AI: The Somnium Files İncelemeler

Bazı oyunlar karar aşamasına geldiğinde sizi büyük bir ikilemde bırakabilir. Öyle arada kalmıştır ki oyunla ilgili hisleriniz tekrar oynamak istemeseniz de iyi ki oynamışım dersiniz. AI: The Somnium Files (AITS diye kısaltacağım.) tam olarak öyle bir oyun. 3DS döneminin en ilginç oyunlarından biri Zero Time Dilemma'ydı. Küçük bir el aletinde hikaye/bulmaca odaklı ve size zamanı keyifle geçirtebilecek ender yapımlardan biriydi. AITS'i satın alırken açıkçası özgeçmişteki bu oyun karar vermemi kolaylaştırdı biraz. AITS yakın gelecekte geçen bir bilim-kurgu görsel roman, dedektiflik oyunu. Karizmatik, abaza ve geçmişini hatırlamayan Kaname Date ile oynadığımız oyun, yağmurlu bir günde terk edilmiş bir lunaparkta cesedin bulunmasıyla başlıyor. Date ve ait olduğu birimin, cinayet bürodan en büyük farkı tanıkların ve şüphelilerin rüyalarına girerek onlardan bilgi topluyor olabilmeleri. Oyun gerçekten ilgi uyandırıcı bir giriş yapıyor ve basit yapısına rağmen size daha ilk bir kaç saatte büyük vaatlerde bulunuyor. Normalde dedektiflik oyunlarıyla pek aram yoktur. Görsel romanları severim ve bu sebepten AITS ana sayfamda yer aldığında, Disco Elysium'u da henüz bitirmiştim ve dedim ki neden olmasın? Sonuçta Disco Elysium kadar etkili bir anlatı ve oynanış beklemiyordum ama oyun hiç fena gözükmüyordu. Açıkçası oynamaya başladıktan sonra oyunla ilgili fikirlerim adeta dalgalı kur gibi bir iyiye bir kötüye döndü. Bunun sebebi AITS görsel roman için çoğu yerde şerbeti tutturamaması. Seri katil hikayesi anlatmak zor iştir. Ciddi bir kurmaca ve sağlam bir örgü gerektirir. Bu örgüyü kurduktan sonra tüm sorularınız cevabını verecek bir gizem perdesi çekmelisiniz ve bunu okuyucuya/oyuncuya yavaş yavaş vermek zorundasınızdır. Aksi taktirde yarattığınız evren mantıklı bir soru ile domino taşı gibi yıkılmaya başlar. AITS bu konuda sadece oyunun sonuna kadar gelenler için çok ama çok başarılı. Oyunun kurmaca kısmında ciddi bir emek var. Finali beğenmek ya da beğenmemek subjektif bir olgu olduğundan ötürü bu konuyla ilgili yorum yapmak zor ama tutarlı olma konusunda AITS cidden çok fazla çabalıyor. Her sorunuza bir cevap buluyor ve oyun evreni içerisinde tatmin edici cevaplar veriyor. Tıpkı Zero Time Dilemma'da olduğu gibi AITS'da da oyun verdiğimiz kararlara göre yönlere giriyor ve paralel evrenler yaratıyor. Bu paralel evrenler ana hikayeden çok farklı sonlara gidebiliyor. AITS hikayesini ve sırlarını bu ağaç dalları gibi ayrılan anlatıların arkasına saklayarak sizi iyi ve kötü son olmak üzere iki tarafa yönlendiriyor ve belli sonuçları elde edene kadar bu sonlara ne kadar erken ulaşırsanız ulaşın, görmenize izin vermiyor. Bu ilk bakışta bana göre bir dezavantajdı. Çünkü oyunun kötü sonuna ilk denememde ulaşıp, finalin kilitli olduğunu görünce şok oldum ve sinirlendim. Bunun sebebini ise diğer karakterlerin hikayelerini açtıktan sonra öğrendim. AITS anlatısını, ters köşelerini ve oyunun ilerleyişinde kritik role sahip olacak ipuçlarını diğer dalların arasına koyuyor ve tüm bu bilgilere sahip olmadan oyunun finalini anlamamız mümkün olamıyor. Bu garip dizayn tercihi kimi zaman güzel bir sonuç verse de mesela Iris karakterinin finalini oynarken insanı çileden çıkarma ihtimaline de sahip. Tüm bilgileri elde ettikten sonra