The Park İncelemeler
Karanlık ve uğursuz bir sırrı saklayan ürkütücü bir eğlence parkında geçen The Park, keşif ve hikaye anlatımına odaklanan birinci şahıs bir psikolojik korku deneyimidir.
Uygulama Kimliği | 402020 |
Uygulama Türü | GAME |
Geliştiriciler | Funcom |
Yayıncılar | Funcom |
Kategoriler | Tek oyunculu, Steam Başarımları, Tam denetleyici desteği, Televizyonda Uzaktan Oynatma, Steam Takas Kartları |
Türler | Macera |
Çıkış Tarihi | 27 Oct, 2015 |
Platformlar | Windows |
Desteklenen Diller | Portuguese - Brazil, French, Italian, German, Spanish - Spain, Japanese, Russian, English |

27 Toplam Yorumlar
16 Olumlu Yorumlar
11 Olumsuz Yorumlar
Karışık Puan
The Park toplamda 27 inceleme aldı. Bunların 16 tanesi olumlu, 11 tanesi ise olumsuz olup, genel puan olarak "Karışık" elde edilmiştir.
İnceleme Grafiği
Yukarıdaki grafik, The Park için yapılan geri bildirimlerin zaman içindeki eğilimini göstermektedir. Oyuncu yorumlarındaki dinamik değişiklikleri ve yeni güncellemelerin etkisini analiz etmeye yardımcı olur.
Son Steam İncelemeleri
Bu bölüm, oyunun en son 10 Steam incelemesini gösterir ve oyuncuların deneyimlerine ve görüşlerine genel bir bakış sağlar. Her inceleme özeti, toplam oynama süresini ve olumlu-olumsuz geri bildirim sayılarını içerir, böylece topluluk geri bildirimlerini net bir şekilde görebilirsiniz.
Oynama Süresi:
292 dakikalar
Aslında ilk olarak bu oyunu aldığımda pişman olmuştum. Oyuna girmemiştim fakat oyuna nedense ön yargılı bir şekilde yaklaşmıştım. Ama yanılmışım. Bu oyun hikaye tarzında korku içeren bir oyun. Yani olay şu: Siz bir kadınsınız ve oğlunuzla birlikte terk edilmiş bir lünaparka gece gece psikopatça giriyorsunuz. Oyunun amacı da bu zaten. Oyun korku oyunu değil, psikolojik korku oyunu.
*Oyun hikaye modlu.
*Hikayeyi anlamak istiyorsanız belirli bir düzeyde ingilizce gerektirmekte.
*Oyunun güzel yanlarından biri de bütün başarımları tek bir oynayışta kazanbilirsiniz.
*Oyun kısa ve öz. Sadece 1 ile 1.5 saat arasında değişen sürelerde oynayabilirsiniz.
*Steam takas kartları içermekte bu da steam seviyenizi arttırmakta veya bu kartları satarak belirli bir miktarda para kazanmazı sağlıyor.
*Muhteşem bir ses paketine sahip. (Korku sahneleri, oyun müzikleri, karakter sesleri vs.)
*Oyunun 2.4 GB gibi az bir alan kaplaması.
*(Baştan söyleyeyim bu maddeyi okumaya üşendiyseniz direk son cümleyi okuyunuz.) Genellikle insanlar korku oyunlarını veya başka tür oyunları kendi zihinlerinde gruplandırırlar. Mesela korku oyunlarına "Oyun çok korkunç, orta yani idare eder korktum fakat çok da korkunç değildi ve oyun çok kötü hiç korkmadım." tarzında gruplandırırız. Bu oyun diğer korku oyunlarına göre orta düzey ve yüksek düzey arasında değişir hatta eminim ki benim gibi fazla oyun seçici olmayan insanlar bu oyuna direkt en üst düzey korku oyunu diyebilirlier. Fakat bana göre bu oyun orta düzeyde ancak orta düzeyin yüksek kısmında. Anlatmaya çalıştığım oyun çok kötü olamaz imkanı yok, çok iyi değil ancak orta düzeyde de değil. (Fazla uzattım galba :D)
*Oyun, verdiğiniz paraya değmekte fakat oyunun biraz kısa sürmesi canınızı sıkabilir.
