Commandos 3: Destination Berlin İncelemeler

Girizgah: Normalde Commandos 2'nin Steam sayfası altında tüm seri için (Strike Force ve HD Remaster'lar, bir de Origins hariç) bir inceleme yazmıştım ama yine de ayrı ayrı yazmak istedim, biraz inceleme kasmam gerekiyor da. Commandos 3, aslında çocukken oynadığım oyunlardan olması nedeniyle hayatımda özel bir yere sahiptir. 1280*1024 çözünürlüklü monitörümde ve Windows XP yüklü kasamda kendisini sabit 800*600 çözünürlükte ve sabit 25 FPS'de oynardım (Oyunun çözünürlüğü arttırılabiliyor sanırım ama FPS arttırılamıyor) ve o zaman grafiktir, oyunun net gözükmesidir, izlediğim dizilerin, çizgi filmlerin cam gibi gözükmesidir falan pek sallamadığımdan olsa gerek, hayvan gibi de zevk alırdım. İlk olarak 2009'da oynamaya başladığım bu oyunu böyle böyle 2018'e dek oynadım, sürekli sildim, yükledim, amatör zamanlarımda görünmezlik hilesi yapıp Green Beret'i kullanarak düşmanların gözlerinin önünde onlara bıçak taktım (Göremiyorlardı tabi beni. :D Ne olduğunu bile anlamadan bıçak yiyip düşüyorlardı yere). Çocukken eğlenceliydi tabi de sonra hile işini bıraktım oyunlarda, tabi çoğunlukla. Her neyse işte, böyle böyle 2018'e dek geldim Commandos 3: Destination Berlin'i oynayarak. Ardından da evet, o GOAT Comamndos'u deneyimledim: Commandos 2: Men of Courage. Artık bir şeyler değişmişti... - Commandos 2'nin Legacy versiyonunun .exe dosyasını patch'leyerek 1366*768 gibi hem o zamanki laptop'umun dahili ekran çözünürlüğünde, hem de sabit 30 FPS'te bu oyunu oynayabiliyordum. - Commandos 2'deki harita dizaynı, detaylar, düşman sayısı, oynanış, müzikler vd. unsurlar o denli iyiydi ki... Evet, Commandos 3'te Londra'daki Almanya büyükelçiliği olsun, Stalingrad olsun, bizzat Berlin olsun, Central Europe bölgeleri olsun, Normandiya çıkartması olsun pek çok efsane bölümde oynuyorduk ama Commandos 2'de La Rochelle'deki koca bir Alman üssüne baskın veriyor, Myanmar'daki (O yıllardaki adı Burma) bir üste bir Japon tyrant'ını öldürüyor, Kwai nehrindeki bir köprüyü patlatıyor (1957 yapımı The Bridge on the River Kwai filmine bir göndermedir), Solomon Adaları'nda yer alan Savo adasına baskın veriyor, Hindiçin'de yer alan bir Japon üssüne baskın veriyor, Fransa'daki bir yerleşim yerinde Almanlara karşı büyük çaplı bir savunma savaşı veriyor, bizzat Colditz kalesine gidip oradaki tutukluları kurtarıp Almanların Paris'i havaya uçurma planlarını ele geçiriyor, oradan Paris'e geçip Almanların bu hain emellerini durduruyorduk. - Özellikle ana görevlerden itibaren harita dizaynları o denli büyüktü ki, inanılmaz ölçüde detay gösterilebiliyordu bu haritalarda (Daha yüksek çözünürlüklerde oynamayı başarırsanız anlayacaksınız demek istediğimi). E hal böyle olunca çokça sayıda düşman da ekleyebiliyorlardı haritaya. Commandos 3'teyse ne yazık ki en büyük harita dizaynları Stalingrad'ın ikinci bölümündeki haritadan, Berlin'den, Central Europe'daki son bölümden ve Normandiya çıkartması yapılan Omaha sahilinden ibaret. Düşman sayısı da en fazla bu bölümlerdeydi tabi. - Tabi bahsini ettiğimiz şey oyun olunca oynanış da önemli oluyor. Commandos 2'de bir kere hemen hemen her fonksiyon farklı bir klavye tuşuna atanabiliyordu. Sekiz komandonuz + bir köpeğiniz var oyunda. Her birinin genel ve özel fonksiyonlarını klavyenizdeki tuşlarla rahatça kontrol edebiliyor ve böyle yapmasanız bile sağa yaslı HUD sayesinde daha rahat kontrol etme imkanı buluyordunuz, bu da oynanışınızı oldukça kolaylaştırıyordu. Ki bir strateji oyununda bu çok önemli bir unsurdur bence. Ama Commandos 3'e bakıyorsunuz, silah değiştirmek için iki tuşa muhtaçsınız, temel bazı fonksiyonlar belli başlı, kel alaka diyebileceğiniz nitelikte tuşlara atanmış, bildiğiniz aksiyon oyununa çevrilmiş koca strateji efsanesinin üçüncü ayağı. Bir de, mesela bir binaya girdiniz ve loot yapmak istiyorsunuz, işte o zaman sadece kutuları değil, dolapları, çekmeceleri, ranzaların altlarını, buzdolaplarını, mutfak tezgahlarını, kısacası aklınıza gelen HER YERİ arayıp mermi, patlayıcı, ilk yardım kiti, konserve yiyecek, başka silahlar, ya gerçekten, aklınıza gelebilecek her şeyi bulabiliyordunuz. Ama ne yazık ki Commandos 3'te bunların HİÇBİRİNİ yapamıyorsunuz, sadece ama sadece tahta ve metal kutuları karıştırabiliyorsunuz, bir de