Wolfenstein II: The New Colossus
Grafikler
352

Oyun İçi

36 084 😀     8 413 😒
79,85%

Değerlendirme

Wolfenstein II: The New Colossus diğer oyunlarla karşılaştırın
$39.99

Wolfenstein II: The New Colossus İncelemeler

Amerika, 1961. Nazi Generali Deathshead'in öldürülmesi kısa ömürlü bir zafer oldu. Naziler dünya üzerindeki hakimiyetlerini sürdürüyorlar. Siz BJ Blazkowicz, nam-ı diğer "Terror-Billy", Direniş'in üyesi, Nazi imparatorluğunun belası ve insanlığın özgürlük için son umudusunuz.
Uygulama Kimliği612880
Uygulama TürüGAME
Geliştiriciler
Yayıncılar Bethesda Softworks
Kategoriler Tek oyunculu, Steam Başarımları, Steam Cloud, Tam denetleyici desteği, Televizyonda Uzaktan Oynatma
Türler Aksiyon
Çıkış Tarihi26 Oct, 2017
Platformlar Windows
Desteklenen Diller Traditional Chinese, English, Japanese, French, Italian, Spanish - Spain, Portuguese - Brazil, Russian, Polish
Yaş Kısıtlamalı İçerik
Bu içerik yalnızca yetişkin izleyicilere yöneliktir.

Wolfenstein II: The New Colossus
44 497 Toplam Yorumlar
36 084 Olumlu Yorumlar
8 413 Olumsuz Yorumlar
Puan

Wolfenstein II: The New Colossus toplamda 44 497 inceleme aldı. Bunların 36 084 tanesi olumlu, 8 413 tanesi ise olumsuz olup, genel puan olarak "" elde edilmiştir.

İnceleme Grafiği


Yukarıdaki grafik, Wolfenstein II: The New Colossus için yapılan geri bildirimlerin zaman içindeki eğilimini göstermektedir. Oyuncu yorumlarındaki dinamik değişiklikleri ve yeni güncellemelerin etkisini analiz etmeye yardımcı olur.


Son Steam İncelemeleri

Bu bölüm, oyunun en son 10 Steam incelemesini gösterir ve oyuncuların deneyimlerine ve görüşlerine genel bir bakış sağlar. Her inceleme özeti, toplam oynama süresini ve olumlu-olumsuz geri bildirim sayılarını içerir, böylece topluluk geri bildirimlerini net bir şekilde görebilirsiniz.