*Oyunun harika grafikleri bulunmakta.
Yukarıda sıraladığım maddeler oyunu neden tavsiye ettiğimin uzunca açıklaması. İsterseniz Youtube tarzı video paylaşım sitelerine The Park PC Gameplay yazarak oynanışı izleyebilirsiniz. Oyun hoşunuza giderse istek listenizde aylarca bekletmenize gerek yok. Hemen alın.
👍 : 2 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
94 dakikalar
Merhaba,
Oyunun bahsettiği sistem gereksinimleri çok az kalıyor. AMD HD 7850 kullanıyor 1920x1080 low ayarlarda açık ortamlarda 30 kapalı ortamlarda 140 ı görüyorum. Bahsedilen sistem gereksinimleri AMD HD 5000 küsür çok yetersiz kaldığını belirtmeliyim.
Oyun kısa ama zevkliydi. Hikayesini kabaca anlamış olsamda,ingilizcesi iyi olan birisi oyundan kat,kat daha zevk alacaktır.
İndirimdeyken alınıp,oynayabilirsiniz. Korku değilde daha çok gerilim olmuş. Oyunu 95 dakikada bitirdim.
* İade etmeyi deniyorum ahah :'D *
👍 : 6 |
😃 : 1
Pozitif
Oynama Süresi:
32 dakikalar
bu kadar güzel bir atmosferin vasat bir oynanış ve hikaye ile harcanması ciddi şekilde üzdü
👍 : 4 |
😃 : 0
Negatif
Oynama Süresi:
103 dakikalar
***
Dramatik bir hikaye, merak unsuru yüksek ve karakterin iç dünyası oyuna çok güzel yansıtılmış... Bence korku oyunlarının en önemli faktörlerinden biri 'kişi' faktörüdür. Sonuçta karakterin belli bir trajedeyi yaşayacağı bellidir ama genellikle neden böyle bir şeyin bizim karakterimizin başına geldiğiyle alakalı bir kurguyu her oyun sunmaz.
Atmosfer (5/5)
Hikayenin bu karakter kurgusu; iç sesten tutun da karakterin bozuk algısı, kullandığı ilaçlardan dolayı değişen dünyası ve travmalarını tetikleyici faktörlere kadar sunulan atmosfer bence gayet başarılı.
Hikaye (3/5)
Hikayesi her ne kadar biraz daha sönük kalsa da yine de böyle küçük bir hikayeden bile böyle bir atmosfer çıkarabilmek büyük başarı doğrusu.
Ses ve Müzik (4/5)
Ses ve müzik konusunda ise oyun başarılı, karakterin kafasında duyduğu seslerden etrafta çalan normal radyonun karakterin ruh haline bağlı olarak birden değişmesi gibi faktörler özellikle hoşuma gitti.
Grafikler (4/5)
Grafikleri de fena değil.
Oynanış (3/5)
Ancak oynanışı açısından en büyük sorun kesinlik oyunun çok kısa olması.(3/5) Ayrıca etkileşime geçilebilecek nesneler az.
GENEL (7/10)
Gerçekten böyle güzel bir oyun hikayesel olarak daha da derinleştirip karakteri biraz daha derinlere inmeye zorlasa böylelikle daha uzun sürse ve belli bir miktarda da olsa kendini savunma faktörü olsa belki de birçok kişi tarafından konuşuluyor olurdu.
👍 : 1 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
87 dakikalar
Arada altıma sıçırtan ,arada güldüren ,arada da ulan awk veledi koşup durma dedirten aslında bizim ablanın analığı beceremediğini öğrenince çocuğa hak verdiğimiz bir oyun tavsiye ediyorum
👍 : 1 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
384 dakikalar
Benim gibi her şeyi okuyarak ilerleyen bir oyuncu için bile 80 dakikada bitebilecek kısacık bir korku oyunu.
Oyunda çocuğunu parkta kaybetmiş bir anneyi yönlendiriyoruz. Hansel Ve Gretel'e dayalı bir hikayesi var ama pek bir şey anlamadım açıkçası. Oyunun korku öğeleri klasik bir korku oyunundan pek de farklı değil. Jumpscare, garip sesler, garip ışıklandırmalar ve nesne konumlandırmaları bu oyunda da mevcut.