AITS iki esas sona yönlendirip sizi, tüm karakterlerin motivasyonlarını, sebeplerini ve neden-sonuçlarını gözler önüne seriyor ki bu kısım bence bir çok polisiye filminden çok daha başarılı. Her dalda bir ya da daha fazla kez şüphelilerin rüyalarına girerek bir nevi boss dövüşü gibi onların somnium sekanslarını çözmemizi istiyor oyun bizden. Inceptionvari rüya bulmacalarında karakterin yaşadığı travmaları görüp onları tedavi edebiliyor veya yaralarına tuz basabiliyoruz. İşte oyun bu noktada rüyada verdiğiniz kararlara göre sizi bambaşka bir evrene götürüyor ve o karakterin hikayesini, başına neler geldiğini görebiliyorsunuz. Oyun, bulmaca kısmında beni o kadar büyük bir ikilemde bıraktı ki... Yani bu somnium (rüya bulmacası) kısımlarında en az 20 kez çöktüğü yetmezmiş gibi bir de anlamsız ve mantıksız bulmacalarla uğraştırdı beni. Bazı rüyalardaki bulmacalar mantıkla çözülürken bazıları ise saç baş yolduruyor. Rüyalardaki mantığı çözmek çoğu zaman dene-yanıla dönüyor ve bu mekanikler beni oyundan kopardı açıkçası. Bir süre sonra skerim bulmacanızı deyip çözümlere bakmaya başladım. Buna rağmen oyun beni geri itti ve bu seferde crash yemeye başladım. Normalde oyunun temeli ve can alıcı noktası olması gereken bu bölümler, oynanışın içerisine ederek, kötü kodlamanın ve bugların kurbanı olmuş. Zaten bölüm tasarım facialarından bahsetmiyorum bile. Özgürlük hissiyatı genelde benim için çok önemli bir şey oyunlarda. AITS, tabii ki bir açık dünya oyunu değil ve bu konuda sınırlı bir dünya önerebilir. Benim de kast ettiğim sal beni gezeyim değil zaten. En basitinden merak ettiğim yerleri kurcalamama izin ver. Oyun bu konuda inanılmaz ketum. Sizi o kadar çizgisel yönlendiriyor ki... Mekandaki tüm objelere tıklamadığınız zaman(çözümle alakası olsun veya olmasın) gitmenize izin vermiyor. Oyundaki karakterlerden birine sormak istemediğiniz sorular varsa bile umursamayıp onlarla konuşacak konunuz kalmayana kadar konuşmaya zorluyor ve bazen bunlar gerçekten konuyla ilgisi olmayan hava cıva şeyler de olabiliyor. AITS en büyük dezavantajlarından biri - ileri sarma opsiyonu olmasına rağmen- başka bir tercih sonucu ulaştığınız ağacın bilgilerini birden fazla kez size zorla sordurtması, izletmesi vs... Öyle ki oyundaki bazı flashbackleri en az 10 kez izlemişimdir. Bir süre sonra "Oyuncuya mal muamelesi mi yapıyorsun arkadaşım?" diye düşündürtmedi değil yani. Anlatım önemli demiştik. Date karakterinin ani ruh değişimleri ve erotik herhangi bir yayına duyduğu zaaf gibi bir polisiyede var olması inanılmaz absürt yerler var. Az önce X karakterinin ortadan ikiye bölündüğü bir ortamda, Date açık seçik dergiler peşinde koşabiliyor. Bu sadece ana karakter için değil tüm oyun evreninin erkekleri için geçerli. Oyunda defalarca kez tekrarlanan ve saçma sapan QTE etkileşimleriyle biten bu bölümler tam anlamıyla taş devrinden kalma ve olmasa oyun hiç bir şey kaybetmezmiş. Normalde depresif bir anlatı olması gereken bu oyunu atmosferden çıkaran saçma sapan kısımları saymazsak güzel bir hikaye ve ilginç bir kurmacanın içerisinde buluyoruz aslında kendimizi. Sanki yapımcılar oyuncu kısmını biraz küçümseyerek "otaku steryotipi" üzerine bir oyun yapmışlar gibi. Sanat seçimin anime olabilir ama bu karanlık bir anlatı yapamayacağın anlamına gelmez (bkz. Tokyo Dark). AITS bir