Raft İncelemeler

arkadaşlarınız oyunu oynayacaksa alın yoksa almayın satarlarsa boşa almış olursunuz

Açık dünya ve hayatta kalma oyunu sevenler için güzel bir seçenek aynı zamanda arkadaşlarınla oynayarak eğlencenin içine edebiliyorsun herkese öneriyorum.

Valla arkadaşlarım beni adada bıraktı onlar kendisi oynadı, oyunda güzel bir şey varsa bile ben bilmiyorum, kendi imkanlarımla aynı kokonat ağacından kokonat ala ala hayatta kalmaya çalıştım, öldüm eşyalarım gitti. 7/10'luk deneyim

Bu oyun, benim fikrime göre tek başına oynanacak bir oyun değil. Oynamak için gerçekten çok sevdiğiniz birinin yanınızda olması gerekiyor. Hikayesi pek ilgi çekici değil ve anlatımı da yeterince anlaşılır değil. Zaten anlamak için ekstra çaba harcamıyorsunuz. Bunu, oyunu satın alan milyonlarca oyuncunun sadece %13’ünün bitirmiş olmasından da anlayabilirsiniz. Oyun 10 ile 20 milyon arasında satmış ama bitirme oranı %13 civarında. Bu oldukça düşük bir oran. Bence bu, oyuncuların büyük kısmının oyunu sonuna kadar oynamaya gerek görmediğini ya da erken sıkıldığını gösteriyor. Oyun, hikâyesinden çok crafting (üretim) ve hayatta kalma unsurlarıyla öne çıkıyor. Başlangıçta, ilk 10 saat gerçekten eğlenceli geçiyor. Ama bir süre sonra hep aynı şeyleri yapmaya başlıyorsunuz. Craft edilen eşyalar da diğer hayatta kalma oyunlarına kıyasla biraz sığ kalıyor. Daha fazla crafting yapmak istiyorsanız, hikâyeyi ilerletmeniz gerekiyor. Yeni tarifler, çoğunlukla hikâye ilerledikçe açılıyor. Ancak bu yeni item’ların da çoğu pek işinize yaramıyor. Zaten oyunu bitirme oranının düşük olmasının bir sebebi de bu olabilir; çünkü çoğu oyuncu bu item’lardan muhtemelen haberdar bile değil. Özellikle hikâyedeki son iki adada çok daha iyi item’lar çıkıyor ama artık iş işten geçmiş oluyor. Oyunu bitirdikten sonra bu yeni item’ları craftlamanın pek bir anlamı kalmıyor — tabii tekrar oynamayı düşünmüyorsanız. Ben genelde oyunları ikinci kez oynamadığım için bu durum beni mutsuz etti. Steam’de oyuna dair hep çok olumlu yorumlar gördüğüm için beklentim oldukça yüksekti. Belki de bu kadar yüksek bir beklentiyle başladığım için oyunu yeterince sevemedim. Sonuca gelirsek, benim için eksi olan şeyler sizin için keyifli olabilir. Belki tekrar oynar ve deli gibi üs inşa edersiniz, o zaman sizi içine çekebilir. Ama benim için maalesef tam olarak bağ kuramadığım bir oyun oldu. Okuduğunuz için teşekkürler. Oyuna puanım: 7/10.

Sakin kafa dinlemelik arkadaşlarınızla oynayabileceğiniz çok güzel bir oyun. Keşke oyunu bitirmeyip devamlı güncelleme alsaydı. Oyunu bitirdikten sonra bunun gibi bir oyun bulamayacağınız için boşluğa düşüyorsunuz.

Arkadaşlarınızla Deneyin Tek Oynamayın Çok Eğlenceli Ve Hikayesi Kısa Olsada Kaliteli Olabilicek Bir Oyun Tavsiye Ederim...

Oyuna “denizde ne olabilir ki” diye girdim, 42 saat sonra tahtadan yapılmış 5 katlı bir yüzen sarayda, papağanımla kahve içiyordum. Başta sadece saldasın... sonra apartman dikiyorsun. Yavaş yavaş “Survivor: Uzaylı Gezegen Sürümü”ne dönüyor işler. + Artılar: ✔️ Hayatta kalma hissi: Su bulamadım, balık tuttum, balık pişene kadar susuzluktan bayıldım. Gerçekçilik 10/10. ✔️ Yaratıcılık: Dört tahta, iki ip ve bir hayalle gökdelen yapabiliyorsun. Tetris oynar gibi mobilya yerleştiriyorum. ✔️ Araştırma sistemi: Teknolojiyi tahtadan keşfetmek gibi bir şey bu. “Tahtaya devre kartı çaktım, artık radarım var” kafası. ✔️ Köpekbalığı: Adını Bruce koydum. Her tahtayı yedi. Suyun altında 5 ev var artık. - Eksiler: ❌ Yalnızlık hissi: Tek başınaysan bir süre sonra sandalyeye oturup manzaraya dalıyorsun. “Acaba salın beni mi?” diye düşündüm. ❌ Köpekbalığı kardeşimiz: Harbi bıkmıyor. 5 dakikada bir geliyor. Salı değil villayı yedi. ❌ Envanter yönetimi: Her şeyi saklayasın geliyor ama bir noktadan sonra çöpçü gibi geziyorsun. 14 muz kabuğu neden var, bilmiyorum. Sonuç: Raft, “az kaynakla çok şey yap” oyunlarının kralı. Hem sakin hem gerilimli, hem huzur verici hem de panik yaptırıyor. Kendi yüzen evini yap, balık tut, köpekbalığını tokatla, sonra tekrar balık tut. Arkadaşlarla oynarsan kahkaha garantili. Tek başına oynarsan iç sesinle barışabilirsin (ya da delirebilirsin). 🛶 8.8/10 – “Sadece bir sal ve bir hayalle... bir medeniyet kurdum.”

