Ruined King: A League of Legends Story™ İncelemeler

ahri ve mf beni çok azdırdı

[h2] ''Bu oyun bir şansı hak ediyor'' [/h2] Direk söyleyeyim, sıra tabanlı sistemi sevmiyorsanız bu oyundan zevk alamayacaksınız, ha ama eğer seviyorsanız bu oyuna kesinlikle bir şans vermeniz gerek. Üstünde LoL takısı olması gözünüzü korkutmasın, oyunun LoL'le tek bağlantısı hikayesi ve hikayeden bağımsız olarak oldukça keyifli ve ortalama üstü bir oyun Ruined King. Kanımca oyunu ortalama üstü yapan yönlerini ve eksilerini sıralayayım; -Artılar- •Kombat Ruined King'in düz sıra tabanlı sistemi koyup geçmek yerine kendince bir yorum getirmeyi çalışması oldukça takdir edilesi. Bu bahsettiğim yorum koridor sistemi: Her karakterin sahip olduğu bir mana miktarı var, bu manadan harcayarak seçtiğiniz koridorda gerçekleşecek bir saldırı da yapabiliyorsunuz ya da sıra tabanlı sistemde aşina olduğumuz sıra geldiğinde direk yaptığı hızlı saldırılar da. Bu hızlı saldırılar sadece bulunduğunuz savaşta geçerli geçici mana görevi gören gayret puanı kazanmanızı ve manadan yemeden özelliklerinizi kullanmanıza yarıyor. Savaşın temeli de bu aslında, hızlı saldırılarla gayret kas ve koridor seçip asıl hasarı verecek büyük saldırını planla. Bu koridorlar 3 tane: hız, denge ve güç koridoru olmak üzere. Oyunun başında seçtiğin koridor sadece saldırının hızını ve hasarını değiştirse de ilerleyip karakter özelliklerini geliştirip, yeni rünler takıp, ekipman özellikleri edindikçe giderek derinleşiyor ve özelliklerin bambaşka işlevler kazandırıyorlar, harbiden kurcalaması keyifli bir sistem. Tabii minik bir handikap var bu sistemde, normal ve kolay zorlukta kullanmanıza ihtiyaç olmuyor. Ben normal zorlukta başlamıştım dedim en dengelisi o olur diye, oyunun 5. 6. saatine doğru baktım geleni geçeni hızlı saldırılarla kesiyom, onca sistem var kullanmıyorum, çektim en zora ve harbiden başta tökezlesem de ilerki vadede çok daha fazla keyif aldım. Oyun beni taktik kurmak, optimal bir build yapmak ve düşmanın zaaflarına ve güçlü yönlerine dikkat etmek zorunda bıraktı. E sıra tabanlı sistemide keyifli yapan bu zaten. •Build Çeşidi ve Özelleştirebilirlik Oyunun başında karakterler -özellikle genel olarak hasar odaklı olan 4'lü- benzer hissettirse de karakterlere seviye atlatıp yeni ekipmanlar edindikçe karakter birbirlerinden iyice farklılaşıp istediğiniz yöne çekilebilir oluyor. Oyun bu alanda 2 çok iyi karar vermiş; ilki sadece savaşa götürdüğünüz değil tüm ekibin aynı miktarda deneyim puanı alması, ikincisi ise deneyim puanıyla yükselttiğiniz yetenekleri herhangi bir yaptırım olmadan istediğiniz kadar yeniden dağıtabilmeniz. Bu sayede hem istediğiniz gibi deneysel takılıp hangisi sizin için daha iyi deneyebiliyor ve düşük seviye kalma derdi olmadan kafanıza göre karakter değiştirebiliyorsunuz. •Yerelleştirme Malum sonuçta LoL çatısı altında geliştirilmiş bir oyun bu ve takdir edersiniz ki LoL ülkemizde baya popüler. E böyle olunca tıpkı LoL'de olduğu gibi burda da Riot oyunu tamamen dublajıyla beraber Türkçe yapmış. İlk başta bir garipsesem de alışınca ve sadece düz çevirmeyip deyimlere kadar yerelleştirilince ben baya sevdim dublajını. Karakterler düz metin okuyormuş gibi hiç gelmedi, özellikle Braum'a bayıldım. Braum şifa alınca ''Nerdeyse ayran kadar güzel'' demesi ya da Illaoi krit atınca ''Otur aşağı'' demesi gülümseten detaylar. -Eksiler- •Hikaye Dediğim gibi oyun hikayesi olsun olmasın keyifli olsa da sonuçta bir hikaye var ve LoL evrenine aşina olmayan adam hikayeden çok bir şey anlamaz. Ha ben LoL'ün kendisinden haz etmesem de evreni ilgimi çektiğinden bir de üstüne Dora Özsoy diye bir nimetimiz olduğundan LoL'ün evrenini baya biliyordum, buna rağmen hikaye benim çok ilgimi çekemedi. Dediğim gibi hikaye çok da önemli değil de yine de ne döndüğünü anlayayım diyorsanız, şöyle bir 1-2 saat ayırıp lore videosu -Tavsiyem Dora Stratera- izlemeniz olur. •Düşman Çeşitliliği Süresine göre kesinlikle yeterince düşman çeşitliliği olduğunu düşünmüyorum oyunda. Gerçekten çoğu zaman yeni diye sunulan düşmanlar bile aynı düşmanın 1 yeni özellikle re-skin edilmiş hali oluyor üstüne üstlük oyunun başında boss diye gelen düşmanlar sonradan mob olarak karşımıza çıkıyor, hatta nispeten kısa bir oyun olmasına rağmen oyun önümüze re-skin boss bile koyuyor, hoş değil. •Atmosfer ve Müzikler Şunu aradan çıkarayım, oyunun kombat müzikleri harbiden çok güzel ve akılda kalıcılar -bkz. Settling the Score- ama aynı durum gezerkenki müzikler için geçerli değil maalesef. Bu durum gezdiğimiz bölgelerin çok da ilgi çekici olmaması ve karakterin [i] ''koşarken'' [/i] bile çok yavaş hissettirmesiyle birleşince açıkçası ne bir yerde gezmek keyif verdi ne de bir yeri keşfetmek. Böyle olunca eğer yan içerik tüketiyorsanız bolca backtracking yapacağınız oyunda -Çeşitli hızlı seyahat imkanlarına rağmen- bir yerden bir yere gitmek işkence gibi hissettirdi bana. Kısaca birçok eksiğine rağmen keyifli kombatı ve derinliği ile ortalama üstü ve sıra tabanlı oyun seven herkesin bir şans vermesi gereken bir oyun bence Ruined King. Stüdyo bu oyunla potansiyelleri olduğunu kanıtlamıştı, yani en azından sonraki projelerini merakla beklerdim. Stüdyonun yakınlarda kapatılmış olması gerçekten üzücü.