Downfall İncelemeler

[spoiler] "You are my little ray of light in this overwhelming darkness..." [/spoiler] Hissettiğim duygular çok karmakarışık. Seriye The Cat Lady'den sonra yeni yeni adım atıyorum. Bundan önce tabii ki her şeyin daha net anlaşılması için TCL oynanmalı, sonrasında bu şahesere gönül rahatlığıyla başlayabilirsiniz. Oyunumuz her şeye rağmen bakın tekrar ediyorum, [b]HER ŞEYE RAĞMEN [/b] ilişkisini kurtarmaya çalışan Joe Davis'in yürek burkan, acılarla dolu hikayesini konu alıyor. Gerçek hayatta sizin için böylesine fedakarlık yapıp her ne olursa olsun hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde yanınızda duracak bir eş bulmak oldukça zor. Her ne kadar bu söz her evlilikte tekrar tekrar söylenip içi boş olan yeminler verilse bile. Her ne kadar ana karakterimiz Joe olsa da aslında bu hikayenin başrolü biricik karısı Ivy ile ilgili. Her şeyi açık açık anlatmayacağım, biraz oynamaya başladığınız anda ne demek istediğimi zaten anlayacaksınız. Çünkü oyunun her bir köşesi tıplı The Cat Lady de de olduğu gibi sembolizm taşımakta. Kadın olmanın ne kadar zor bir şey olduğunu yine size farklı yollarla anlatmaktan asla çekinmemiş. Kan, yağ, ter, gözyaşı, kin, nefret, depresyon, tiksinti. Oyun asla üzerine şeker serpip size medyanın sunduğu gibi 'basitleştirilmiş' haliyle sunmuyor. İki kusurlu ruh birbirlerine son çare olarak tutunmuş ve hayatta kalmaya çalışıyor. Ama sırf o ufak huzur bozulmasın diye, asıl problemler göz ardı ediliyor. Çok sağlam bir duvar varmış gibi düşünün, ama artık su sızdırıyor. Yine de o su çok fazla sızdırmıyor diyerek idare edebileceğinizi düşünüyorsunuz ve görmezden geliyorsunuz. Fakat o duvar su sızdırmaya devam ediyor. O çok sağlam duvar, aslında yavaş yavaş çürüyor. Ve siz bunu fark ettiğinizde, zaten çoktan yıkılmış olacak. [b]Hikayenin ana konusu en başından tahmin edilebilir ve basit olsa da aslında işlenilen her bir olay, düşünce, duygu aslında o kadar yaralıyor ki insanı içten içe, kesinlikle vakit bile kaybetmeden deneyimlenmesi gerekiyor. Müzikler, görseller, kimi zaman o diyalogdaki duraksamalar bile kusursuzca yerleştirilmiş.[/b] Her erkek mükemmel kadını ister elbette. O ilk tanıdığı an gözlerini ayıramadığı o masumluğu hep korumasını ister. O ışık hep erkeğin karanlığını aydınlatmalı. Kafa ütülemeyecek, beli incecik olacak, erkeğine sürekli kur yapıp keyiflendirecek, karşısındaki erkeğin kölesi olacak. Bu süreçte fark etmez bile karşısındaki kadının ışığı her saniye bir miktar daha söndüğünü. O kadın kusurludur artık, eskisi gibi değildir. Erkeğin tek umursadığı kendi keyfidir o an, sorgulamaz, yardım etmez. Çok geç kalana kadar. Belki de ileride o mükemmel kadın er ya da geç çıkacaktır erkeğin karşısına. Kusurlu kadının varlığını unutturacak kadar mükemmel bir kadın. O içi boş beden, hizmet etmek için hazır. Fakat belki de o zaman anlayacaktır erkek asıl isteğinin bu olmadığını. Fakat dediğim gibi, artık çok geç. [i]Kusurlu olan kadın, çoktan uzaklara gitti...[/i]