Your Turn To Die -Death Game By Majority- İncelemeler
Your Turn To Die -Death Game By Majority- çok sonlu bir korku macera oyunudur. Sara Chidouin bir gece geç saatlerde okuldan eve döndüğünde bir şeylerin korkunç bir şekilde ters gittiğini fark eder. Kendine geldiğinde, kendisini, arkadaşı Joe'yu ve diğer 9 kişiyi gizemli bir yerde kapana kısılmış olarak bulur.
Uygulama Kimliği | 2067780 |
Uygulama Türü | GAME |
Geliştiriciler | Nankidai |
Yayıncılar | 0UP GAMES |
Kategoriler | Tek oyunculu, Steam Başarımları, Steam Cloud |
Türler | Bağımsız Yapımcı, Macera, Erken Erişim |
Çıkış Tarihi | 20 Feb, 2023 |
Platformlar | Windows |
Desteklenen Diller | English, Japanese |

5 Toplam Yorumlar
5 Olumlu Yorumlar
0 Olumsuz Yorumlar
Negatif Puan
Your Turn To Die -Death Game By Majority- toplamda 5 inceleme aldı. Bunların 5 tanesi olumlu, 0 tanesi ise olumsuz olup, genel puan olarak "Negatif" elde edilmiştir.
Son Steam İncelemeleri
Bu bölüm, oyunun en son 10 Steam incelemesini gösterir ve oyuncuların deneyimlerine ve görüşlerine genel bir bakış sağlar. Her inceleme özeti, toplam oynama süresini ve olumlu-olumsuz geri bildirim sayılarını içerir, böylece topluluk geri bildirimlerini net bir şekilde görebilirsiniz.
Oynama Süresi:
1736 dakikalar
who's joe?
👍 : 1 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
1609 dakikalar
güven sorunlarınız varsa oynamayın
👍 : 0 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
1662 dakikalar
"I'm the sacrifice"
"I'm the keymaster"
"No i'm the keymaster"
"I'm the sage"
"I'm actually the sage"
"I'm god of war"
👍 : 1 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
697 dakikalar
çöp maymun manken karakterlerin umrumuzda olmayan backstorylerini anlatmak yerine ve her 2 saniyede bir arkadaşım öldü hüü demek yerine daha fazla main game olsaymış daha süper olurdu main gameler harika ama umrumda değil arkadaşlığınız amk
👍 : 0 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
1533 dakikalar
Mental sağlığınızı önemsiyorsanız bu oyunu oynamayın. Saatlerce ağladım. Onun dışında hikayesi ayrı karakterleri ayrı mükemmel bir oyun. Her karakter gerçekten canlıymış gibi hissettiriyor. Çizim stili de çok farklı ve güzel bence. Danganronpa gibi görsel roman oyunlarını seviyorsanız kesinlikle oynayın!! Açıkçası ben Your Turn To Die'ı Danganronpa'dan çok daha fazla sevdim çünkü burada seçimlerinizin ne kadar önem taşıdığını anlayabiliyorsunuz. Sadece karakterleri değil sizi de etkiliyor.
👍 : 0 |
😃 : 0
Pozitif
Oynama Süresi:
2877 dakikalar
Bu inceleme çoğunlukla benim oyun hakkındaki hislerim ve Danganronpayla karşılaştırmam üzerine olacaktır, (dr ve yttd spoileri var!)
Kendimi bildim bileli bir Danganronpa hayranıydım, Danganronpa adı altında tüm içerikleri tükettim (Light Novellar dahil), korsan ve normal şekilde oyunu çokça bitirdim. Yetmedi fan işlerine, teorilere, bulabildiğim en küçük ayrıntı için bile araştırırken buldum kendimi. Danganronpa benim için çok değerliydi ve gördüğüm en iyi cinayet temalı oyundu, o zamanlar hep Your Turn To Die'ın adını duyuyordum ama Danganronpa kadar iyi olamayacağını bildiğimden oynamaya tenezzül etmemiştim. Sonra neden bilmiyorum yakın zamanda kendimi bu oyuna bakarken buldum, Danganronpa'yı bırakalı 2 yıl olmuştu ve bu tarz bir oyunun açlığında Your Turn To Die bir alternatifti.
