Sable İncelemeler
Uygulama Kimliği | 757310 |
Uygulama Türü | GAME |
Geliştiriciler | Shedworks |
Yayıncılar | Raw Fury |
Kategoriler | Tek oyunculu, Steam Başarımları, Steam Cloud, Tam denetleyici desteği |
Türler | Bağımsız Yapımcı, RYO, Macera |
Çıkış Tarihi | 23 Sep, 2021 |
Platformlar | Windows |
Desteklenen Diller | English, Portuguese - Brazil, French, German, Spanish - Spain, Simplified Chinese, Japanese |

3 433 Toplam Yorumlar
2 966 Olumlu Yorumlar
467 Olumsuz Yorumlar
Çok Pozitif Puan
Sable toplamda 3 433 inceleme aldı. Bunların 2 966 tanesi olumlu, 467 tanesi ise olumsuz olup, genel puan olarak "Çok Pozitif" elde edilmiştir.
İnceleme Grafiği
Yukarıdaki grafik, Sable için yapılan geri bildirimlerin zaman içindeki eğilimini göstermektedir. Oyuncu yorumlarındaki dinamik değişiklikleri ve yeni güncellemelerin etkisini analiz etmeye yardımcı olur.
Son Steam İncelemeleri
Bu bölüm, oyunun en son 10 Steam incelemesini gösterir ve oyuncuların deneyimlerine ve görüşlerine genel bir bakış sağlar. Her inceleme özeti, toplam oynama süresini ve olumlu-olumsuz geri bildirim sayılarını içerir, böylece topluluk geri bildirimlerini net bir şekilde görebilirsiniz.
Oynama Süresi:
1182 dakikalar
[b][h1] Sable [/h1]
20 Saat boyunca gezinip durduğum ve milletin isteklerini yerine getirdiğim bir oyun aslında.
[h1] Hikaye [/h1]
Sable adlı kücük bir kızı oynuyoruz ve seçilmiş kişilerden ''The Glider'' dediğimiz birisi oluyor ve o kamptan kim Glider olursa geri dönmediğini söylüyorlar. Peki nedir bu Glider görevi ? Kutsal bir bölgeye maske seçeceğiz (bizim kampta bu arada o kutsal bölge) ve bunu insanlara yardım ederek elde edeceğiz. 20'ye yakın maske var ve maskelerin hiç bir özelliği yok, sonda da hangi maskeye koysakta hiç bir özelliği yok sadece maske ama oyunda bu maskelerin mistik güçleri olduğunu belirtiyorlar. Sable adlı küçük kızımızın görevi aslında bu. Sable adlı karakterimiz de bu macera boyunca edindiği tecrübeleri, tanıştığı insanları ve yaptığı görevleri şahit oluyoruz ve gayet tatlı olmuş. Lore tam bilmiyorum çünkü haritaya gezindiğimiz zaman oyunun geçmiş hikayesi dolu olduğunu anlayabiliyoruz ve oyunu bitirdiğiniz zaman araştırıp bakmanızı öneririm çünkü ben de öyle yapacağım.
Diyolog ağırlıklı bir oyun olduğunu belirtmeliyim ve b2 ingilizceyi tam bitirmesem de şu anki ingilizcemle zorlandığını belirteyim
[h1] Oynanış-Harita [/h1]
Oyun sadece keşfe odaklı bir oyun olduğunu belirtmem gerekiyor. Oyunda ki en önemli şeylerden birisi tırmanmak. Her yere tırmanacaksınız hem de her yere ama insanı baymayan bir tırmanmaya sahip. Chum diye yumurtalar topluyoruz o yumurtaları toplayıp chum kraliçesine teslim edersek stamina gücümüz artıyor, genelde loot bölgelerinde çıkıyor.
Oyunda da aracımızı geliştirme özelliği var satın alarak bunu yapabilirsiniz. Scarplar sayesinde para kasmak kolay aslında başta size para kasmak zor gelebilir sadece para kutularında çıkacağınızı zannedebilirsiniz oyunu oynadıkça kolay olduğunu fark edeceksiniz.
Harita ortalama büyüklükte ama hepsinin kendine özgün bir teması var. Grafikler cizgi roman tarzında ve açıkçası böyle düşünmek hem özgün hem de hoş olmuş ama ben renk contrast max leveli çektim maalesef bazı bölgelerde sadece gri gözüküyor.