Ancak oyunun yaptığı farklı bir şeyler de yok değil. Oyunda siz değiştirmeseniz bile kontrolleri değiştiriyor, bazı yazılar farklı yerlerde çıkıyor vs. Dönme dolaplı yerde sens 1'e düşüyor mesela. Bunu farkedip sens'i arttırayım dedim, arttırmış olmama rağmen geri azalttı. Yavaş oynamak hoşuma gitmediği için de DPI arttırdım :D
Oyunu önerip önermemek konusunda kararsızım açıkçası. Şu oynadığım 80 dakika boyuncu beni pek de korkutmayı başaramadı. Bir süre sonra sıkıldım, artık bitsin diye oynadım. Belki korkarım diye gecenin köründe açtım ama pek etkisi olmadı :D Ama yine de indirimlerde çok ucuza geldiği için bir denenebilir. O yüzden tavsiye ediyorumu işaretleyeceğim. Boyutu da 2 gb civarı. Bir bakarsınız oyuna, zaten 2 saatten önce biteceği için iade imkanınız da var :D
👍 : 3 |
😃 : 1
Pozitif
Oynama Süresi:
288 dakikalar
Öncelikle hikayesi ilginç, grafikleri ve atmosferi fena değil. Oyun korku kategorisinde ama korku değil gerilim. Jumpscare mevcut ama öyle bildiğiniz gibi değil korkutmuyor sadece geriyor, oyun boyunca sadece 2 yerde gerildim. Tavsiye etmeme sebebim ise ;
- Oyun çok kısa ( 60 - 70 dakika )
- Yürümek dışında bir etkileşim yok ( sadece 'W' tuşu ile oynanmakta ) ,
- Hikayesi ilginç ama anlamsız ( sonu inanılmaz saçma ) ,
- bu atmosfere bu kadar kısa bir oynanış yakışmamış ,
- indirimde bile parasını hakketmiyor ,
Geleyim oyunun yorumlarına ;
Bazıları etkileşime geçilen nesneler az demiş. YANLIŞ, etkileşime geçilecek nesne yok oyunda. Ses ve müzikler başarılı diyene soruyorum hangi müzik ? Oyunda müzik yok sadece arada ses patlaması var ki oda oynayanları gerelim diye konulmuş. Hele bir de 1 saatlik oynanışa tadı damağınızda kalıyor diye yazanı tebrik ediyorum. Bari oyunu almayı düşünen oyuncuları yanlış yönlendirmeyin.
Hepinize iyi eğlenceler , iyi oyunlar .
👍 : 3 |
😃 : 0
Negatif
Oynama Süresi:
79 dakikalar
[h1] The Park [/h1]
Genç dul bir anne olan Lorraine olarak oynadığımız oyunda , parkta oyuncak ayısını kaybeden oğlu Callum'un , oyuncak ayısını bulmak için parka geri dönmesiyle oyun başlıyor. Karanlık ve uğursuz bir eğlence parkı olan bu parkın aslında çok masum bir yer olmadığını öğreniyor ve bu parka girmemizle birlikte , karakterimiz kendisini , benliği ile ilgili bir meselenin içinde buluyor.
Atmosfer içine çekse de , daha önce korku oyunlarında , çok daha iyi eğlence parkları gördüm. Grafikler ise pek iyi değil.
Peki ya korku?
Korku unsuru olarak neredeyse hiç bir şey yok diyebilirim. Eğer çok korku oyunu oynamış biriyseniz bu oyundan korkacağınızı sanmam belki gerebilir. Şahsen ben sadece hikaye için oynadım ve kısa bir oyun olmasına rağmen sıkıldım.
The Park , hikaye anlatımı ön planda tutulan yürüme simülatörü , keşif oyunlarından öteye gidemiyor çünkü bir farkı yok hatta bana göre eksisi bile var diyebilirim.
Tek beğendiğim yanı , oyundaki bazı eğlence aletlerine binebilmemiz oldu ama bu da sıkıcı bir şekildeydi.