çok yerde sulu bir anime bölümü gibi davranırken bir sonraki sahnede karanlık ve ciddi bir polisiye olmaya çalışıyor ve bu çok komik bir durum gerçekten. Keşke ne olacaklarına karar verselermiş. AI: The Somnium Files, görsel roman bakımından bakıldığında oldukça başarılı bir oyun ancak macera/dedektiflik oyunlarının keşif hissini yaratma konusunda başarısız. Anlatısının içerisinde ters köşeler barındıran bu yapım, sonuna kadar oynayanları pişman etmeyebilir. Türün müdavimi olmayan ve benzer yapıda oyunlar oynamayanlar için biraz daha ağır kaçacak bir yapım diyebilirim. Son on yılda çıkan bir çok başarılı bilim-kurgu filminden etkilenen ve bunları güzel bir potada eritmeyi başaran bir yapım. Satın alırken ne aldığınızı bilmenizde ve çok iyi araştırmanızda yarar var diye düşünüyorum. AITS herkese önerebileceğim bir yapım olmasa da türü sevenlerin veya merak edenlerin keyif alması çok yüksek bir ihtimal. Artılar : +Dallı budaklı ilginç hikaye +Türün güçlü yanlarını iyi yansıtması +Tatmin edici ve zaman harcadığınıza değecek bir son Eksiler: -Oyunun en kritik bölümlerinde çökmesi(defalarca) -Anlamsız bulmacalar Karar: AI: The Somnium Files oyunları özellikle hikayesi için oynayanlar için tavsiye edebileceğim, İngilizce seviye gereksinimi çok yüksek bir oyun. Sizde bilim-kurgu ve polisiye hayranıysanız tüm teknik ve oynanış problemlerine rağmen kesinlikle bir bakın derim. 7/10 (oynanabilir.)

Memnun kalmadığım şey point to click ilk 2 gününde çok dengesiz benim gözüme çarpan bir nesneye yada kişiye tıklayıp sorulması gereken soruyu o an sormayıp gidip gelince soruyor yada buluyor.... güzel yanlarına gelirsek 3D/görsel roman/dedektiflik/anime bence güzel kurgulanmış, AI kızın tipi için atölye içeriği yada daha farklı seçenekler verselermiş çok daha güzel olacakmış.Danganronpa serisinden sonra bu oyunuda gayet başarılı buldum.Steinsgate için konuşmam gerekirse karman çorman birşeye dönüştürmüşler... Oyunun grafikleri ve senaryosu bu tarz oyunlar için gereğinden fazla başarılı buldum anime havasında(diyalog ve bazı komik kesitlerde dahil). +/- diyebileceğim şey matrix ayarında milletin zihnine girdiğimizdeki süre ve seçimler için ayrılan zamanlar bazen çok sorun oluyor dün mental blocklu bir zihni çözmem şaka maka 3 saatimi aldı.(random gelen zaman cezaları ve zaman kazandırma sisteminin dengesiz gelmesi arka arkaya.Videolara baktığımda aynı seçenekleri seçersem bile zamanlamalar kesinlikle uyuşmuyor ve bölümde beni neredeyse 50-60 saniye eksikle başlatıyor yada /8 /9 gibi değerleri neredeyse hiç göremedim). sanırım yapay zekamızda bir kuantum bilgisayarı. Oyun sonu saçmalığı yüzünden -2 puan kırdım :D Puan: 7/10

Alın oynayın amk. Oyun Türkçe karakterleri de desteklese harika olacaktı ama en azından cümlede sayı sınırı yok...

Oynanıştan çok hikaye ile ilgilenenler için mükemmel bir oyun. Psikoloji ile çok iyi temas eden bir oyun, psikoloji okuduysanız veya okuyorsanız ayrı bir zevk alıyorsunuz oyundan. Karakteri o kadar iyi çalışmışlar ki her bir karakter ile bağ kurabiliyorsunuz. Karmaşık hikayesi nedeniyle oyun 20+ saat sürüyor. Kararlarınıza göre hikaye değişiyor ama tüm sonları görebiliyorsunuz. Takıldığınız yerlerde internet yardımı almadan deneyerek halletmenizi öneririm. İndirim geldiğinde kesinlikle kaçırmayın. You bet this is A-set!