Your Turn To Die'dan pek bir şey beklemiyordum açıkçası, Danganronpa çakması olmasını beklediğim bedava bir tarayıcı oyunuydu, 2-3 ilginç ölüm olsa eğlendirse yeterdi bana göre, bu düşüncelerle oyuna başladım.
Ve kendime inanamadım, Your Turn To Die beni şok etmişti, bu oyun inanılmazdı. Bu zamana kadar oynamadığım için çok pişman oldum. Öyle ki bu oyun Danganronpa'nın başaramadığı çok büyük iki şeyi başarıyordu.
1- Sözde [spoiler]Junko'nun[/spoiler] temasını oluşturan ve oyun boyu asla hissetmediğimiz keder duygusunu Your Turn To Die iliklerime kadar hissettirdi, kendimi Danganronpa oynarken hiçbir zaman umutsuzluğa kapılırken bulmadım, hiçbir zaman korktuğumu duygudan duyguya girdiğimi veya 'kederi' hissetmedim. ama Your Turn To Die... beni dehşete düşürdü, Your Turn To Die oynarken kendimi oradaki karakterler gibi hissettim, sanki ben de ordayım ve yaptıkları hatalarda ben de zarar göreceğim, benim arkadaşlarım da zarar görecekmiş gibi.
2. ise iyi yazılmış karakterlerdi, Danganronpa'daki kişilikler gerçekten ilginç ve eğlenceliydi, çok zekice şeyler vardı ama ruhsuzlardı, hiçbiri bana insan gibi hissettirmedi, onun aksine ilginç ve zeki olsunlar diye koyulmuş temaları olan hayali karakterlerdi(zaten öyleler ama bunu bu kadar hissettirmesine gerek yoktu) yine de ben bu karakterleri çok sevdim; Chiaki'yi, Nagito'yu, Celestia'yı, Maki'yi, Kaito'yu hepsini çok sevdim, ama onları bir insan olarak sevmedim, onları bir canlı olarak da sevmedim kendilerini bir 'hayali karakter', bir 'Anime karakteri' gibi sevdim. Ama Your Turn To Die, [spoiler]insan olmayan kukla karakterleri bile bana insan gibi hissettirdi.[/spoiler] Onları sevdim çünkü onlar da benim gibi hisleri olan, bir şeylerden korkan ve seven-bunu hissettirebilen- karakterlerdi, örnek olarak [spoiler] Junko ve Midori'yi(gerçek Sou Hiyori)[/spoiler] karşılaştıralım.
[spoiler]Junko, Danganronpa Zero novelini okuduğum(bilmeyenler için sözde Junko'yu ve onun geçmişini anlamamız için yazılmış bir roman) halde boş bir karakter, arka planı yok, yaptığı tüm kötülükler sadece zeki ve 'eğlenmek' istediği için olan boş motivlerden ibaretti. Junko'ya 'neden insanlara böyle işkence ediyorsun' diye sorduğunda, "Çünkü canım öyle istiyor çok zeki olduğumdan hayat çok sıkıcı bende keyfimden sevdiklerimi öldürüp kendime acı çektirip onlara da acı çektiriyorum" diye cevap verecek bir karakter. kendimi Junko'yla empati kurarken veya Junko'nun değişen kişiliklerinde bir kere bile 'acaba neden..' derken bulmadım... ama Midori, Junko'nun aksine harika yazılmış bir karakterdi. Oyun bitmemiş olmasına rağmen Midori'nin aslında gerçekten diğer herkes gibi ölmekten korkan, kendi boş eğlencesi için değil de bir sebeple bunları yapan biri olduğunu ve yaptığı her şeyin arkasında bir gerekçe, bir zorunluluk, bir umutsuzluk, bir kurtuluş umudu olduğunu hissettirdi. Ve Junko'nun aksine ben Midori'ye üzülürken buldum kendimi.[/spoiler]