👍 : 2 |
😃 : 0
Negatif
Oynama Süresi:
142 dakikalar
Oyunun başında "Kulaklıkla ve karanlık bir ortamda oynayın" ibaresini görünce dedim tamam yedik ayvayı ama sadece iki yer dışında yerimden zıpladığım söylenemez. Vanishing Of Ethan Carter tadında bir oyun diyebilirim. Korku oyunundan çok yine hikaye çok hoşuma gitti. Kısa ama doyurucu hikayesiyle güzel bir oyundu. Anlatılmak istenen daha önemliymiş gibiydi. Belki biraz daha uzun olabilirdi. Yine de bu fiyatıyla alınıp unreal engine farkını birkez daha görmek güzel olabilir. 7.5/10
👍 : 19 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
197 dakikalar
Amnesia ve Outlast gibi eşsiz korku oyunlarıyla birlikte korku oyunlarının kaderi de genel olarak değişti. Özellikle Amnesia, hayatta kalma ve korku-gerilim türünü dirilten ve taçlandıran bir seri oldu. Hayatta kalmak için, akıl sağlımızı korumak adına birçok şeyi yaptığımız bu oyunda hem hikaye hem de korku ve atmosfer ön plandaydı. Ardından Outlast bu öğeleri daha da dinamik yaparak ismini en iyi indie-korku oyunları arasına yazdı ve tahta oturdu. Neredeyse her Youtube kanalında yorumlanarak oynanan Outlast uzun bir süre konuşuldu. Geçen sene, Ağustos’un 12’sinde çıkan ve yerleri sarsan ve artık her indie korku oyununda bile adımları, etkileri hissedilen bir oyundu P.T. Atmosferik korku oyunlarının kaderini değiştiren P.T.’nin etkilerini yakın zamanda çıkan neredeyse her indie-korku oyununda görmek mümkün. Norveçli oyun şirketi Funcom da The Park ile atmosferik korku oyunlarına güzel bir atılım yapmış diyebiliriz.
The Park tam da Cadılar Bayramı zamanında çıkan bir korku oyunu oldu. Macera , atmosferik korku ve gerilim türünde olan The Park bir lunaparkta geçiyor. Merak etmeyin, ne sizi palyaçolar kovalayacak ne de ucuz korkutma öğeleri sizi The Park’ta bekleyecek. Funcom, The Secret World adlı oyununda yaratmış olduğu haritalardan birini The Park’ta kullanarak aynı zamanda hayranlarına güzel bir jest yapmış. Eğer The Secret World'ü biraz bile oynadıysanız bu mekan size oldukça tanıdık gelecektir. Aynı zamanda The Secret World oyuncuları için ekipman hediye etmeyi de unutmamış Funcom! Peki, bu kadar çok indie-korku oyunu çıkarken, The Park’ın diğerlerinden farkı ne?
The Park, Atlantic Island Park isimli bir lunaparkta oğlu Callum’u kaybeden ve onu arayan bir anneyi anlatıyor. Karakterimiz Lorraine, oğlu Callum’un kayıp ayıcığını ararken Callum aniden arabadan çıkar ve Atlantic Island Park’a girer. Lunaparkın kapanış saatinde kendini içeride bulan Lorraine, şimdi oğlunu karanlık bir lunaparkın içinde aramalı ve onu korkularıyla yüzleşerek bulmalıdır.
Oyununun hikayesi size basit veya sıradan gelebilir, ancak burada Funcom’dan bahsediyoruz. Funcom oyunun hikayesini size güzel bir tabakta sunmuyor ne yazık ki. Korkularınızla yüzleşerek Atlantic Island Park’ın geçmişini öğreniyor ve oğlunuz Callum’u oluşacak herhangi bir tehlikeden korumaya çalışıyorsunuz. Siz lunaparkta derinlere inip etrafta gazete sayfaları ve haber küpürlerini okuyarak hikayeyi derinleştirdikçe kimi zaman da kendinizi oğlunuza seslenirken bulacaksanız.