[h1] Not: [/h1] Oyun herkese hitap etmeyebilir çünkü hep gezinmeye odaklı bir oyun. Bu tarz oyunları seviyorum diyorsanız bence direk alın. Rahatlatıcı bir oyun ve nedense beni hiç baymadı, doya doya oynama zevki vermedi ama baymadı da rahatlatıcı yönü ağır basmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
👍 : 1 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
2063 dakikalar
Her oyunda haritanın her santimini keşfetmeye çalışıyorsanız, dağın taşın en üst noktasına çıkıcam diye saatlerinizi harcayıp bundan zevk alıyorsanız kesinlikle oynayın.
👍 : 2 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
865 dakikalar
İlk başlarda beğenmiştim. Ama zamanla beğenmedim. Oyun o kadar sıkıcı ki. Bitiremiyorum. Bitmiyor. Görevler keşifler işkence gibi. Keşif hissi de yok zaten. İlk başta oynarken keşif hissini kısa bir tadıyorsunuz ama sonra ortama haritaya tamamen alışıyorsunuz. Her yer kum her yer birbirine benzer. Çizim tarzı özgün ve sanatsal olabilir. Hoş görünüyor ama belirli bir süreden sonra bu çizim tarzı beni bayıyor. Tamam sakinleştirici bir oyun ama fazla sakin. Dolaşırken farklı şeyler göreyim farklı bitkiler hayvanlar keşfedeyim. İnsanlarla tanışayım istiyorsunuz ama yok. Bitki görüyorum üç beş. Büyük bir heyecanla yanına gidiyorum farklı bir numarası var mı diye. Yok. Üç beş börtü böcek topluyoruz. Onun dışında her yer kum.
Sevinci ve heyecanı, sakinliğiyle kursağınızda bırakan bir oyun.
Olayı tırmanmak evet ama bir yere tırmanmak istiyorum defeatle uğraştırıyor. Bazen tırmanmak çok zevkli ama bazense istediğiniz her yere çıkamadığınızı anlıyorsunuz.
Herkesin yapısı farklıdır. Bu oyunla kendi adıma sakin oyunlarla pek anlaşamadığımı anladım.
Ve oyunu bitiremiyorum. Bitirmeden yorum yazmak istemezdim ama inanın baydı artık ve bitirmeye tahammülüm yok. Saçma sapan görevler var. Yok kardeşim çatıya çıktı aşağı indir. Sen indir kardeşim bana ne diyebilmek isterdim karakterlere ama diyemiyoruz. Reddedersek görev yok kabul edersek de görev bu...
👍 : 2 |
😃 : 0
Negatif
Oynama Süresi:
93 dakikalar
oyunda ne zaman uzaktaki objeler yüklense micro stutter oluyor. oyunun ana olayı gliderınızla seyahat etmek. yani oyunda sürekli micro stutter var. oyunda grafik bile yok amk nasıl böyle bir şeyi başardılar acaba
👍 : 0 |
😃 : 0
Negatif
Oynama Süresi:
445 dakikalar
sable, gizemli bir dünyada çıktığımız yolculuğu anlatıyor. Oyunda herhangi bir combat sistemi yok. Sadece dünyayı keşfederken parkur ve puzzle çözüyorsunuz. Dünyasını oldukça beğendim kendine has bir stili var. Aynı şekilde görselliği de oldukça ilginç. Genel olarak oyundan memnundum olabildiğince yan görev yapmaya çalıştım. Giysi toplama ve stamina arttırma gibi görevlerde var fakat bulması meşakkatli olduğundan uğraşmadım.7 saat gibi bir sürede bitirdim. Genel olarak güzel bir deneyim elde ettim demek isterdim fakat oyunda çok fazla bug var. Öncelikle oyunumda marketim çalışmıyor. Herhangi bir şey satın almaya çalıştığımda dükkanlar bomboş. Biraz araştırdığımda aynı sıkıntının tek bende olmadığını fark ettim umarım düzeltilir. Araç çağırma mekaniği de tamamen bozuk. Ne zaman aracımı çağırsam dağ, taş veya binaya takıldığı için yanıma gelmedi. Kendim araca gitmek zorunda kaldım. En son sıkıntıda yan görevler nerede belli değil. Wikiden veya videolardan bakmadığınız sürece denk gelmeniz tamamen şanstan ibaret. Aslında buglarından dolayı negatif yorum basacaktım ama oyunun orjinelliğinden dolayı basmaya gönlüm el vermedi. İndirimde alıp denenebilecek oyunlardan.
