Survival Story İncelemeler

Steam'deki ilk uzun incelemem olacak, umarım beğenirsiniz.Survival Story'yi sonunda bir saat kadar oynama fırsatı buldum. Bu kısa sürede edindiğim ilk izlenimler, oyunun hayatta kalma ve zombi temalı yapısını oldukça net ortaya koyuyor. Oyun, tam da beklediğimiz gibi, virüsün mahvettiği bir dünyada tek başımıza hayatta kalma mücadelesi üzerine kurulu. Tek başınıza derken tabikide ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz bir kasaba var, bu kasabadan çeşitli görevlerde alabiliyorsunuz. İsterseniz kazandığınız deneyim puanları ile marketten yiyecek, ham madde, cephane gibi şeylerde alabilirsiniz. Neyse açık dünya'ya geri dönelim. Açlık ve susuzluk gibi temel ihtiyaçları karşılamak için sürekli etrafı kolaçan etmek zorundasınız; bu durum, her köşede bir kaynak arama içgüdüsü yaratıyor. Oynadığım süre boyunca, kaynak toplama ve basit üretim (crafting) mekanikleri hemen ön plana çıktı. Hurda toplamak, odun toplamak ya da etraftaki terk edilmiş eşyalardan malzeme çıkarmak, hayatta kalmanın olmazsa olmazı. Henüz çok derinlemesine bir üretim sistemine ulaşamasam da, başlangıç seviyesindeki araç ve gereçleri kolayca yapabiliyorsunuz. Zombiler ise oyunun ana tehdidi. İlk karşılaştığınızda sayıları çok olmasa da, bulundukları ortam ve hareketleri bir gerilim yaratmayı başarıyor. Oyunun görsel atmosferi de bu gerilimi destekliyor; yıkık binalar, kasvetli ormanlar ve genel olarak kasvetli renk paleti, kıyamet sonrası temayı başarıyla yansıtıyor. Sonuç olarak;Bir saatlik deneyimde hikaye derinliğine inmek pek mümkün olmadı ancak oyunun sadece hayatta kalmaktan ibaret olmayıp, dünyanın bu hale gelişinin ardındaki gizemi çözme potansiyeli taşıması hoşuma gitti. Bu, tek kişilik bir geliştiricinin yaptığı (Eline sağlık Mark) bir oyun için oldukça iddialı bir hedef. Şimdilik, Survival Story'nin hayatta kalma türünü sevenler için potansiyel vadeden, ilk bakışta denemeye değer bir seçenek olduğunu söyleyebilirim.