Oynama Süresi: 678 dakikalar
Serinin en harika oyunu, bayıla bayıla oynadım.
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 1437 dakikalar
harika hikaye harika aksiyon muazzam atmosfer hayalimdeki fps oyunu
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 655 dakikalar
[h1] Wolfenstein II: The New Colossus [/h1] Wolfenstein II: The New Colossus, Bethesda çatısı altında; başta MachineGames olmak üzere tecrübeli ve tutkulu ekiplerin sekiz yılı aşkın bir emeğiyle geliştirilen, alternatif tarih temalı bir FPS başyapıtıdır. Serinin önceki oyunuyla büyük beğeni toplayan MachineGames, bu devam oyununda hem anlatı hem de aksiyon anlamında adeta sınırları zorlamış, teknik ve sanatsal anlamda çıtayı fazlasıyla yükseltmiş ve serinin şimdiye kadarki en bomba yapımını ortaya koymuştur. Oyun, 1961 yılında, Nazi Almanyası’nın II. Dünya Savaşı’nı kazanarak Amerika Birleşik Devletleri’ni işgal ettiği karanlık bir alternatif evrende geçmektedir. Bu distopik atmosfer, yalnızca sert bir savaş ortamı değil, aynı zamanda ezilen halkların direnişi, toplumsal çözülme ve kişisel trajedilerin de sahnesidir. Dönemsel detayları, propaganda temelli mimarisi ve kendine has tasarımlarıyla Wolfenstein II, klasik bir FPS deneyiminden çok daha fazlasını sunar; bir isyanın, umudun ve özgürlüğe duyulan özlemin epik anlatısını oyuncuya doğrudan yaşatır. Oyunun başlıca karakteri yine tanıdık yüz William “B.J.” Blazkowicz’tir. Ancak bu kez karakterin sadece bir savaş makinesi olmadığını, geçmişinden taşıdığı travmalar, ailesine duyduğu sevgi ve özgürlük uğruna verdiği mücadeleyle derinlemesine işlenmiş bir kahraman olduğunu görmekteyiz. Anlatım dili, karakter gelişimi ve sinematik geçişler, önceki oyuna kıyasla çok daha olgun ve etkileyicidir. Serinin hayranları için duygusal anlamda ağır vuran bu yapım, yeni oyuncular içinse baştan sona sürükleyici bir deneyim sunmaktadır. Şimdi, Wolfenstein II: The New Colossus’a dair detaylı incelemeye geçebiliriz. [b] Grafikler ve Görseller: [/b] Wolfenstein II: The New Colossus, görsel anlamda serinin önceki oyununa kıyasla ciddi bir evrim geçirmiş durumda. Gelişmiş id Tech 6 motoruyla geliştirilen bu yapım, ışıklandırma, gölge derinliği ve doku kalitesi konusunda tatmin edici bir seviye sunuyor. Karakter modellemeleri çok daha detaylı ve canlı; yüz ifadeleri, mimikler ve animasyonlar sinematik anlatıyı destekleyecek düzeyde başarılı. Kapalı mekanlardaki ışık-gölge oyunları ve açık alanlardaki atmosferik detaylar, oyunun karanlık dünyasını daha etkileyici ve inandırıcı kılıyor. Nazilerin dünyayı ele geçirdikten sonraki düzenini, aşırı distopik ve ürkütücü bir gerçekçilikle yansıtan tasarımlar, atmosferin gücünü katbekat artırıyor. Ancak Anya gibi önceki oyunda taş gibi yansıtılan bir karakterin bu yapımda sulu kile dilencilerine benzetilmesi, oyuncular arasında hayal kırıklığı yaratıyor. Görseller sadece estetik değil, oynanışa da doğrudan etki ediyor. Düşmanların yoğun olduğu bölgelerdeki görsel kaos, oyuncuya sürekli tehdit atmosferi sunarken; saklanma, ilerleme ve çatışma mekaniklerini daha dikkatli kullanmaya itiyor. Propaganda posterlerinden yıkık şehir manzaralarına, Nazi teknolojisiyle donatılmış mekanlardan direnişin gizli sığınaklarına kadar her detay, anlatının derinliğiyle bütünleşmiş durumda. Kısacası, Wolfenstein II sadece iyi görünen bir oyun değil; görselleriyle atmosferi pekiştirerek oyuncuyu hikâyenin içine çeken bir deneyim sunuyor. [b] Ses ve Müzik: [/b] Wolfenstein II: The New Colossus’un ses tasarımı, atmosferin yoğunluğunu ve aksiyonun şiddetini oyuncuya birebir hissettirmeyi başarıyor. Silah sesleri son derece tatmin edici ve her silahın kendine has bir yankısı, dolumu ve patlaması