Çok güzel bir oyun, geçen yılın kış indiriminde almıştım ve gerçekten bayıldığımı söyleyebilirim. 10 ay falan önce bilgisayarda puzzle kısımlarında biraz kasıyordu ama oynanabilirliği pek etkilediği söylenemez. Hikaye başta biraz basit görünse de oyunda ilerledikçe her şeyin nasıl birbirine karıştığını ve sonunda nasıl tek bir yere bağlandığını görmek nefes kesici bir deneyim, oyun mekanikleri de escape room tarzından Ace Attorney'deki gibi kanıt sunmaya kadar değişebiliyor ama hepsi fazlasıyla eğlenceli. Lütfen güzel bir fırsatta alın, bu oyunun yaşattığı duyguyu bir daha yaşayabilecek miyim bilmiyorum :)

Daha önce Danganronpa veya Zero Escape serilerini oynadıysanız bu oyunu da beğenmeniz yüksek olasılıklı. Eğer oynamadıysanız da özellikle Zero Escape serisini tavsiye ederim. Nitekim Spike Chunsoft oyunları "visual novel" türünü temsil eden hatırı sayılır en iyi örneklerdendir. Ve yine bir Spike Chunsoft oyununda yine hafızasında eksiklikler olan bir dedektifiz. Kaname Date olarak gözümüzden beynimize bağlı eğlenceli bir yapay zeka karakter olan Aiba ile cinayeti ve aynı zamanda kendi geçmişimizi çözmeye çalışıyoruz. Senaryo akıcı ve merak ettirici bir şekilde ilerliyor. Olay örgüsü kuvvetli ve sağlam inşa edilmiş. Komedi unsurları güldürüyor. (Bazı sahnelerde ciddiyeti ortadan kaldırması kötü olsa da) Karakter tasarımları ise fena değil. Gelelim kötü yönüne. Oyun hakkında ve özellikle senaryo hakkında yazacağım pozitif yönleri yazmaya devam edebilirdim. [Lakin oyunu rahatça oynayabilseydim.] Hayır, sorun bulmaca çözememek ile ilgili değil. Oyunun optimizasyonu yüzünden bulmacaları "çözmeye bile ulaşamamak" ile ilgili. Ne yazık ki sürekli çökmesi sebebiyle oynanılamaz hale geliyor. Sorunun çözümlerini denesem bile bir süreliğine idare edip yeniden başka bir Somnium'da tekrar ediyor. Bir şekilde ilerlemeye devam ettim ve bitirdim ama tek bir Somnium için 3-4 defa çökme yaşamak oyun deneyimini berbat hale getiriyor. Hataları en çok PSYNCIN' IN THE MaiN: 1 ve PSYNCIN' IN THE REFRaiN Somnium bölümlerinde yaşadım. Yani oyunun başında değil, o kadar saat harcadıktan sonra bitirmek için kilit noktalarda. Oyunu genel anlamıyla senaryosu ve finali sayesinde çok beğenmem ve oynanıştaki bu olumsuz hatanın herkeste kesin olarak görülmemesi sebebi ile kesinlikle tavsiye ediyorum. Fakat oyunu almak isterseniz de çökme riskinin varlığını da göz önünde bulundurmanızı önerir, daha önce diğer Spike Chunsoft oyunlarında böyle bir hata ile karşılaşmadığımın da bilgisini vermek isterim. Kısacası Zero Escape serisi gözümde zirvedeki yerini korumaya devam edecek gibi görünüyor. Okuduğunuz için teşekkür ederim. İyi oyunlar...

