Pixel Piracy İncelemeler

2 boyutlu Karayip Korsanları diyebiliriz. Farklı farklı adaları işgal ederek tüm dünyaya hakim olmaya çalışıyoruz. İndirim varken alınabilir.

Nasıl aldım neden aldım hiç bilmiyorum ama düzenli olarak 4 ayda bir girer 3 dakika oynar beğenmem çıkarım. Bir gün sabredip tutorialı bitirmeyi umuyorum.

Berbat.... R-E-Z-A-L-E-T Hani başta güzel falan sonra SOKTUĞUMUN BUGLARI sizin peşinizi bırakmıyor. Temizlik yapabilecek adamlarım var ama temizleyemiyorlar. En basit örnek bu. GEMİ BOKTAN ADIM ATILAMIYOR ARTIK BOK YÜZÜNDEN BATTIK LAN BATTIK ..... Kısacası diyorum ki. Böyle 2 saat oynuyosunuz aa ne güzel falan hoş böyle. Sonra soktuğumun bugları oyununuzun içine ediyor. O buglar olmasa eminim ki bu oyunu en az 100 saat oynardım. En az. Oyun geleceğe yatırım yapmalı falan hoş bir oyun. Bir çok adam da alınabilir. AMA OLMUYOR İŞTE SOKTUĞUMUN BUGLARI!! ... BUNLARI FİXLEYEN DE YOK ÇILDIRIYORUM

benim gibi korsanlığı çok seven biri için güzel kendine bağlayan bi oyun. en çok oynadığım zamanlarda full korsan müzikleri dinleyip korsan oyunları oynuyordum :D

Oyun ilk başlarda 3-4 saat kendini oynatıyor ancak daha sonra hep aynı şeyi yapmaya başlıyorsunuz, bu da biraz insanı sıkıyor. Güncelleme falan gelmezse kolay kolay bir daha oynayacağımı sanmıyorum. İade saati de geçiyor tekrara düşene kadar. Zaten bitmeyen bir oyun, sanırım amaç 4 efsanevi korsanı öldürmek ama onlara gidene kadar dön dolaş aynı şeyleri yapıp sıkılacaksınız.

cidden çok güzel oyun dünyası büyük ve kendi tayfanı kuruyon filan ama ölsende onun bi eğlencesi var hem terrarianın yapımcısı yapmış oynayın derim hatta zorluk derecesi bile veriyor başta oyudna yeni yapa pro olmana göre dünyası gerçekten büyük baya ama çok oyunculılukta gelse güzel olurmuş cidden ama belli bi süre sonra sıkıyor ama alışınca sıksa bile oynuyosun korsanlık oyunları sevenlker için ideal

İlk günler kendini oynatmayı başarsa da kısa sürede ilginizi kaybediyorsunuz. Öncelikle oyunun savaş sistemi çok kötü hazırlanmış. Neredeyse hiç birşeyi yönetemiyorsunuz. Şahsi fikrim ''real-time with pause'' gibi bir sistem kullanılsaydı, çok daha eğlenceli olurdu. Açık dünya olayı ise tamamen sözde kalmış. Bağlı kalmamız gereken bir senaryo olmasa da ortada kafamıza göre takılabileceğimiz bir harita yok. En azından bize sundukları ucube şeyi harita olarak kabul etmiyorum. Bir korsan oyununa hiç yakışmamış. Bu söylediklerime ek olarak arayüzünün de pek kullanıcı dostu olduğunu söyleyemem. Bütün bu eksilerine rağmen almak isteyenlere kesinlikle tavsiye etmiyorum diyemem. Bir süre keyifli zaman geçirmenizi sağlayabilir ama açıklamasında vaad ettiklerini kesinlikle vermiyor.

Pixel Piracy açık denizlerde sektör sektör yol alarak dolaşmanızı, diğer gemilerle savaşmanızı, mürettebatınızı kontrol etmenizi amaçlayan, fikir olarak hiç fena düşünülmemiş bir oyun. Faster Than Light oynayanlar, oyuna kısa sürede alışacaklardır zira mikro yönetim ve harita üzerinde ielrleyiş biçimi andırıyor FTL'yi. Eğitimci, Tüfekçi, Tayfa ve Bordalamacı gibi görevler verebiliyorsunuz mürettebata. Ayrıca okuyacakları yetenek kitaplarıyla ve vereceğiniz eşyalarla görev dağılımlarını daha da ayrıntılı hale getirebiliyorsunuz. Örneğin tayfa grubundakilerin bir kısmını aşçı, bir kısmını balıkçı, bir kısmını tamirci ve bir kısmını da temizlikçi yapmanız mümkün. Yönetim açısından da tüm bu sınıflara ayrı ayrı komut verebiliyor oluşumuz hiç fena değil. Bunun yanında her bir sektörde farklı bir şey var. Bu bir ada, bir kasaba veya düşman gemileri olabilir. Silah çeşitliliği de hiç fena değil. Gemilerinizi kendiniz inşa edebileceğiniz gibi savaşla da ele geçirebilirsiniz. Bu anlamda da bir özgürlüğünüz var. Özellikle gemi inşası çok basit ama oldukça keyifli. Gel gelelim oyunu niye önermediğime. Son derece basit grafiklere sahip 2D side scroller bir oyunu, savaş anlarında 5FPS ile oynuyorum. Kısa bir araştırma ile bunun genel bir sorun olduğunu gördüm, hemen herkes aynı sorundan muzdaripti. İşin ilginci, daha erken erişimdeyken bu FPS düşüşlerinin sebebini bulan birçok kullanıcı bunu geliştiricilere iletmişse de, geliştiriciler henüz bunu düzeltmek için hiçbir adım atmamışlar gibi görünüyor. Tahmin edebileceğiniz gibi oyun savaş anlarında oynanmayacak hale geliyor ve oyunun diğer olumlu özelliklerinin hiçbir anlamı kalmıyor maalesef. Eğer bir gün PP, optimizasyon sorunlarından kurtulabilir, içeriğini genişletebilirse oldukça keyifli bir korsan oyunu olacaktır ancak şu haliyle tamamen bir para kaybı...