var. Patlamaların çevreyle olan etkileşimi, mermilerin yankısı ve düşmanların çığlıkları, savaş alanını canlı ve kaotik bir hale getiriyor. Aynı şekilde çevresel sesler, Nazi üslerindeki mekanik uğultular ya da dış dünyadaki şehir gürültüsü gibi detaylarla, oyunun geçtiği distopik dünyanın içine oyuncuyu çekiyor. Müzik tarafında ise oyunun karanlık ve umutsuz havasına uygun olarak ağır, gergin ve zaman zaman melankolik tonlar tercih edilmiş. Mick Gordon’un tarzını andıran agresif gitar riff'leri, çatışma anlarında adrenalini yükseltirken, dramatik sahnelerde duygusal bir yoğunluk yaratıyor. Hikâyenin temposuna göre şekillenen müzikler anlatıyı tamamlayıcı nitelikte. Özellikle bazı kritik anlarda devreye giren müzikler, sahnenin etkisini katlayarak unutulmaz anlar yaratıyor. Kısacası, Wolfenstein II ses ve müzik konusunda da atmosfer inşasını başarıyla tamamlayan, etkileyici bir iş ortaya koyuyor. [b] Hikaye ve Karakterler: [/b] Wolfenstein II: The New Colossus’un hikayesi, ilk oyunun kaldığı yerden devam ediyor. Ağır yaralı uyanan B.J. Blazkowicz, Nazi işgali altındaki Amerika’da direnişi yeniden ayağa kaldırmak için mücadeleye devam ediyor. Oyun, 1961 yılında geçiyor ve bu alternatif evrende Naziler savaşı kazanmış, dünyayı demir yumrukla yönetiyor. Bu sefer hedef, sadece hayatta kalmak değil; Amerika’nın kalbinde devrimi başlatmak ve Nazi hegemonyasını yıkmak. Hikaye boyunca New York’un yıkık sokaklarından Roswell’in altındaki gizli operasyonlara, hatta Beyaz Saray’a kadar birçok unutulmaz bölgeye uğruyoruz. Karakter kadrosu oldukça güçlü ve çeşitli. Blazkowicz bu oyunda sadece bir asker değil; ailesi, geçmişi ve iç çatışmalarıyla daha derinleşmiş bir karakter. Yanında Grace gibi karizmatik direniş liderleri, Set Roth gibi bilge bilim adamları ve Max Hass gibi duygusal bağ kurulan karakterler yer alıyor. Ancak en dikkat çeken karakterlerden biri, Nazi subayı Frau Engel. İlk oyunda kaçmasına izin verdiğimiz bu sadist kadın, bu sefer baş düşmanımız olarak geri dönüyor. Hikâye boyunca bize psikolojik ve fiziksel olarak kök söktüren Engel, sonunda etkileyici ve tatmin edici bir şekilde cezalandırılıyor; oyunun en epik anlarından biri olarak hafızalara kazınıyor. Hikâyenin merkezinde yer alan denizaltı, oyunun önemli bir sembolü hâline geliyor. Direnişçiler olarak kullandığımız bu devasa araç, hem karargâh hem de özgürlük mücadelesinin simgesi. Denizaltıdan yapılan operasyonlarla Amerika’nın dört bir yanına yayılıyor, halkı örgütleyip direnişi büyütüyoruz. Oyun boyunca hem bireysel intikamın hem de kolektif özgürlük arzusunun peşinde koşarken, her görevde Nazi düzenine ağır darbeler indiriyor, özgür Amerika’nın yeniden doğması için savaşıyoruz. Wolfenstein II, sadece bir aksiyon oyunu değil; aynı zamanda güçlü bir direniş anlatısı ve karakter odaklı dramatik bir destan sunuyor. [b] Oynanış ve Optimizasyon: [/b] Wolfenstein II: The New Colossus, tempolu ve sert çatışmalarıyla klasik FPS deneyimini modern mekaniklerle birleştiriyor. Silah kullanımı tatmin edici; her silahın geri tepmesi, sesi ve hissi güçlü bir savaş atmosferi sunuyor. Çift silah kullanımı, silahları özelleştirme seçenekleri ve çeşitli düşman tiplerine göre taktik belirleme ihtiyacı, oynanışı monotonluktan uzak tutuyor. Özellikle kafamız koptuktan sonra yeni bedene geçmeden önce, kısa süreliğine üç farklı zırh yeteneğine erişiyoruz. Bunlar; dar alanlardan geçmeyi sağlayan zırh, yüksek yerlere zıplamaya imkân veren zırh ve mekanik bacaklarla düşmanların üzerinden geçip ezmeyi sağlayan zırh. Bu seçim, aksiyonu ve keşfi şekillendiren önemli bir oynanış unsuru. Optimizasyon tarafında oyun oldukça stabil bir deneyim sunuyor. id Tech 6 motorunun gücü sayesinde hem