Dragonsphere İncelemeler

Karşımızda değeri bilinmemiş "kayıp" bir adventure klasiği olduğunu söyleyerek konuya gireyim. Microprose 90'ların başında üç adventure oyunu piyasaya sürmüştü. Bunlardan Space Quest taklidi olarak tabir edebileceğim Rex Nebular basbayağı kötüydü. Phantom Of The Opera öyküsü üzerine kurulmuş Return Of The Phantom fena sayılmayacak bir polisiye adventure idi. Dragonsphere ise her ne kadar Sierra'nın meşhur King's Quest serisine öykünse de aynı zamanda kendine özgü olmayı başarabilen bir oyun ve Microprose'un tartışmasız en iyi adventure oyunu. En önemlisi döneminin en iyi tasarlanmış, en iyi yazılmış, en iyi senaryolu adventure oyunlarından biri bu. Grafikler ve sesler dönemi için gayet iyi. Yaratılan dünya, mekanlar, karakterler ve hikayenin sürükleyiciliği oyunun asıl kuvvetli yönleri. Hele ki oyunun ortalarında bir plot twist var ki benzeri oyunlarda çok nadir rastlanan bir mesele ve çok çok iyi kotarıldığını söyleyebilirim. Oyunun kötü yanları maalesef dönemin bir sürü oyununda da karşımıza çıkan pixel hunting durumu, maalesef bazı bilmeceleri bu yüzden çözmek epey zorlaşıyor. Her bilmeceyi mantık çerçevesinde çözemiyor olmamız ve biraz deneme-yanılma durumu olması bir diğer zayıflık. Son olarak oyunun en kötü yanı ana karakterin çok yavaş yürümesi. Ancak oyunun tasarımı ve senaryosu o kadar iyi ki bunlara bile katlanmanızı sağlıyor. Eğer 90'ların adventure oyunlarına meraklıysanız ve bu oyunu denemediyseniz mutlaka şans verin.