Sadece bu değil, en basitinden Shuichi/Hajime/Makoto ile Sara'yı karşılaştırdığınızda da fark edeceksiniz bunu, açıkçası ne Shuichi ne Hajime ne de Makoto bana Sara'nın hissettirdiği "bir görevim var ve bu görevi yerine getirmek zorundayım, sırtımdaki ağırlık ne olursa olsun, yaşamak istiyorum ve diğer herkesi de benimle yaşatmak istiyorum." hissini hissettirmedi. (Kaede'nin ana teması bu olsa bile Kaede bile bunu başaramadı) hepsi anime ana karakteri kadar duygusuzdu "Umutla bunu başarabiliriz, arkadaşlığın gücü!" gibi hissettiren ne kendi korkuları ne de düşünceleri olan karakterlerdi, sanki asla ölmeyeceklerini biliyorlardı, sanki ana karakter olduklarını başından beri biliyorlardı. (Hajime aralarından en insan olanıydı ona rağmen Hajime bile korkmayan bomboş bir karakter gibi hissettirdi.) ama Sara gerçek bir insandı, Sara resmi olarak lider diye adlandırılsa bile(hiçbir Danganronpa Protagranisti resmi olarak arkadaşları tarafından lider denmediler, buna rağmen onlar nedense ölmeyeceklerinden emin gibilerdi) ölebileceğini biliyordu. Kaybedebileceğini biliyordu ve Sara yaşamak istedi, Sara insanları gerçekten kurtarmak ama bu uğurda kendini kaybetmemek istedi. Aynı [spoiler]Midori'nin kendinin paha biçilmez olmadığını bilmesi, ve Asunora'nın işine gelirse Midori'yi bile öldürebileceklerini bildiği gibi.[/spoiler]
Sadece Sara ve [spoiler]Midori[/spoiler] değil, Bu serideki tüm karakterler için geçerli bir şey, bunun [spoiler]Midori-Junko'dan[/spoiler] sonra en büyük farkını Sou [spoiler](Shin Tsumiki)[/spoiler] ile Kokichi Omayı karşılaştırırken fark ettim. Kokichi ne kadar zeki bir karakter olsa da diğer tüm Danganronpa karakterleriyle aynı kader olan boş arka plan ve sahteden yaratılmış duyguları paylaşıyor, Sou ise attığı her bir adımın ağırlığını hissediyordu. Sou'nun neyi neden yaptığını anlayabilirdiniz(bir insanı anladığınız gibi) ama Kokichi'yi anlayamazdınız. Çünkü Kokichi bir insandan çok belirli bir şekilde hareket etmesi planlamış bir karakterdi.
Özetlemek gerekirse, Danganronpa olay örgüsü olarak çok daha zekice yazılmış bir seri. Danganronpa'nın bana en çok hissettirdiği de buydu, vay be... Adamlar bunu nasıl düşünmüş... Bu sefer kim ölecek... nasıl ölecek ve katil nasıl ortaya çıkacak? Biliyordum ki ne olursa olsun Danganronpa beni şaşırtacaktı ve asla tahmin etmediğim bir şekilde olacaktı olaylar ama yaptığı tek şey buydu. zekiliğiyle beni şaşırtmak, bunun aksine Your Turn To Die, Danganronpa kadar zekice değildi( kesinlikle çok zekice şeyler vardı özellikle final oyununda ağzım açık kaldı ama, Danganronpa Trial 5 seviyelerinde değildiler.) ama duygu konusunda? Your Turn To Die Danganronpa'yı ikiye katlar. Your Turn To Die beni seri boyunca bipolar yaptı(final oyununda kaç defa kazandık-kaybettik döngüsüne girdiğimi hatırlamıyorum bile.) bu seri boyunca kötü de hissettim iyi de hissettim kederi de hissettim umudu da, kazanabileceğimize de inandım kaybedebileceğimizi de çünkü Your Turn To Die Danganronpa'nın asla başaramayacağı bir şeyi başararak bana konuştuğum karakterlerin senin benim gibi ölmekten korkan insanlar olduğunu gösterdi.
son not: bu tamamen öznel ama ben your turn to die oynarken hiçbir karakterin özellikle zorlama bir şekilde 'erkek tarafından yazılmış kadın' hissini almadım, ayrıca oyunda bir tane bile fanservice yok ama dangranronpadaki kaede, chiaki, kirigiri, aoi, mikan, hiyoko ben erkek tarafından yazıldım diye bas bas bağırıyorlardı fanserviceden geçilmiyor zaten
👍 : 7 |
😃 : 0
Pozitif