Funcom, siz herhangi bir toplanabilir eşyayı kaçırmayın diye çok hoş ve aslında gerçekçi bir öğe eklemiş oyuna. Lunaparkta adımlarınızı karanlığa doğru atarken, sağ tıklayarak oğlunuz Callum’a seslenebiliyorsunuz, ki bir anneyi oynadığımız için gayet hoş ve ince bir detay olmuş. Öte yandan, oğlunuza seslendiğiniz vakit önemli toplanabilir eşyaları vurgulayan bir çeşit hareketlenme oluyor ekranda. Bu özellik sadece Callum’a yönlenmekten öte aynı zamanda oyunun hikayesini ve derinliğini daha iyi anlamak için önemli bir etken olmuş. Çoğu korku oyunu karakteri yerine Lorraine tamamıyla aktif, kendini gösteren ve baskın bir karakter olmuş. Gecenin tam ortasında, Lorraine’in Callum’a seslenişlerini duyarken kanınız donacak..
Lorraine, Callum’un peşinden koşarken tipik bir lunaparkın içinde kaybolacak. Korku evleri, çarpışan arabalar, dönme dolap ve hız treni gibi lunaparklarda bulunan tipik eğlence mekanlarını göreceksiniz. Atlantic Island Park’ta göreceğiniz her alet Lorraine’in geçmişinden birer iz taşıyarak sizi kendine çekecek ve merakınızı arttıracaktır. İlk başlarda oyun size yavaş veya ilgi çekici gelmese de Funcom suyu hafif hafif ısıtarak The Park’ı tam seveceğiniz sıcaklıkta size sunacak, buna emin olun.
Korku ve gerilimden daha çok, The Vanishing of Ethan Carter havasında bir atmosferik gerilim-macera oyunu olarak yorumlayabileceğim The Park’ta açık dünya bir harita mevcut. Atlantic Island Park’ın her köşesini inceleyip hikayesine tamamen aşina olabilmeniz için her alete binip kendinizi korkunun parmaklarında kaybolurken bulacaksanız. Öte yandan, oyunun hikaye tadında Lorraine tarafından anlatılması da oyunu etkileyici kılan niteliklerden birisi. Gördüklerini; yaşadıkları ve geçmişi ile bağdaştıran Lorraine , sizi ve kendini The Park’ta yalnız kalmış hissine kaptıracak. Attığınız her adımla daha da karanlıklaşan Atlantic Island Park’ta Lorraine’i hayatının en korkunç gecesi bekliyor.
Seslendirme ve grafik özellikleri açısından harika bir iş başaran Funcom, hem görselleri ile kendini sevdiriyor hem de lunaparkın atmosferini size başarılı bir şekilde aktarıyor. Ancak, öte yandan The Park’ın belki de en kötü yanı, oyunun 1.5 – 2 saatlik oynanış ömrüne sahip olması. Fiyatına göre aslında gayet de uygun olan bu oynanış saati, The Park’ın tadını damağımızda bırakıyor. Belki de sırf bu yüzden Funcom sizin bu oyunu karanlık bir ortamda ve kulaklıklarla oynamanızı tavsiye ediyor. Böylelikle Callum’u Lorraine değil de, siz arayabilirsiniz.
The Park, optimizasyon açısından bilgisayarlarımızı biraz zorluyor. Tavsiye edilen özelliklerdeki bilgisayarlarda bile fps düşüşü yaşayan The Park’ta bahsedilen sistem gereksinimleri birazcık da olsa yetersiz gibi duruyor. İ7 işletim sisteminiz veya 8 GB Ram’iniz dahi olsa ayarları bir tık kısarak akıcı bir şekilde oynayabiliyorsunuz ve grafikler de oynanmayacak şekilde olmuyor.
The Park karanlık atmosferi ve ilginç hikayesi ile cadılar bayramında kesinlikle oynanması gereken ve her korku oyunu severin denemesi ve deneyim etmesi gereken bir yapım olmuş. Sıkıldığınız herhangi bir geceyi atmosferi, hikayesi ve oynanışıyla “renklendirecek” olan The Park adını başarılı atmosferik korku oyunları arasına yazdırdı. Ancak, ne yazık ki oyun kendini tekrar oynatmayan türden. Bitirdiğiniz andan sonra rafa kaldıracağınız The Park aklınızda hoş bir indie oyun olarak kalacak olsa da, sizi kendini tekrar oynatmaya yönlendirmeyecek.
👍 : 43 |
😃 : 2
Pozitif