Dropsy İncelemeler

Evet yine Steam'deki puanlama sisteminin yarattığı çıkmaz ile karşı karşıyayız. Aslında Dropsy'e olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapmak istemiyorum çünkü olumlu ve olumsuz yönleri birbirlerini dengeliyor. Ama soru bu oyunu diğer oyunculara önerip önermeyeceğim ise sanırım "öneremem" cevabına daha yakın duruyorum. Dropsy eski tarz çizgi film görselli bir Point & Click. Garip görünüşlü bir palyaçoyu canlandırıyoruz. Karakterimiz itici dış görünüşüne karşın içinde bir melek barındırıyor ve yalnızca insanlara ve diğer canlılara duyduğu sevgiye bir karşılık bekliyor. Oyunda bol bol mutsuz insanlara yardım edip onlarla dost oluyoruz. Bazen de minik hayvanları kurtarıyoruz ve takımımıza katıyoruz. Oyunun en eğlenceli kısmı da yanımıza aldığımız bu hayvanlar ile takım çalışmasına girmemiz. İçinde bulunduğumuz dünya Amerika'nın karikatürize bir hali. Uyuşturucu bağımlıları, din tüccarları, polis şiddeti, açgözlü firmalar, parası olmayanı kapıdan kovan hastaneler vs... Oyunun en güçlü noktası itici görünüşlü ama içinde bir melek yatan bu masum karakteri bu dünyanın ortasına koyması ve bu dünyadaki insanların içlerindeki iyiliği ve merhameti ortaya çıkarmasını sağlaması. Hikayenin finalinin de çok anlamlı olduğunu söyleyebilirim. Şimdi geldik oyunla ilgili beğenmediğim noktalara. Çoğu zaman gitmeniz gereken doğrultuyu bilmeden neredeyse rastgele ilerliyorsunuz. Oyunu tamamlamak için bilmecelerin tamamını çözmeniz gerekmiyor. Böylelikle hangi bilmecenin ana hikayenin akışında önemli olduğunu da tabii ki bilemiyorsunuz. Kısacası oyunda doğrultu yok. Oyunun arayüzü de bu doğrultusuzluk hissini kuvvetlendiriyor. Neden derseniz, oyundaki diyalog kısımlarında kelimeler yerine basit görseller kullanılıyor. Yani karakterlerin iletişimleri kelimeler yerine konuşma baloncukları içindeki minik görseller ile gerçekleşiyor. Açık konuşayım düşük pikselli görselliğe sahip bir oyun için bu kötü bir tercih. Birçok kez karakterlerin ne istediğini anlamakta zorlandım ya da yanlış tahminlerde bulunup vakit kaybettim. Oyundan aldığınız tatmin hissini maalesef büyük ölçüde azaltıyor. Benzer şekilde topladığımız nesneleri de inceleyemiyoruz. Böylece çok basit arayüz de buna ekleyince oyun aslında point & click olmaktan çıkıp bir çeşit puzzle oyununa dönüşmeye başlıyor. Ancak karşımızdaki net bir hedefin belirtilmediği garip bir puzzle oyunu. Bu "sıradışı" özelliklerinin üzerine "herkese göre değil" diyebileceğim hikayesini ve görselliğini de ekleyince Dropsy "özel bir zevk anlayışına hitap eden" oyunlar sınıfına giriyor kaçınılmaz olarak. Oyunun dünyasına bayılabilirsiniz de, vakit kaybı deyip geçebilirsiniz de. Ama kesinlikle "klasik" Point & Click'ler ile ilgisi yok, bu tip bir beklenti ile satın almanız hata olur. Başta dediğim gibi, oyunun belirli yönlerini çok sevdim ancak tüm bilmeceleri çözmemiş olmama rağmen tekrar el atmak asla istemeyeceğim bir arayüzü var. Farklı bir şey denemek isteyenler ve naif öyküleri sevenler belki bir göz atabilir.