Batbarian: Testament of the Primordials İncelemeler

Eğlenceli, komik, uğraştırıcı ve bazen de sinir bozucu bir metroidvania. Diyalogları bir harika! Kalın kafalı bir barbarı canlandırıp sorulara en olmadık, en abuk, en taş kafa cevapları vermek insanı hem çok güldürüyor hem de bir o kadar da eğlendiriyor. Batbarian'da tercihimize göre bahtsız bir barbarı ya da barberallayı yönetiyoruz. Ona ışık saçma kabiliyetine sahip, dost canlısı bir yarasa olan Pip eşlik ediyor. Kahramanımız bir sabah uyandığında etrafını bir sürü iri kıyım ogre'la sarılı buluyor. O daha kılını bile kıpırdatamadan okkalı bir darbe alıyor ve karanlık, dipsiz bir mağaraya düşüyor. Ancak daha sonra bunun bir mağara değil, uçsuz bucaksız ve karmakarışık bir zindan olduğu ortaya çıkıyor. Tuzaklar, canavarlar, kara büyücüler, iblisler... Bu karanlık tünellerde ne ararsanız var. Karanlık derken ciddi anlamda karanlık. Önümüzü görebilmek için Pip'in ışık saçma yeteneğinden faydalanmamız şart. Böylece sağa sola yarasamızın çok sevdiği meyveleri atıyor ve etrafı kısa süreliğine aydınlatıp önümüzü görmeye çalışıyoruz. Çoğu metroidvania'nın aksine Batbarian'da yeni özellikler kazanan kişi kahramanımız değil, yarasası. Pip oyunun ilerleyen bölümlerinde ateş ve buz saçma yeteneğine kavuşuyor. Bunun yanı sıra farklı farklı meyveleri kullanarak (fırlatıldığı yüzeye yapışıp Pip'in orada daha fazla kalmasını sağlayan yapışkan meyveler, küçük taşları kırmasını sağlayan kekremsi meyveler vs) karşımıza çıkan bulmacaları çözmeye çalışıyoruz. Macera boyunca bir-iki yan karakterle de karşılaşıyor, istersek onları yanımıza katabiliyoruz. Özellikle büyücü ve barbar arasındaki muhabbetler epey komik :) İnatla her diyaloğa, her mantıklı açıklamaya vs "Büyüden nefret ederim!" demek ekran başında gevrek gevrek gülmenize sebep oluyor. Mağaralarda toplanabilecek onlarca gizli sandık, para, mücevher ve iksir bulunuyor. Bunların yerlerini keşfetmek ayrı, nasıl alabileceğimizi bulmak apayrı bir beyin fırtınası gerektiriyor. Oyun epey zor. Özellikle ilk başlarda ve bilhassa da boss savaşlarında bol bol öldüm. Dilerseniz "assist mode" özelliği sayesinde yarasanın daha fazla ışık saçmasını, düşmanlardan daha çok can düşmesini vs ayarlayabiliyor, oyunu biraz daha insancıl bir zorluk seviyesine çekebiliyorsunuz. Bu özellikleri açmak başarımları almanıza engel olmuyor. Son olarak oyunun üç farklı sonu olduğunu da belirteyim. Şahsen barbarı tam bir kalın kafalı olarak konuşturup diğerlerinin verdiği tepkileri okurken çok güldüm. Pip'in ışık mekaniği de işe farklı bir oynanış mekaniği katmış. İlginizi çektiyse demosunu indirip bir deneyebilirsiniz. 7/10 [quote]Daha fazla incelememe göz atmak isterseniz Steam Küratör sayfamı ziyaret edebilirsiniz: [b][url=https://store.steampowered.com/curator/39265984/]Pikselatör[/url][/b][/quote]