Black Mirror I İncelemeler

keyifli ama çok sikko bitti

9/10

Hayatımda oynadığım en iyi adventure serisinin başlangıcı. 10/10

Adventure Company serisinini bütün oyunları birbirine çok benziyor. Mesela Black Mirror ve 15 Days’in tek farkı hikâye. Onun dışında her şey aynı. Arkada bir tane resim var, berbat animasyonları olan karakterler uçarak ve odun gibi hareket ederek ilerliyor. Şöyle düşünün; elinizde bir insan oyuncağı olsun, birde A4 kağıdına bir manzara resmini yerleştirip yere koyun. Elinizde ki oyuncağı o resmin üstünde yürütün. Aynı bu şekilde. Hikayesi gereksiz yere uzatılmış ve saçma yerlerden konuya giriliyor. Oyunun en sevilen şeyi olan hikâye de hiç o kadar ilgi çekici değil bence.

Çok sıradan, oyun arkaplan çevre vs. sabit resim ve mause ile yönlendiriyoruz (tıkladığın yere gidiyor okadar). Ufak ve eski olmasına rağmen oynanılabilirliği yok malesef. Sesler kötü, sürekli diyalog başım ağrıdı diyalogları takip etmekten, kaldırdım :( [table] [tr] [td]Genel[/td] [td]1/10[/td] [/tr] [/table]

Senaryosunun güzel olduğunu söyleyenler var. O kadar oynamadığım için bir şey diyemeyeceğim. Mekan tasarımları çok hoş. Tek bakıştan, geniş mekanlar içerisinde ilerleme mevzusunu da güzel kotarmışlar. Etrafa da hikayeye dair bir sürü ayrıntıyı eklemeyi ihmal etmemişler. Ammaaa... Bir yerden bir yere gidişi beklemek işkence. Genelde çift tıkla bu süreç hızlandırılır point-click oyunlarında fakat burada ben öyle bir şeye denk gelemedim. Karakter animasyonları bir enteresan. Kasa kasa hareket ediyorlar sanki. Donuyorlar gibi... Zaten çok kötü hareketler. Eklenmeseler bile olurmuş, o derece. Seslendirmelerse... Eh... "Olmasa da olur" diyeceğim. Ama, olmak zorunda çünkü oyunda daimi bir müzik ya da arka plan sesi yok. Haliyle, sessiz sessiz sıkıcı olurdu. Özetle, oyunu neredeyse hiç oynamadım ve beğenmedim ve önermiyorum. Şöyle diyeyim, oyun içinde ana menüyü bile açamıyorum ki save alayım, kafama göre girip çıkayım. Tekrar ediyorum. Oyunu uzun süre deneyimleme imkanım olmadı ama bir daha açmamak üzere kaldırıyorum. Alıp da bi göz atmayı düşünüyorsanız, benim yorumumu bu bağlamda dikkate alınız. NOT: Bulmaca çözümlerinin neredeyse rastgele olduğunu söylemiş miydim? Kocaman bir malikanede, hangi sırayla, nereye gideceğimizi bulmak bir işkence! Oynanmaz bence.

Oyun gerçekten kaliteli bir oyun.Eski olmasına bakmayın point-click adventure seviyorsanız kesinlikle alın fiyatı 4 tl ye kadar düşüyor indirimle.

Berbat ötesi bir oyun. Direkt Black Mirror 2 ve 3'e geçin. Yav dinleyin beni, pişman olmazsınız. Bunu indirirseniz pişman olacaksınız.

Eski oyunları seviyorum. Hikayeleri daha zengin oluyor. Güzel bir oyundu ama bazı yerlerde zorlandım. Oyunun bazı yerlerinde beklemek gerekiyor. Alışık olmadığım bir oynama şekli olduğu için acaba neyi yanlış yapıyorum diye rehberleri incelemek zorunda kaldım. Yine de point click adventure oyunlarını sevenler için oynanılır bir oyun.