AI: The Somnium Files beklentilerimi aşan bir oyun oldu diyebilirim. Kesinlikle alıştığımız tipik visual novellerden farklı bir oynanış tarzına sahip. Hikayesi de kendisini içine çekiyor ve rüyalar dünyasındaki yapbozları çözerek farklı routelardan ilerliyorsunuz. Size önerim bir route'u bitirmeden benim gibi diğerlerine atlamayın çünkü kafanız çok karışabilir XD Oyunda en çok ana karakterimiz Kaname Date'yi sevdim diyebilirim gerçekten eğlenceli bir kişilik ve partneri Aibo/Aiba ile eğlenceli bir uyuma sahipler. Kısacası mutlaka alıp oynayın derim ben gerçekten çok beğendim ve oynarken hem çok eğlendim hem de yeri geldi oldukça duygulandım. 10/10 diyorum ♥ Ayrıca ayarlardan MSAA (x18) seçerek daha yumuşak grafiklere sahip oluyorsunuz haberiniz olsun. Arayüz daha kullanışlı olabilirdi belki ama yine de routelar arası gezinirken kolaylık sağlıyor ve istediniz bölümden başlayabiliyorsunuz. Save mekaniği bu noktada çok ciddi bir rol oynaymıyor diyebilirim. Bir de windowed problemi var fullscreen oynamanız gerekiyor tam ekran için ama çok sorun değil. Alıp oynayacaklara şimdiden iyi eğlenceleer! (Japonca seslendirme ile oynayın!!!) Tam spoiler sayılmaz ama küçük bir ayrınıtıyı da ekleyelim buraya. [spoiler] Oyunda bitkileri incelerseniz japonca seslendirmede Aibo'nun böcek gördüğünde vaay vaaaay dediği tatlı sesi duyabilirsiniz benim çok hoşuma gidiyor XD [/spoiler] Bu kısım tam spoiler!!!1!11!11!!!! [spoiler] Açıkçası Date'nin tasarımını çok beğenmiştim tip olarak, orjinal bedeni de bir o kadar iyiydi owo. Diğer karakterlerin tasarımları ise daha iyi olabilirdi. En sondaki true endinge ulaşınca yapılan dans da beni benden aldı gerçekten skjdhgfkds garip bir şekilde komikti özellikle herkes beraber katılınca. İkinci oyunda Date'nin ne yaptığını ne kadar göreceğiz emin değilim ama ben 3 ay sonrasını görmekle yetinemedim açıkçası ne yapacaklar beraber yaşayacaklar mı Hitomi ile falan görmek isterdim açıkçası. Date'nin anıları geldikten sonra tam olarak neler düşündüğünü falan biraz da görmek istiyordum, o noktada biraz üzüldüm ama yine de hoş bir son oldu [/spoiler]

Merhabalar; Normalde visual novel oynamam. Bu benim ilk deneyimimdi. Ve bu deneyimi AI: Somnium Files ile yaptığım için çok mutluyum. Hem hikaye anlatımındaki tasarım ve karakterler, hem olayların gelişimi ve birbiri ile alakası; hikayenin içeriğine ve sırrına ait katmanlar teker teker açılırken dikkatin özenle yönlendirilmesi; ve nihayete ererken hikaye, yaşattığı katarsis ve kapanışın güzelliği; bu deneyimi kendime kazandırdığım için beni çok mutlu hissettiriyor. Eğer bu oyunu es geçseydim, çok şey kaçırmış olurdum. Öyle inanıyorum. Eğer visual novel seviyorsanız ve ya yeni başlayacaksanız; dedektiflik hikayelerini seviyor, bilim kurguyla flörtleşiyorsanız; paralel evrenlerle, yapay zeka ve transhümanizm gibi konuları konuşmaktan, düşünmekten, hayal etmekten hoşlanıyorsanız; kendinize bu deneyimi yaşatmanızı öneririm. 30-40 saatlik bir oyun süresi var. Sadece hikaye anlatımı yok, işlevsellik bakımından da gayet doyurucu. Sadece diğer visual novel başlıklarıyla alakalı olarak kulaktan dolma öğrendiğim bilgilerle kıyasladığımda değil, AI: Somnium Files'ı oynarken yaşadığım deneyimi de hesaba katarak söylüyorum. Her bir obje ile etkileşim kurmak isteyeceksiniz, çünkü ne zaman, nerede, bir espri, bir alt metin, bir ekspoze çıkacağını bilemiyorsunuz ve ortaya çıkan malzeme gerçekten çok keyifli. Ve aynı zamanda, 'Somnium' içine girdiğinizde de - karakterlerin rüyalarının içine giriyorsunuz - o sürrealist ortamda, hem objelerle etkileşim kurma sırasınız, hem de bu objelerle nasıl iletişim kuracağınız; dolayısı ile karar verme mekanizmanız önemli hale geliyor. Rüyalardaki size verilen sınırlı vakit ve bu vaktin göreceli oluşu, hem tansiyonu yükseltiyor, hem de gerilimi; dolayısı ile oyun ile olan işlevsel etkileşiminizi derinleştiriyor. Oyunun beş ana sonu var. Bu beş ana sonunun da hepsini deneyimlemeden bırakmamanızı öneriyorum. Bunun için de, size en büyük tavsiyem, bakın söylüyorum - burası oyunun başına ait, size bir seçim sunan mini spoiler - önünüze [spoiler] fotoğraf ve balon [/spoiler] çıktığında, önce [spoiler] fotoğrafı [/spoiler] seçmeniz. Teklifimi değerlendirecek olanlara söylüyorum: Pişman. Olmazsınız. ;) Hikayedeki merdiven etkisini çok güzel yaşarsınız diye düşünüyorum ben, bu yol ile. Bu noktaya kadar okuyanlar için teşekkür ederim. Size iyi oyunlar diliyorum, iyi günler.

