Into the Pit İncelemeler

Yenur.

Türleri farklı olsa da Ultrakill, Dusk tarzı bir kalite beklemiştim ne yazık ki değil. Düşman ve bölüm çeşitliliği çok kötü. Tür olarak bir Roguelike ama oyuncuyu hiçbir şekilde sonraki tura başlamaya teşvik etmiyor.

Into the Pit, diğer Roguelike oyunlara kıyasla her ne kadar farklı bir tema içerse de maalesef potansiyeli harcanmış bir yapım. Yazımın sonunda nedenini en uygun şekilde yazacağım ama şimdi oyuna genel olarak ele alalım. Oyun, köydeki gizemi araştırmaya gelen büyücümüz olanları öğrenip şeytani çukura girerek köylüleri geri getirmek adına mücadelesini ele alıyor. Bunu yapmak için doğru rün ve güçleri seçerek düşmanlarınızı en iyi şekilde alt edebilirsiniz. Oynayış olarak Into the Pit sol ve sağ elimize farklı tip silah seçebiliyor ve belirli güç tiplerini seçerek 2 elimize farklı bufflar verebiliyoruz. Örneğin sol elimize kanama sağ elimize buz gücü alabiliyoruz. Silahlarınızın işlevselliğini arttırmak içinde menzilini veya hasarını arttırabilirsiniz. Bana sorarsanız kesinlikle bir elinize bomba gücü almanız oyunu kolaylaştırmak için en doğru adım olabilir. Çünkü hasarını arttırınca o kadar güçlü oluyor ki önünüze gelen bossdur sıradan düşman vs. fark etmez dümdüz edebilirsiniz. Ama dikkat edin kendinize de bu hasarı verebilir ve canınızın büyük miktarını kaybedebilirsiniz. Sağ eline de orta veya küçük menzilli silah seçerek sol eliniz yani bomba gücünüze dürtme olarak yardımcı olabilirsiniz. Bomba gücünüze element olarak buz seçebilir sağ elinize de lanetleme veya rakibinizin hasarını azalttığınız gücü seçebilirsiniz. Bunu demem her ne kadar basit gibi gözükse de oyunun başlarında bu o kadar basit olmuyor. Çünkü daha belirli rünler başta kapalı olduğu için kendi kafanıza bir dizilim yapmanız zor. Belirli Roguelike oyunlarda gördüğümüz yeniden doğma evet bu oyunda da yer almaktadır. Her ne kadar bu oyunda ölmek zor olsa da isterseniz 1 bölge başı belirli kan elde ederseniz toplam 3 kere ölüp dirilme imkanın sahipsiniz. Ama unutmayın zindanda kan rotasını seçmek belki seçmeniz gereken zindanları es geçmek zorunda kalırsınız. O yüzden seçimlerinize dikkat edin. Düşman tipleri ve mekanlar ortalama düzeyde olmakla beraber oyunun müzikleri fena değildi. Düşman çeşitliliği başta geniş gibi gözükse de bir yerden sonra yenisi gelmiyor ve sürekli aynı düşman tipleriyle karşılaşıyoruz. Yani diğer oyunlarda da böyle bir şey var diyebilirsiniz. Ama şöyle bir durum var ki eğer ben bir başka yere girecek isem ve o bölgede kendine özel bir düşman tipi varsa her bölgede böyle bir durum olması gerekirdi. Fakat sadece belirli bölgelerin bu olayı katıp diğerlerine yapmamaları biraz tat kaçırıcıydı. Çünkü oyun bir yerden sonra aşırı sıkıcı olmaya başlıyor. Hatta bazen o kadar sıkılıyordum ki asla bu oyunu tek oturuşta 1.5-2 saatten fazla oynayamadım. Mekanlarda aynı şekilde bir yerden sonra birbirinin aynısı olup sadece görünümünü değiştirmeleri ayrı canımı sıkan biri oldu. Her bir başka bölgeye girdiğimde [i]'ee bu önceki yerin aynısı'[/i] dediğim o kadar çok an oldu ki sayamadım bile. Müzik çeşitliliğin çok geniş olmasına gerek yok zaten güzeldi ama geri kalanın bu kadar tekrarlamalı olması oyuna olan puanımı ciddi seviyede düşürmeme sebep oldu. Oyunun seviye mantığına bakarsak her bir çukur 5 seviye yapılarak geçilebiliyor. yaklaşık 5'ten fazla bölge ve hepsinin teması birbirinden farklı olan bu bölgelere giriş yaparak bölge başı 3 köylüyü bulmaya çalışıyoruz. Toplam 45 tane köylünün kayıp olduğu bu oyunda hepsini bulmaya çalışıyoruz. Ne kadar köylü geri getirirseniz yeni rün ve anahtarlar açma imkanınız da o kadar artar. Her seviyenin kendine has 4 tane zindanı yer alıyor. Her 1 zindanın kendine göre 2 seçeneği var ve hangisi size göre mantıklıysa ona giriş yapıp bitirmeye oynuyorsunuz. 4 zindanı hallettikten sonra diğer seviyeye geçebilirsiniz. Ama unutmayın ki eğer köylü işareti görürseniz sakın onu es geçmeyin ve direkt oraya yönelin. Her bölgenin 5. seviyesinde kendine has boss veya bosslarla karşılaşıyoruz ve oynayış şeklinize göre kolay-orta seviyede dizayn edilmiş. Şimdi özet şekilde bakarsam ben Into the Pit'e tam %65'ine kadar oldukça pozitif bir bakış açım vardı. Fakat bir yerden sonra oyun o kadar tekrarlamaya başlayıp bide yeni bir şey göremeyince baya sıkılmaya başladım. Hatta o kadar sıkıldım ki artık oyunu zevkle bitirmek yerine kendimi zorla oynatmaya çalıştığımız fark ettim. Neyse ki bitirdim ama son bölge de beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Farklı düşman tipleri ve müzikler görürüm diye hayal etmiştim ama maalesef bunu yapmamışlar. Hatta yetmiyormuş gibi aynı mekan dizilimi yapıp sadece görünümü değiştirmişlerdi. Oyunda son anahtarı açmak için sadece 45 köylünün 30'unu kurtarmanız yeterli. Vaktinizi en iyi şekilde bunda değerlendirmek istiyorsanız asla 45'ini kurtarmaya çalışmayın. 30'unu kurtarıp direkt son bölgeye gitmeniz en uygun karar olacaktır. Into the Pit'e neden harcanmış potansiyel dediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Çünkü o kadar çok şey eksik ki uğraşmak yerine tekrarlamalı ve birbirinden aynı mekanlar dizayn yapmayı tercih etmişler. Oyuna olan puanım bu kadar eksik yönünden dolayı her ne kadar başta iyi özelliklerini saysam da maalesef 10 üzerinden 4 veya 5 olacaktır. Eğer alternatif ve farklı tema bir Roguelike shooter oyun arıyorsanız indirim geldiğinde Into the Pit'e şans verebilirsiniz.