Bu oyuna güzel bir Türkçe inceleme gerek ve bunu ben yapmaya çalışacağım. ---- Oyunu internetsiz kaldığım 1 hafta boyunca oynadım. Dolayısıyla steam kayıtlarında sadece 2 saat gözüküyor, ama bitirdim tamamen. En az 15-16 saatlik bir oynanışı var (hatta her şeyi ilk seferinde bulamayacağımızı farz edersek bu minimum süre 20 saat diyebiliriz) ve size her şeyden önce söylemem gereken 3 şey şunlar: 1) Oyunu 30 dakika oynamış insanların sözüne bakmayın. 2) Black Mirror dizisinin oyunu ZANNEDİP ALMAYIN. 3) 28 Kasım 2017 itibariyle Black Mirror makyajlı, güzel grafikli olarak steam üzerinden satışa sunulmaya başladı. Ayrıca steam başarımları ve kartları da var. Nasıldır bilemiyorum benim deneme fırsatım olmadı, ama bu eskisinin kendine has bir atmosferi var. Diyorsanız ki ben grafiklerin güzelliğine önem veriyorum, böyle eski oyunlar gözümü kanatıyor; o zaman gidip yeni haline bir şans vermeyi düşünebilirsiniz: http://store.steampowered.com/app/581300/Black_Mirror/ ---- Arkadaşlar oyun çok güzel hikayesi olan ve eski tarz bir point & click - adventure oyunu. Dolayısıyla dinamikleri o zamanki oyunların yapıldığı tarza göre yapılmış. Eleştiren arkadaşların yazdıklarını gördüm "karakter koşmuyor" vb. şikayetinde bulunan olmuş. Bu Skyrim olmadığı için koşmanız gerekmiyor zaten. (Bir trick'i var, aşağıda anlatacağım). Bir başkası "sürekli diyalog" olduğundan ve başının ağrıdığından yakınmış. Evet, öyle çünkü konuşarak açığa çıkartıyorsunuz bir şeyleri. Dedektiflik oyunlarının temeli bu. Benim nasıl cs'ye gidip "çok silah sesi var, başım ağrıdı" diye negatif görüş yazmam absürt olursa, bu da öyle. Oyunda 3. şahıs bakış açısıyla Samuel Gordon isimli 20'lerindeki genç bir delikanlıyı kontrol ediyoruz. Bu genç, dedesinin ölümünden sonra, cenaze için köşke geliyor ve dedesinin ölümünün normal bir ölüm olduğuna inanmadığı için bunu araştırmaya başlıyor. Bulduğumuz her ipucu, bu ölümün sahiden de normal olmadığını, arkasında mistik, hatta şeytani bir şeylerin olduğunu kanıtlar nitelikte. Konusunu anlatmak istemiyorum çünkü bu spoiler olur, sizin keşfetmeniz daha doğru. Ama oldukça tatmin edici olduğunu söyleyeyim. Yine de korku öğelerinden hoşlanmıyorsanız, pek sevmeyebilirsiniz. Ben çok beğendim çünkü... nasıl diyeyim, oynamaya mecbur hissettim kendimi. Hikayesi bolca gizemle, entrikalarla, hatta bazı travmalarla örülü ve ne olacağını ölümüne merak etmenizi sağlıyor. İlerleyen zamanlarda elimize bir harita geçiyor. Bu sayede gitmemiz gereken birbirinden uzak yerlere ışınlanma (fast-travel) gerçekleştirebiliyoruz. [b] Ayrıca bir çıkışa iki kez tıklarsanız, o aradaki yolu yürümeden gitmek istediğiniz yere kısa sürede varabiliyorsunuz. ->>>> (Koşma yok diye negatif yorum atanlara ithafen) [/b] ** Oyundayken tab'a basarak o odadan hangi çıkışların mümkün olduğunu görebilirsiniz (gidilebilecek yerlerde kapı simgesi çıkıyor ve neresi olduğu da üzerinde yazıyor). Toplamda 6 bölümden oluşan bir oyun. Her birinde çözmemiz gereken bulmacalar, sırlar var. Eğer envanterinizdeki bir nesneye sağ tıklarsanız onu daha bir detaylı arayabiliyorsunuz. Envanterimiz ekranın altında yer alıyor ve fareyi oraya getirmediğiniz sürece görmüyorsunuz, yani dikkatinizi dağıtmıyor oyun esnasında. Aynı şekilde menü ekranı da gizlenmiş durumda, oyun içindeyken farenizi sağ-üst köşeye götürdüğünüzde bir dişli çark simgesi çıkıyor. Oraya tıklayarak menü ekranını açıp save, load, veya oyundan çıkışınızı gerçekleştirebilirsiniz. 24 adet save slotumuz var. Tek save açıp üstüne yaza yaza ilerleyerek oynamayın, belirli bir yerde aldığınız bir karar sonucu... baştan oynamak zorunda kalabilirsiniz. Başka slota kaydetmekten çekinmeyin. Oyunun ilerleyişinde sıkıntı var diyen bir arkadaş da olmuş. Ben şunu söyleyeyim; bazı şeyleri bir eylemden önce / sonra yapmanız oyunu etkileyebiliyor. Bir şeyi yapmadan önce, mümkün olan tüm diyalogları gerçekleştirdiğinizden emin olun ve her şeyi bir arada yapmaya çalışmayın. Tek tek ilerlerseniz sorun yaşayacağınızı sanmıyorum, en azından ben yaşamadım. Yine de riske etmek istemezseniz o bölümde bir save alın. Bazen kendinizi çok "kaybolmuş" hissedebilirsiniz çünkü direkt şunu yap-bunu yap demiyor size, veya gideceğiniz yeri / konuşacağınız kişiyi ok işaretiyle göstermiyor. Etrafı dolaşıp aramaya devam edin, elbet ki bir çözümü var. Son olarak söyleyeceğim şey... Benim oynadığım en tatmin edici hikayelerden birine sahipti. Gizem çözmeyi seviyorsanız, görüntü de sizin için pek dert değilse... Lütfen alın, oynayın ve başka insanların da bu hazineden haberdar olmasını sağlayın.