Normalde hiç hakkında yazı yazılacak bir oyun olduğunu düşünmüyordum ama oyunun son çeyreğine varıldığında artan tempo ve hikayenin tonunun bir anda değişmesi gibi detaylardan etkilendim. Daha önce oynadığım Spike oyunları kadar sevemedim ama bence bu türe başlayacak insanlar için bunun ideal giriş oyunu olduğunu düşünüyorum. Kendi içinde başlayıp sona eren ve akıllarda diğer Spike oyunlarının aksine hiç soru işareti bırakmadan final yapan bir oyun olmuş. Diğer oyunlarla ortak olan noktası ise yine şahane olan karakter seslendirmeleri ve müzikler. Danganronpa'daki kadar melodisi dilime dolanan bir soundtracki yok ama oyunun atmosferine oldukça uygun ve etkileyici olmuş müzikler. Bu oyunu 17-18 yaşlarımda falan oynasam içinde barındırdığı sözde bilim, komplo ve entrikalar başımı döndürür, oynadığım en iyi oyunlardan biri olduğunu falan düşünürdüm heralde ama artık böyle şeylerle karşılaşınca gözlerimi kapatıp yapmacık bir şekilde sırıtıyorum sadece. Yine de dediğim gibi bu yapımcının daha önceki oyunlarını hiç oynamadıysanız senaryodan büyük bir keyif alacağınızı söyleyebilirim. Çünkü Spike Chunsoft'un ortalama bir oyununun senaryosunun bile piyasa ortalamasından ne kadar daha iyi ve özenli olduğunu düşünürsek bunun da tecrübe etmeniz gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum. Ayrıntılı karakter tahlilleri ve dallanıp budaklanan hikaye sizi tatmin edecektir. Katil-dedektif hikayelerini seven zaten hiç araştırmasın hemen gidip alsın. Oyunun anime karakterleriyle dolu şirin gözüken yapısı ise kafanızı karıştırmasın. Oyun aldığı "M" ratingi sonuna kadar hakediyor çünkü...

Uchikoshi oyunlarını seviyorsanız (Zero Escape serisi) kesinlikle alıp oynayın. Kelime esprileri, diğer serilere göndermeler, güzel işlenen sözde bilim elementleri ve sizi kesinlikle ters köşe yapacak bir senaryo Uchikoshi'nin imzası oldu sanırım. Burada da onlardan bol var. "Uchikoshi'yi biliyorum, hikayeyi tahmin edebilirim" dediğiniz anda ters köşeyi yiyorsunuz :D Sadece hikayenin içinden değil meta anlatıdan da yakalıyor sizi. Yalnız Ever17 ve Zero Escape oyunlarını çok oynadığımdan mıdır nedir, her ne kadar çok güzel bir oyun olsa da öncekiler kadar sevmedim AI'ı. Sanırım bu noktada ya formül değişmeli ya da hikayeler çok daha büyük bir oyuncu kadrosu ile anlatılmalı. Tatmin olmuş hissetmiyorum.