konsollarda hem PC’de akıcı performans sağlanıyor. Grafik ayarları geniş ve kişiselleştirilebilir, farklı sistemlerde kaliteli deneyim mümkün kılıyor. Yükleme süreleri kısa, geçişler hızlı ve ani FPS düşüşleri neredeyse hiç yok. Tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde, Wolfenstein II’nin sadece iyi görünen değil, aynı zamanda çok iyi çalışan ve akıcı bir oynanış sunduğunu söyleyebiliriz. [b] Sonuç: [/b] Wolfenstein II: The New Colossus, hikayesi, atmosferi ve güçlü oynanışıyla FPS türünde çıtayı yükselten bir yapım. Teknik, görsel ve işitsel açıdan etkileyici; unutulmaz bir direniş hikayesi sunuyor. Hem serinin hayranları hem de yeni oyuncular için mutlaka deneyimlenmesi gereken, aksiyon ve anlatıyı kusursuz harmanlayan özel bir oyun. [b] Puanım: 8.4 / 10 [/b]
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 667 dakikalar
İlk 2 oyunundan daha kötü bir oyun almayın yarram gibi oyun
👍 : 0 | 😃 : 0
Negatif
Oynama Süresi: 958 dakikalar
Yani hikayesi ve atmosferi TNO gibi değil, daha ta*şakımsı (komedi falan filan, TNO'dan kötü), ama oynanış zevkli. Fov ayarlayınca TNO'da olduğu gibi bazı silahlar bozulmuyor. FPS oyunlarında quicksave olması çok iyi, ama bunda ki b*ktan, yükleme ekranındayken oyun başlıyor. Kritik bir yerde save aldıysanız, oyun yüklenirken hareket edemeden ölüyorsunuz. Ve bu baya sürüyor, yani 1-2 saniye değil. Örneğin bir koridorda save aldınız ve 10 saniye sonra köşeden dönen bir düşmana öldünüz. Aldığınız savei yüklerken bu düşman, oyun daha yükleme ekranındayken sizi öldürebiliyor.
👍 : 1 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 563 dakikalar
combat güzel gemideyken baya absürd şeyler yaşanıyor alınır. maxx hass aşkım
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 1122 dakikalar
Wolfenstein serisini Return to Castle zamanından beri keyifle takip ederim ve çıkan her oyunu oynadım; her birinin bana farklı bir tat bıraktığını söyleyebilirim. The New Colossus da bu geleneği bozmadı ve kendi imzasını attı. Beklentilerim oldukça yüksekti ve oyun bu beklentileri fazlasıyla karşılamayı başardı. Atmosferi, öyküsü, anlatım tarzı ve aksiyonu; tıpkı New Order’da olduğu gibi oldukça etkileyiciydi. Ancak The New Colossus yalnızca New Order’daki güçlü yönleri taşımakla kalmamış, üzerine yeni şeyler de inşa etmiş. Oynanış daha tempolu ve zorlayıcı hale gelmiş, karakterler arası etkileşim gözle görülür şekilde geliştirilmiş; iki karakteri yan yana gördüğüm her seferinde birkaç dakika süren diyaloglar geçiyor ve bunları izlemek büyük bir zevkti. Yapay zekânın ilerlemesi de zorluk seviyesini doğrudan etkilemiş. Wolfenstein 2, bu yıl oynadığım FPS’ler arasında beni en çok saranlardan biri oldu ve kesinlikle senenin güçlü yapımlarından biri bence. Hikâyeye geçmeden önce küçük bir uyarı yapmak istiyorum; bu bölümde New Order’a dair detaylar bulunuyor, bu yüzden henüz o oyunu oynamayanlara bu kısmı atlamalarını tavsiye ederim. The New Colossus’un hikâyesi, New Order’ın bittiği yerden devam ediyor, dolayısıyla kurguya hemen adapte oluyorsunuz. Ana karakterimiz B.J. Blazkowicz, General Strasse ile yaptığı ölümcül mücadeleden ağır yaralı şekilde kurtuluyor. Ancak arkadaşlarının kaçabilmesi için kendini feda edip üssün bombalanmasını istiyor. Sonrasında ölümle yüzleşmeye hazırlanırken arkadaşları onu bırakmıyor ve geri dönerek hayatını kurtarıyorlar. Bu hamle oldukça riskli olsa da başarılı bir şekilde Blazkowicz’i kurtarıp Nazilerden çaldıkları denizaltıya dönüyorlar. Durumu kritik olan Blazkowicz, yaklaşık beş ay boyunca komada kalıyor. Kendine geldiğinde ise Nazilerin ani bir saldırısıyla karşı karşıya kalıyor. Strasse ile olan çatışmasından sağ çıkabileceğini düşünmeyen Blazkowicz, tüm