👍 : 0 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
2167 dakikalar
Güzel oyun. Müzikler ve çevre güzel. Oynanış ve görevlerde bazı hoşuma gitmeyen noktalar vardı. Oyunda ufak tefek hatalar vardı. Bazı sıkıştığım yerlerden çıkmak zaman aldı ama oyunun genelinden memnun kaldım. Akşam işten geldikten ve çocuğum uyuduktan sonra çölde kafa dağıtmak iyi geldi. Oyunu daha erken bitirebilirdim ama gliding tatlı geldi. Tavsiye ederim.
👍 : 0 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
267 dakikalar
Moebius çizimlerini andıran görsel tarzı ile oldukça hoş. Sadece bunu deneyimleyebilmek adına bile oynanabilir fakat oyun içerik anlamında pek bir şey sunmuyor. Görsel dili doğrudan size hitabet ediyorsa bile indirimde iken almanızı tavsiye ederim. Onun dışında müzikleri güzel.
👍 : 4 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
1276 dakikalar
Oyunda birkaç bug olmasına rağmen muhteşem bir oyun. Atmosfer ve harita dizaynı harika. Oyunda kıyafet toplamak ve araç için parça toplamak eğlenceli. 40 tl biraz pahalı kaçıyor oyun için ama küçük bir firma ve indie oyun için değer.
👍 : 7 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
2254 dakikalar
Gelişim süreci boyunca takip ettiğim ve çıkmasını dört gözle beklediğim bir oyundu. Elbette abartılı biri olduğum için oynarken zaman zaman ağladım ve bazen de eğlendim. Keşif yaparken aynı zamanda da görsel olarak büyülendim. Aslında bazen bulmacalarda çok basit de olsalar zorlandım ama sonunda bitirdim ve tüm başarımlarını kazandım. Bu oyun görsel bir şölen ve bir macera aslında... Ve bu macerayı oynarken Sable'ın hayatına her şekilde yön verebileceğinizi bildiğiniz bir macera... Hayatıma dokunan yanları oldu bu oyunun ve bazen bir şeyi bırakmanız gerektiğini öğrenmeniz gerekir. Bu oyun özgür olabilmek ve bırakmayı öğrenmekle ilgili ve sonunda da bir karar vermeniz gerekiyor. Korkmayın, yaptıklarınızın hiçbiri alternatif bir sonu ya da başka bir şeyi etkilemeyecek. Bu yalnızca tamamlamanız gereken bir deneyim. Umarım denersiniz ve pişman olmazsınız.
👍 : 6 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
278 dakikalar
Sable hakkında yazmayı uzun süredir düşünüyordum. Oyunu yeteri kadar oynamadığımı düşündüğümden de haksızlık etmemek için bekliyordum. Ama buradayım işte. Naçizane fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Oynadığım saati görüyorsunuz zaten, ona göre değer biçersiniz yazıma.
[h1]Keşif ve Dünyada Olmak[/h1]
Siz bir keşif oyunundan neler beklersiniz bilmiyorum. Çoğu açık dünya oyunu aslında içinde keşif de barındırıyor elbet. Ama benim kafamdaki has ''keşif'' oyunları Disco Elysium, Divinity Original Sin gibi crpg oyunları ya da Starbound, Subnautica, Fallout ve güncel örnek vermek gerekirse Elden Ring gibi oyunlar oluyor.
Bu oyunların çoğunun ortak özelliği, keşfettikçe oyunda bir ilerleme kaydettiğimiz formülleri olabilir sanırım. Karakterimiz (yani biz) yeni şeyler keşfettikçe güçlenir, bilgilenir ve bunlar da oyunda bir işimize yarar. Ve yine çoğunda karakterler daha çok kişiliksiz tiplerdir. O karakter direkt olarak bizizdir. Bence bu da önemli bir etken oyuncuyu o dünyaya bağlamak açısından.
Half Life'da Gordon Freeman'ın tamamen görünür, kişiliği ve sesi olan bir karakter olduğunu düşünün. Oyunun bütün büyüsü, atmosferi ve dünyasının üzerimizdeki etkisi bozulurdu/değişirdi. O dünyadan büyük oranda kopar, ''Gordon Freeman adlı kişinin başından geçenleri'' oynuyor hatta izliyor olurduk. Player Agency de deniyor buna benzer bir şeye.