Co-op oynamak için güzel bir oyun. Belki de en uzun oynanış süresine sahip oyun değil -çünkü 43 saatte bile son derece suyunu çıkarmış hissediyorum- ama yine de uzun süre götürüyor. Karakter survival mekanikleri bir tık basit kalıyor. Açlık ve susuzluk yönetiyorsunuz sadece. Survival oyunu değil sandbox oyunu beklentisiyle girin. Tabii ki oksijen, zırh, silah gibi dikkat etmeniz gereken başka mekanikler de var ancak aşırı basitler, çok da kafa yorup strateji oluşturmanıza gerek kalmıyor. Oksijen zaman sayacı gibi bir şey ve tek bir upgradei var, silahlar ise tıklayıp vurmaktan ibaret. Geliştirmeler, dodge veya parry mekaniği tarzı pek bir şey yok. Asıl üzerine kafa yorulan kısım zaten oyunun adından da tahmin edeceğiniz gibi geminiz oluyor. Geminizin bir ton geliştirmesi var ve dekorasyon ile inşa özgürlüğü açısından da epey zengin. Karakterinizden ziyade geminizin oyun boyunca gelişmesiyle tatmin oluyorsunuz. Yakıtını, çöp toplamasını takip ediyorsunuz. İçerisine çiftlik kuruyor ve çok derin olmasa da ticaret mekanikleriyle uğraşıyorsunuz. Bence ana odağı "raft" olan bir oyun olarak bakınca yine de daha iyi olabilirmiş ama şu anki gemi mekanikleri de hoş. İnşa sistemi başta biraz farklı gelebiliyor ancak alıştıktan sonra hayalinizdeki tekneyi inşa etmekle aranızdaki tek iki engel: yeterli malzemeleri toplamak ve maalesef ki bilgisayarınızın gücü oluyor. Bu konuda özellikle biraz dertliyim. Oyuna max ayarlarda 144 fps sabit oynayarak başladık ve bitirdiğimizde ayarları düşürmemize rağmen 60 fpsi bile görememeye başlıyorduk. Gemimiz çok mütevazı bir gemi değildi, tamam ancak aşırı absürt bir gemi de değildi. Oyunu bitirmek için oynamayan herhangi bir oyuncunun girişmesi beklenecek karmaşıklıktaydı bence. Özellikle adaların yakınında olursak onların da render edilmesiyle beraber fps daha da düşüyor. Bunun oyunun olabileceği en optimize deneyim olduğuna inanmıyorum valla. Bir yerlerde yetersiz efor sarf etmiş olmalılar. Zaten ne cpu ne de gpu yarıya yakın kullanım bile görmüyordu. Grafik ayarları değişmenin minimal fps etkisi var ve dlss seçeneği bile yoktu. Zamanınızın çoğunluğu botunuzda geçse de bazen loot için adaları ziyaret etmeniz gerekiyor, artı oyunun hikaye görevleri adalarda gerçekten uzun süreler geçirmenizi de isteyebiliyor. Oralar bir tık zayıf kalmış gibi hissettim. Geminin bir yanından diğer yanına giderken veya en fazla 10 dakika bir adayı lootlayıp gemiye geri dönerken katlanılabilecek karakter hantallığı, 1 saat boyunca hikaye adalarında gezerken çok göze batıyor. Hemen hemen her görev şu kapıyı açabilmek için şunu bunu ve onu bul tarzı arama görevleri oluyor ve buralarda hantal karakterler gerçekten çekilmiyor. Üstüne gereksinimler çok spesifik olmasına rağmen bulmamız gereken şeyler ortamda yeterince göze batmıyor. Zaten harita falan da yok bir şeyi kaçırdınız mı yavaş yavaş dolaşarak nerede takıldığınızı anlamak çok çok zamanınızı yiyor. Çekilmez değil ancak oyunun temposunu çok bozuyor. Oyunun bir de hikayesi var. Dürüst olmak gerekirse hikayeye çok dikkatimi vermedim. Takip ettiğim kadarıyla: geneli lore olarak anlatılan ortalama düzeyde bir hikayeydi diyebilirim. Finali biraz sönüktü. 43 saat oynadıktan sonra daha büyük bir final beklerdim. Ayrıca oyun bittikten sonra niyeyse yeni blueprintler açılıyor. Oyunu zaten bitirdikten sonra daha iyi ekipmanlar yapabilecek olmam neye yarayacak ki? Post-game content açısından pek de bir şey vadetmiyorlar, bu ekipmanlarla yapılacak bir şey yok. 7/10

bu oyun size öneririm .çünkü ben ve abim oyun oynamak için bu oyunu ben seçtim .ama kaç kişi ye kadar oynadımızı bilmiyorum oyun 6 cgb baytlık bir yer kaplıyor .bence hem kardeşinizle hem ablanız ve abinizle keyifli zaman geçire bilirsiniz

🛶 Raft %100 TAMAMLANDI! Artık kendimi bir çöp toplayıcısı gurusu ve köpekbalığı diplomatı olarak ilan ediyorum.