acılarına rağmen bunları bastırarak en iyi yaptığı işe odaklanıyor: Nazi avlamak. Saldırının başındaki isim ise tanıdık bir yüz, New Order’da ağzını yamulttuğumuz Frau Engel. Strasse’nin ölümünden sonra Blazkowicz tüm Nazi rejiminin baş hedefi haline geliyor ve "Terror-Billy" adıyla korkulan bir figür haline geliyor. Engel, hem geçmişte yaşananların hem de kendi konumunun etkisiyle bu görevi üstleniyor. İlk karşılaşmalarında Blazkowicz’i elinden kaçıran Engel, bu sefer işi şansa bırakmıyor ve Nazilerin en güçlü savaş makinelerinden biriyle U-Boat’a saldırıyor, Blazkowicz’in arkadaşlarını esir alıyor. Blazko da yine kendini feda etmeyi seçiyor, tıpkı beş ay önce yaptığı gibi. Oynanışa geçmeden önce görev yapısından kısaca bahsetmekte fayda var. Oyunda Nazilerden ele geçirdiğiniz denizaltı üssünüz oluyor ve buradan Kreisau’nun direniş hareketi olarak Nazi rejimini çökertmek üzere planlamalar yapılıyor. Hedefler belirlendikçe oraya operasyon düzenleniyor. Görevler üç ana gruba ayrılmış durumda: ana görevler, yan görevler ve suikast görevleri. Ana görevler hikâyenin gidişatını oluşturuyor. Yan görevler daha basit yapıda olup, üste dolaşırken diğer karakterlerle konuşarak alınabiliyor ve genellikle üs içinde tamamlanıyor. Suikast görevleri ise oyun ilerledikçe açılıyor; bu görevler için ana görevlerde elde ettiğiniz Enigma kodlarını çözerek hedefin yerini öğreniyorsunuz. Bu görevleri oyun bittikten sonra bile oynayabiliyorsunuz. Görev yapısı böyleyken, oynanış tarafındaki yenilikler ise dikkat çekici. New Colossus’un yapay zekâsı, New Order’a göre çok daha hızlı tepki veriyor ve oyuncuyu ciddi şekilde zorluyor. New Order’ı en yüksek zorlukta oynamış ve pek zorlanmamıştım, bu nedenle The New Colossus’a da aynı seviyede başladım. Ancak daha bir saat bile geçmeden zorluğu bir seviye düşürmek zorunda kaldım. Çünkü oyunun kolay kısmı geçildikten sonra düşmanlar o kadar hızlı ve sert saldırmaya başlıyor ki nasıl öldüğünüzü bile fark edemiyorsunuz; bir an her şey yolunda derken bir anda ekran kararabiliyor. Bu duruma 15-20 kere dayanmayı denedim ama gerçekten tahammül sınırlarını zorluyordu. Yapay zekânın bu çevikliği, oyun temposunu da yukarı çekmiş. “Şuradaki Nazileri sessizce indirip yoluma bakarım” demek neredeyse imkânsız, hemen fark ediyorlar. Eğer gizlilikle ilerlemek isterseniz daha yavaş hareket etmeniz gerekiyor ama bu da aksiyonun heyecanından bir miktar kaybettiriyor. Çünkü aksiyon anları, müziklerle ve atmosferle birleşince inanılmaz bir etki yaratıyor. Oyunu zorlaştıran diğer bir unsur ise başlangıçta karakterinizin oldukça güçsüz olması. New Order’da yetenekleri belirli koşulları yerine getirerek açabiliyordunuz ama burada sistem farklı işliyor. Her Perk’in tamamını aktif etmek için aynı eylemi birkaç kez tekrar etmeniz gerekiyor. Örneğin düşmanları 10 defa kafadan vurarak öldürdüğünüzde bu Perk’in yalnızca %10’unu açmış oluyorsunuz. Her 10 benzer öldürme de bu yeteneği daha etkili hale getiriyor. Yani oyun başta zor, ama ilerledikçe karakteriniz gelişiyor ve işler kolaylaşıyor. Oyunun atmosferi ve sunumu gerçekten çok başarılıydı. Özellikle karakter etkileşimleri oldukça doğal ve eğlenceliydi. İki karakter karşılaştığında ya bir konuda sohbet ediyorlar ya da örneğin birlikte satranç oynuyorlar ve bu sahneler uzun sürüyor, bazen birkaç dakika. Bu diyaloglar öyle keyifli ki, yanlarında durup izlemekten kendimi alamadım. En çok eğlendiğim karakter ise kesinlikle Set Roth oldu, açık ara favorim. Hikâye anlatımı da oldukça başarılıydı. Ara sahneler adeta film gibi hazırlanmış, izlerken hiç sıkılmıyorsunuz. Hatta tüm ara sahneler birleştirilse, rahatlıkla oyunu özetleyen bir sinema filmi çıkar. Bunların dışında Blazkowicz’in