duvar arasında yürüyen kaplumbaga ile bu oyunda 20 liman arasında dönüp duran onlarca geminin varlığı birdir yapay zeka acısından. O gemiler etki-tepki prensibiyle oyuna yön vermediği sürece...