Sable keskin çizgilerle ayrılıyor tüm bu oyunlardan. ''Keşif'' ve ''yolculukta olma'' temalarını gerçeklikten ve gameplayden uzak ve çok daha romantik şekilde işliyor. Yani hikayesel olarak. Yaşının artık gelmesi üzerine dünyayı keşfetmek için yolan çıkan Sable karakterini anlatıyor. Tüm bu temaları da bu karakter ve hikaye üzerinden veriyor. Bunların oyunun oyun kısmında pek bir karşılığı yok.
Dünyayı büyük çoğunlukla içindeki ''hikayeleri'' için keşfediyorsunuz. Elbet bazı küçük oynanışsal şeyleri de geliştiriyor bazen bulduklarınız ya da ödül olarak aldıklarınız. Dünyada gezmek için kullandığınız motorunuzu geliştirebiliyorsunuz, karakterin staminasını falan arttırabiliyorsunuz. Oyunda combat olmadığından, genellikle mobilite odaklı geliştirmeler mevcut. Bunların hiçbirisi oynanışı değiştirmiyor, zaten oynanış odaklı bir oyun da değil dediğim gibi. Hikayeler edinmek için geziyorsunuz tamamiyle dünyada.
Romantik bir insansanız, bu hikayeler güzel de gelebiliyor aslında. Sıradan, basit ve rastgele canlıların küçük küçük dertlerine ortak oluyorsunuz, yaşadıkları maceraları dinliyorsunuz. Müthiş yazılmış şeyler değiller, yeni şeyler değiller ama kötü de diyemeyiz. Değiyor mu? Maalesef değiyor diyemeyeceğim. Keşfin yalnızca umursamak için ıkındığım bu hikayelerin üzerine konulması beni uzun süre oyunda tutamadı.
Sable'da üstte de yazdığım gibi, karakterimizin az da olsa bir kişiliği var. Bir kimliği var. Şahsen bu beni karakterden ve dünyadan kopmaya iten şeylerden bir diğeri oldu. Çünkü karakterle bağ kuramadım. Kendimi göremedim onda. Ya da kendimi oyunda göremedim onun yüzünden. Acıkmıyor, acı çekmiyor veya susamıyor oluşu da ayrı bir eksiydi. (Geçenlerde Far: Lone Sails için yazdığım incelemede de benzer bir şeyden bahsetmiştim. Bundan aşağıda yine bahsedeceğim.) Sable karakteri yüzünden koptuğum, içine giremediğim dünyanın içinde yaşananlar, doğal olarak uzun süre umurumda kalamadı.
[b]''Ben düşündükçe var dünya. Ben yok, o da yok.''[/b]
[h1]Acı Çekmek[/h1]
Bu konu mitlerde ve edebiyatta çook eski çağlardan, antik çağlardan beri yazılıp çizilen bir konu. İlk anlatılardan biri hatta herhalde. Malum eskiden şimdiki gibi değildi ulaşım. Yolculuk diyince akla gelen ilk eserlerden birisi de Odisseus'un yolculuğudur. Poseidon tarafından lanetlenmesi üzerine evine gidiş yolculuğu 20 yıl uzayan Odiseus'un yolculukta başına gelmeyen kalmaz. Macerasında bir sürü şey keşfeder. Birçok durumdan sivri zekasını kullanarak hayatını zor kurtarır. Dostlar ve düşmanlar edinir. Kayıplar yaşar. Tek bir umuda tutunarak yola devam eder, evine ulaşıp aşkı Penelope'ye kavuşmak. Böylece Odiseus'un yolculuğu üzerine bir destan doğar. Böylece akıllara kazınan maceralar ortaya çıkar. Odiseus evine hiçbir sorunla karşılaşmadan, yorulmadan acıkmadan ulaşabilseydi, bunu biz bilmiyor olurduk. Kendisi için de sıradan bir gün olurdu.
Homeros'un bu destanındaki en önemli unsurlardan birisi de acı çekmektir zaten. İnsanın en etkili öğretmeninin acı çekmek olduğunu pek çok yerde vurgular. Vurgulamasına gerek de yoktur aslında, çünkü bütün destan acı çekmek ve bunlardan ders çıkarmak üzerine kuruludur. Bir yolculuk anlatısı da böyle olmalıdır. Bir ''arc'' böyle yaşanır. Hatasız, acısız, her şeyin yolunda gittiği, hiçbir sorunun yaşanmadığı bir hayat/yolculuk, kişiye hiçbir şey öğretmez.