işte öldürdüğünüz askerlerin eşyalarını alabiliyorsunuz (Hani Commandos 2'de de yapabildiğiniz). Yine oynanıştan bahsedeceğim, bu dolapları vs. karıştırarak bonus kitaplar da bulabiliyorsunuz ki, Tutorial bölümleri hariç tüm bölümlerde bu kitapları toplayarak o bölümlerin sonunda en az o bölümler kadar eğlenceli bonus görevler açabiliyorsunuz, ki bu da oyunu önemli ölçüde uzatıyor ve eğlenceli kılıyor, ayrıca bazı bonus görevlerde ciddi strateji kasmanız gerekmesi de cabası, özellikle de Very Hard zorluk seviyesinde. Ve evet, doğru bildiniz, Commandos 3'te yine bunların HİÇBİRİ yok. Yahu zorluk seviyesi bile yok be (Orijinal Commandos 3'te yok, yoksa Remastered'a bir Rookie zorluk seviyesi eklenmiş), doğrudan Commandos 2'nin Hard modunu alıp geçmişler. - Müziklere geleyim, her iki oyunda da Mateo Pascual bestelemişti aslında müzikleri, o yüzden kalitelerinde çok bir değişiklik yok, her iki oyunun müzikleri de kalitelidir. Ama, Commandos 2'deki Night of the Wolves, Das Boot: Silent Killers, White Death (aslında bu bölümün müziği Commandos 3'teki tren bölümünde çalıyor bir çeşit remix olarak), Target Burma, Bridge Over the River Kwai, The Guns of Savo Island... Yani kısacası hemen hemen her bölümdeki müziklerin havasını maalesef Commandos 3'te bulamazsınız, çünkü bana kalırsa Commandos 3 fazla aksiyona kaydı, bölümler hem çok kısa sürüyor, hem biraz yetenekliyseniz veya aşinaysanız ve bazı bölümlerde alarm öttürmemeyi başarırsanız Commandos 3'ü DOOM oynar gibi oynayıp ölmemeyi başarabilirsiniz. Commandos 2'deyse hala strateji kasmanız gerekli, zorluğu her ne kadar Commandos Behind Enemy Lines ve Beyond the Call of Duty kadar olmasa bile. - Bahsettiklerimi toparlayacak olursam, Commandos 2'den sonra gerek oyun çözünürlüğü anlamında, gerek FPS değerleri anlamında, gerek oyun içi harita dizaynları, detaylar, gerekse de oynanış anlamında Commandos 2'den sonra gerçekten sınıfta kalıyor. Commandos 2'den görüp de alıştığım bu unsurları daha sonra Commandos 3'te göremeyip de 3'ün ne kadar yavan kaldığını görmek üzdü açıkçası. O vakitler, yani Commandos 2'den sonra yapım ekibinden isimler değişmişti diye okumuştum bir yerden, bence bunun etkisi oldu bu denli bir gerilemede. Tabi, yanılmıyorsam 2000'li yılalrın başında FPS ve aksiyon türü de revaçtaydı, o yüzden de Commandos serisini o yöne yönlendirmiş olabilirler (Strike Force'u oynarsanız demek istediğimi anlarsınız diye düşünüyorum) Yoksa Commandos 2 gibi bir oyunu yapan ekip, üçüncü oyunuyla ikinci oyunu bile solda sıfır bırakırdı detayların, oynanışın, stratejinin kitabını baştan yazarak. Müziklere gelecek olursam da, aslında 2'deki müzikleri bulamasam da 3'teki müzikler de oyunun aksiyona kayışına uygun olmuştu, o yüzden müziklere çok bir şey diyemeyeceğim. Böyle bir oyun işte Commandos 3: Destination Berlin. Men of Courage'dan sonra her ne kadar pabucunu dama atmış olsam da çocukluğumdan bir parçadır, yine de severek bulundururum kütüphanemde. Ama keşke, keşke Commandos: Behind Enemy Lines'a gelen Beyond the Call of Duty ek paketi gibi Commandos 3 de Commandos 2'ye gelen bir ek paket olsaydı ve adı sadece Commandos: Destination Berlin olarak kalsaydı. Sonuçta seriye sadece Assault Rifle getirmiş, daha modern kaplamalarla gelmiş, tüm komandoların el bombası atabilmesine olanak sağlamış, Thief'in tekme atıp bayılttığı düşmanları bağlayabilmesini sağlamış, komandolardan Driver'ı, Natasha'yı ve Whiskey adlı köpeği çıkarmıştı. Bunları pekala Commandos 2'nin üzerinden de yapabilirdi Pyro Studios. Hem de ekstra bütçe ayırmamış olurlardı Commandos 3 için.

Serinin en zayıf oyunu. Yanlış hatırlamıyorsam, çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle, bu oyunu asıl ekip yerine başka bir ekip geliştiriyor. Kısayol tuşlarının büyük bir kısmı kaldırılmış. Haritalar son derece küçük ve özensiz. Oyun stratejiden ziyade mini aksiyon görevleri ile ilerliyor. 1. bölüm: Alarm çaldırmadan istasyona ulaş.2. bölüm: Alarm çaldırmadan, Tren'e bin. 3. bölüm: Tren'in geçeği bölgeyi, tren gelmeden temizle ve güvenli hale getir. 4.bölüm: Trende bulunan komandolara yardım et, tarzında birbirine bağlı mini görevlerden ibaret. Oyunun zorla yapılmış gibi bir hali var. Açıkçası oynamasanız da olur. Pek bir şey kaybedeceğinizi düşünmüyorum. Puanım: 5/10