iç sesini de sıkça duyuyoruz ve bu sayede karakterin ruh hâlini çok net şekilde hissedebiliyoruz. Ayrıca oyun evrenini ve Nazilerin Wolfenstein dünyasındaki etkilerini daha derinlemesine kavramak için çevredeki okunabilir içeriklere göz atmak gerekiyor. Machine Games bu konuda çok cömert davranmış, toplamda 150’ye yakın yazılabilir içerik mevcut ve bunların çoğu detaylı. Hatta bazılarını tamamen tesadüfen buluyorsunuz. Wolfenstein 2: The New Colossus hakkındaki genel görüşüm şu: Bu oyun yılın en dikkat çeken ve kaliteli yapımlarından biri. benim için bu yılın sadece iyi FPS oyunlarından biri değil, aynı zamanda “video oyunu” kavramının ne kadar sinematik, karakter odaklı ve tempolu bir deneyim sunabileceğinin canlı bir örneğiydi. Bu oyun sadece bir çatışma simülasyonu değil, aynı zamanda bir karakter draması, bir direniş hikâyesi, bir distopya alegorisi ve yer yer trajik, yer yer komik bir insanlık öyküsüydü. Aksiyonun adrenalinle yoğrulduğu, karakterlerin ete kemiğe büründüğü ve hikâyenin akan bir nehir gibi aktığı bir yapım olmuş. Arka planda çalan müzikler bir savaş marşı gibi kalbe işliyor, çatışmalar ise tam anlamıyla bir koreografi. Karakterler öyle canlı ki, sadece yan yana geldiklerinde bile ekranın başında kalmak istiyorsunuz. Her biri, kendi hikayesini anlatan bir roman kahramanı gibi. New Colossus, eğlenceli olduğu kadar anlam taşıyan bir oyun. Tempolu oynanışı, zorlayıcı yapısı ve zekice yazılmış hikayesiyle yalnızca "iyi vakit geçirten" bir oyun değil; aynı zamanda duygularınıza da dokunuyor. Eğer bir oyun, size hem silah kullanmayı hem de insan olmanın ağırlığını hissettirebiliyorsa, işte o zaman gerçekten unutulmaz olur. The New Colossus tam olarak bunu başarıyor.
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 716 dakikalar
kaldığım oyun arayışı boşluğunda bana çok yardımcı oldu gerçekten mükemmel bir oyun tüm serisini aldım bundan başladım grafikler baya iyi hikaye bir shooter fps oyunu için çok iyi , oynanış zaten mükemmel ayrıca hikayeyi bitirdikten sonra oynamaya devam edebilirsiniz yan görevler veriyor ve ben zorluğu normalde oynadım çok zorlanmadım ama bu türe yeniyseniz normalde oynayın yoksa zor mod daha tatmin eder bence
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 535 dakikalar
The New Order'ın finalindeki olaylardan sonra B.J. Blazkowicz ölümcül yaralar almıştır, ancak kurtarılır ve Eva's Hammer adlı çalıntı bir Nazi denizaltısında uyanır. Artık tekerlekli sandalyeye mahkumdur ve vücudu iflas etmek üzeredir. Ne var ki, hamile eşi Anya ve direniş ekibi, Nazilerin peşindeki acımasız komutan Frau Engel'in saldırısıyla yüzleşmek zorunda kalır. B.J., zorlu bir operasyonla vücuduna deneysel bir Nazi giysisi taktırır ve yeniden hareket kabiliyeti kazanır. Amacı, Nazi işgali altındaki Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek dağınık haldeki direniş gruplarını birleştirmek ve bir "Amerikan Devrimi" başlatmaktır. Hikaye boyunca B.J., hem Nazi rejimine karşı savaşır hem de kendi geçmişinin karanlık sırlarıyla yüzleşir. Serinin en iyi oyunu diyebilirim. Grafikler diğerlerine nazaran daha iyi. Animasyonlar ve seslendirmeler daha akıcı. Ve her zamanki gibi aksiyon ve tempo zirvede. Puan tablom ise; 50 < Oynanmaya değmez 51 - 59 = Çok Kötü 60 - 69 = Kötü 70 - 79 = İdare Eder 80 - 89 = İyi 90 - 95 = Çok iyi 96 - 99 = Mükemmel 100 = Yok öyle bir oyun. PUAN = 95
👍 : 0 | 😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi: 575 dakikalar
Sırf yasaklanmasın diye Htler'e rezil hareketler yaptırmışlar. Tamam katliamcı pezevenk biriside, Dünyayı ele geçirmiş birisine (senaryoya göre) böyle rezillikler yapıp dalga geçilmesini doğru bulmuyorum.
👍 : 8 | 😃 : 0
Negatif
Dosya yükleme