Güzel bir korsancılık oyunu cidden tavsiye ederim. Yani fikir gayet güzel bir fikir "korsancılık" denilen kavramı, 2D bir hale sokup emek sarfederek yapmışlar cidden emek ister. Oyundaki oynayış, silah dururumu, mürettebat, kaptan ve gemi kavramları birbiriyle tamamen uyuşuyor. Böyle oyundarı seviyorum gayet güzel oluyorlar ama bazı insanlar oyunu optimizasyondan dolayı sevmiyor ve tavsiye etmiyorlar ben şahsen bu durumu yaşamadım. Ve son olarak bu oyun ananas olsaydı güzel bir ananas olurdu.

Hepimizin bildiği üzere korsanlık teması oyun dünyasında genel olarak işlenen bir konu değil. Son yıllarda Assassin’s Creed serisinin hafiften değindiği bu temayla ilgili bağımsız yapımcıların da diyeceği bir söz var. Vitali Kirpu ve Alexander Poysky isimli bağımsız oyun geliştiricileri tarafından ele alınan Pixel Piracy’i destekleyen firma, bu tarz yapımları takip edenler tarafından popüler olarak tanınıyor. Hayatta kalmaya ve üretmeye dayanan başarılı bağımsız oyun Terraria’nın yapımcısı Re-Logic, Pixel Piracy’i hem gelişim açısından destekliyor, hem de oyunun yayıncılığını yapıyor. Peki Pixel Piracy, Terraria kadar başarılı bir iş ortaya koyabilmiş mi? Gelin birlikte karar verelim... Pixel Piracy’nin ilk artı noktası, böyle geniş bir hayran kitlesine sahip olan temayı oldukça sevilen oyun tarzına yedirmek olmuş. Pixel Piracy, oyunculara gerçek özgürlüğü sunabiliyor. Oyuna başlarken bile başlangıç şartlarına ve nelerle karşılaşacağınıza siz karar veriyorsunuz. Oyuna girerken oluşturacağınız dünya ve kararkter adına bazı sorular soruluyor. Örneğin bu sorularla beraber yaratıklarla dolu, ölümcül bir hastalığın yayıldığı bir dünyada cesur kaptan babasından kalma kılıcı kuşanan bir korsanı canlandırabiliyorsunuz. Üç ana soru altında bunun gibi farklı kombinasyonlar yapmak sizin elinizde. Nasıl bir dünyada ve nasıl bir karakterle oynayacağımıza karar verdikten sonra Pixel Piracy dünyasına tamamen giriş yapmış oluyoruz. Kontrolleri basit olan Pixel Piracy’nin içeriklerini kavramak aynı basitlik derecesinde değil. Güvenli bir adada başladığımız oyunda başlangıç olarak belli bir altın veriliyor. İsterseniz altınlarla alışveriş yaparak korsanlık yolundaki ilk adımınızı atabilir, isterseniz de geminize atlayarak direkt olarak maceraya başlayabilirsiniz. Dediğim gibi, Pixel Piracy oyunculara gerçek bir özgürlük sunuyor. Demin bahsettiğim bu güvenli adalarda farklı NPC’ler yer alıyor. Bir tavernaya gidip tayfanıza yeni çalışanlar alabilirsiniz. Ya da diğer NPC’lere giderek geminiz için yiyecek, yapı malzemeleri ya da ekibiniz için yeni yetenekler satın alabiliyorsunuz. Gemi malzemesi demişken o konuya kısaca değineyim. Pixel Piracy’deki gemilerimiz, tıpkı Terraria’da olduğu gibi tamamen oyuncu tarafından inşâ edilebilir durumda. Yani Minecraft ve Terraria gibi oyunlarda pekiştirdiğiniz yaratıcılık kabiliyetinizi Pixel Piracy’de geminizi kurarken de kullanabilirsiniz. Bu arada, az önce yeteneklere değinmiştim. Pixel Piracy’de öyle uçuk kaçık büyüler falan yok. NPC’lerden satın aldığınız yetenek kitaplarıyla beraber tayfanızdaki çalışanlara tuvalet temizlemeyi, yemek yapmayı, yüzmeyi, daha hızlı yürümeyi ve bunun gibi birçok özelliği öğretebiliyorsunuz. Peki bunlar ne işe yarıyor? Pixel Piracy’de hem kaptan olan ana karakterimizin, hem de tayfadaki çalışanların yaşamı üç farklı şeye bağlı. Bunlardan birisi can, diğeri açlık ve üçüncüsü de moral. Eğer tayfaya tuvalet temizlemeyi öğretmezseniz hem