[b]''And if a god will wreck me yet again on the wine-dark sea,
I can bear that too, with a spirit tempered to endure.
Much have I suffered, labored long and hard by now
in the waves and wars. Add this to the total-
bring the trial on!''[/b]
[h1]Sable[/h1]
Sable bu temayı çok *romantik* açıdan ele alıyor. Yalnızca yolculukta olmanın güzelliği, kutsallığı ve keşfetmenin muhteşemliğini gösteriyor bize. (Aslında gösteremiyor.) Ben de çok severim tüm bunları. Fakat hiç acı çekmediğimiz, hiç derdimizin tasamızın olmadığı bir yolculuk, insana ne kadar keyif verebilir? Ne kadar bir ''deneyim'' olur o yolculuk? Ne kadar unutulmaz olur? En önemlisi de, ne kadar öğretebilir? Dediğim gibi, hepsinin cevabı bir hiç.
Bursa'dan İzmir'e uçakla gittiğinizi hayal edin. Parasını verip bileti alıyor biniyorsunuz uçağa. Oturuyorsunuz. Ve tek yapmanız gereken şey, uçağın varış noktasına ulaşmasını beklemek. Bu da bir yolculuktur. Fakat ne kadar deneyimdir?
Bir de aynı yolculuğu, otostop çekerek falan yaptığınızı hayal edin. Risk alıyor, tanımadığınız insanlara güvenmek zorunda kalıyorsunuz. Bunu yapmış birisi olarak söylüyorum, hala unutamadığım yolculuklardan biridir. Müthiş maceralar yaşamadım, daha yaşım da genç elbet bir sürü yolculuğa daha çıkacağım, ama yine de güzel anılarımdan, deneyimlerimden birisidir. Dünyanın bir kısmını tanıtmıştır bana.
Oyunda bu konuyu yalnızca hikayesel açıdan ya da temasal olarak ele almışlar derken, oynanış anlamında hiçbir karşılığı yok diye de eklemiştim. Yani mobilitenizi geliştirmek dışında. Ki amaç günün sonunda yine hikayeler keşfetmek olduğundan, bu da oynanış açısından bir şey eklemiyordu oyuna.
''Acı çekmeliyiz yolculukta, ancak öyle öğreniriz, gelişiriz!'' dememin ardında bu da var. Belki de oyuna biraz hayatta kalma elementleri falan eklense, küçük küçük combat mekanikleri eklense, hani ara sıra düşünecek bir sıkıntımız olsa çok çok daha güzel olurmuş. Yani bu temanın, oynanışta bir karşılığı, bir zorluğu/challenge'ı olsa. Çünkü yaptığımız tek şey, yalnızca dünyanın göz alıcılığına kaptırarak, başka hiçbir şey düşünmeyerek oradan oraya yürümek, koşturmak ya da motor sürmek. Kötü mü? Değil. Ama çabuk sıkıyor işte. Acıları aşıp sonunda tatmin olmak, kendi maceramızı kendimiz oluşturmak varken, üç beş npc'nin rabarbası yetmiyor.
Death Stranding'i hatırlayalım mesela. En sevdiğim oyunlardan birisi. Yolculuksa yolculuk, acıysa acı, can korkusuysa can korkusu, tatminse tatmin! Muhteşemdi. Neyse.
[h1]Kısaca[/h1]
[b]Sanat tasarımı ve dünya tasarımı çok güzel bir oyun Sable. Fakat içinde gezmek için yeterince sebep sunamadı bana.
Kurduğu bütün narration'un oynanışta çok çok az karşılığı olması, sadece üç beş diyalog göstermek için güzelim dünyayı harcamış olması, yine oynanış anlamında çok çok az unsur sunan bir sürü şeyi toplamamızı isteyerek bir amaç vermeye çalışsa da hiçbiri yeterli şeyler değil. Dünyada minik minik, zor olmayan bulmacalar da var. Fakat yine yeterli motivasyonu enjekte edemediğinden oyuncuya, onların da değeri azalıyor. Güzel bir oyun değil yani Sable. Bu yüzden maalesef tavsiye edemiyorum.
Her şey bir kenara, siz bir oyunda dünyanın göz alıcılığına ve atmosferine tüm bu yazdıklarıma ihtiyaç duymadan kaptırabiliyorsanız, çok beğeneceksinizdir bu oyunu. Sanat kısmı çok çok güzel çünkü.[/b]
👍 : 26 |
😃 : 3
Negatif