martılar, hem de gemideki çalışanlar ortalık yere tuvaletlerini yapıyor. Böyle bir ortamda da çalışanların morali düşebiliyor. Moral düştükçe söylenmeye başlayan çalışanlar son noktaya geldiğinde geminizde iç savaşla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu öyle basit bir kavga, gürültü değil. Kılıçların çekildiği, kanların aktığı ve kuvvetle muhtemel kaptan olan karakterinizin en sonunda öleceği bir iç savaş. Bunun haricinde eğer geminizdeki çalışanlara gerekli yiyeceği sunmazsanız çalışanlar açlıktan yavaş yavaş ölmeye başlıyor. Pixel Piracy’de bunun gibi farklı gerçekçi öğeler yer alıyor. Tamamen rastgele yaratılan açık bir dünyada geçen Pixel Piracy’de asıl amacımız oyunun dünyasında yer alan dört efsane kaptanı öldürmek. Oyunun senaryosu bu kadar basit. Sandbox ve açık dünya öğelerine yoğunlaşan Pixel Piracy’de NPC’lerden görevler alıp senaryo peşinde koşmuyoruz. Neyi nasıl yapacağımıza kendimiz karar veriyoruz. Her ne kadar oyunun gidişatına kendimiz karar veriyor olsak da, Pixel Piracy’nin işleyişi genel olarak sınırlı. Yapacağınız tek şey gideceğiniz bölgeyi seçip olanları izlemek. Ya güvenli bir adaya gidip ekibinizde düzenlemeler yapacaksınız, ya güvenli olmayan bölgede korsanlarla mücadele edeceksiniz, ya da yeni yerler keşfederek yerlilere karşı koyacaksınız. Bütün bu olanların sonucunda yeni gemi parçaları ve yeni eşyalar elde edebilirken, tayfanızdaki karakterleri de gittikçe güçlendiriyorsunuz. Pixel Piracy’deki her karakterin özel bir ekranı var. Burada karakterlerin stat paylaşımını yapmak, hangi eşyayı kullanacağını seçmek, ne gibi yeteneklere sahip olduğunu gözlemlemek size bırakılıyor. Evet özgürlük genel olarak oyunculara sunulmuş ancak Pixel Piracy’de yapacağınız şeyler bir süre sonra kendini tekrar ediyor. Oyunun dünyası siz ilerledikçe rastgele kendi kendine oluşturuluyor. Ama yapacağınız şeyler genel olarak aynı. Hele ilk başlardaki savaş esnasında sanki bir 2D RPG oyunu değil de, strateji oyunu oynuyormuş hissine kapılabilirsiniz. Çünkü dövüşe yapabileceğiniz katkı neredeyse yok. Yapacağınız tek şey tayfanızı sağa sola yönlendirmek ve dövüşü öylece izlemek. Ancak ileride geminizin kazanacağı özellikler ve karakterlerin elde edeceği eşyalarla beraber bu durum biraz olsun değişiyor. Oynanışın tekrar etmesinin haricinde Pixel Piracy’nin arayüzünün gerçekten kullanışsız olduğunu söylemek gerek. Tasarım olarak cansız bir yapıda olan arayüzde kullanılan yazı tipi de ekranı karıştıran etkenlerden. Örneğin karakter ekranında yazılar gerçekten birbirine girmiş durumda. Ek olarak beta sürecinden yeni çıkan oyunda bolca bug ve optimizasyon sorunları bulunuyor. Genel anlamda Pixel Piracy, gayet yüksek bir potansiyele sahip. Oyunun arkasında aktif olarak sadece iki tane geliştiricinin olması, bu hataların ve eksikliklerin düzeltilme sürecini yavaşlatıyor. Zarif bir grafik tarzına sahip olan oyunun fiyatı 18 TL. Ancak yine de bu fiyata rağmen oyuncuların Pixel Piracy’i satın almadan önce iki kez düşünmeleri gerek. Zira her şeyden önce yapımcı ekibin oyunu bir düzene sokması gerekiyor. Mesela en basitinden Pixel Piracy’i bu haliyle tekrar oynamayı isteyip istemediğimi ben bile bilmiyorum. Çünkü birkaç saatlik oynanış süresinden sonra oyunda sizi çekecek pek fazla şey kalmıyor. Ne İyi? - Harika görsellik, pikselize güzellikler - Detaylar; adeta korsan simülasyonu... - Seçimlere göre şekillenen oyun dünyası Ne Kötü? - Bir süre sonra sıkabilir - Ufak tefek hatalar